Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ H ] / Halls

Halls перевод на французский

73 параллельный перевод
İşçilerin Şehri yüzeyden ne kadar derinde ise bir o kadar yukarıda da derslikleri, kütüphaneleri... amfileri ve stadyumları ile... "Evlatlar Kulübü" yükseliyordu.
Autant la Cité Ouvrière était située en profondeur, autant le bloc d'immeubles appelé "Le Club des Fils" se dressait au-dessus d'elle avec ses halls de lecture et librairies, ainsi que ses théâtres et ses stades.
Aynen gazinolarımızda olduğu gibi.
Comme dans nos music-halls.
Bir müzikholde böyle şeyler yaparak mı geçiniyorsunuz?
Vous produiriez-vous dans les music-halls?
Her iki salonu da turlayıp her geçişimde galeriyi kontrol etmek.
Je dois faire le tour des 2 halls et inspecter la galerie.
Devamlı çalışan büyük salonlar oldukça ekonomik olacaktır.
Des halls entiers, en exploitation permanente. Quelle économie!
16 kumarhane, yedi otel ve 21 salon var.
Il y a 16 halls de jeu, sept hôtels et 21 saloons.
1884 yılında Kristiania, Norveç'in başkentidir birahaneleri, kafeleri, birkaç Tivoli gazinoları vardı ama operası, balesi, sanat okulu yoktu.
L'année 1884. Kristiania, capitale de la Norvège, avec ses brasseries, ses cafés, les music-halls de Tivoli, mais aucun opéra ni ballet, et aucune académie d'art.
Yetkililere göre Noel öncesinde, bu huzurlu kasaba, Kingston Halls'u sarsan, açıklanamayan ve giderek artan kaza, yangın ve patlamalar burada başladı.
Les autorités qualifient... d'hystérie collective la série mystérieuse... d'accidents, d'incendies, d'explosions qui ont bouleversé la ville... Ie soir de Noël.
Bayan Lemon. Müzikallerle ilgili ne yapmıştınız?
Mlle Lemon, qu'avez-vous trouvé sur les music-halls?
Dönmek mi? Asgaard Salonu'na ayak bastın, Erik.
Vous avez foulé les Halls d'Asgaard, Erik.
Aldatan ve aldatılan tüm kadın ve erkekler için üzülüyorum. Adama üzülüyorum. Otel lobilerinde sinsice dolaşarak arkalarını gözetlerler.
J'ai de la peine pour tous les gens, hommes et femmes... les trompeurs et les trompés qui rasent les murs des halls d'hôtels... en regardant toujours derrière eux.
Halls of Montezuma, Sands of Iowa Jima, The Guns of Navararone?
Okinawa? Iwo-jima? Les canons de navarone?
Saçma müzikallerde oynayıp... geceleri bedava şovlara çıkarak, bebeğinin altını değiştirmek mi? Ve radyo programının listeye girmesini beklemek!
Je me suis pas ruiné la santé dans des music-halls minables pour te voir talquer les fesses de ton bébé et entendre tes jérémiades sur le sort des gens de radio!
Chloe. İki koridordur...
Ça fait deux halls que j'essaie de
Bu anı ölümsüzleştirmek için, Sky High koridorlarında yürümüş en güçlü süper kahramana bir anma düzenledik.
Pour fêter cet événement, on a préparé un tribut spécial à la plus puissante super créature qui ait arpenté les halls de Sky High.
Yavaştan Halls Creek'e dönelim.
Largement le temps de rentrer à Halls Creek.
İki Robert Halls olduğunu ve birinin zenci birinin beyaz olduğunu.
Il y a deux Robert Hall. Un de couleur, l'autre blanc.
Amerika'daki bütün liselerin koridorlarında.
Les graines de leur succès sont semées ici, dans tous les halls des lycées Américains.
Uğultulu Koridorlardan kaçmış ilkel bir gölgeydi.
Une ombre élémentaire s'était échappée des Halls Hurlant.
Halls senden bir şey isteyeceğim.
Halls, j'ai un truc à vous demander.
Reseda'da bir müzikhol işletiyorum Kuzey kutbunun güneyinde kalan heryerde, geniş seçenek avantajımızla noel süslemeleri yaparak eğlenceyi tüm yıla yayıyoruz.
Je dirige le magasin Deck the Halls à Reseda, nous apportons la joie de vivre toute l'année avec le plus grand choix de décorations de Noël au sud du pôle Nord.
Deck The Halls sayesinde karnımıza doyuyor ve biz de şarkılar söyleyerek onlara şükranlarımızı sunuyoruz.
Deck the Halls nous permet de gagner notre vie pour qu'on puisse librement partager notre musique.
Müzikholümüzü ücretsiz olarak hizmetinize açacağız.
"Deck the Halls". On va tout redécorer ici.
"Işığın Shambala salonlarında nasıl parlar?"
How does your light shine in the halls of Shambala?
Eğer bir günü salonda geçirirsen, 240 defa düğmeye basman gerekecek.
Si vous passez une journée dans les halls, vous devez frapper l'interrupteur 240 fois.
... koridorlar, araba parkları merdivenler hatta okul bile var.
Des halls, des parkings, des escaliers, des écoles.
Bu daire, bazı apartmanların lobilerinden çalınmış gümüş takımları ve güzelim meşe mobilyalarla doluydu.
Petit à petit, l'endroit se remplissait d'argenterie volée et de magnifiques meubles en chêne dérobés dans des halls d'immeubles.
Dedektif, Marble Halls'daki tanrılar beni buraya bir katili yakalamam için yolladılar ki yardımınız olsa da olmasa da yapacağım.
{ \ pos ( 192,220 ) } Inspecteur, on m'a envoyée { \ pos ( 192,220 ) } pour coincer un tueur, et je le ferai, avec ou sans votre aide. D'accord?
Ama Marble Halls'dan itibaren...
- depuis le début?
* Acele ediyor olabilirim ama süsle koridorları yine *
I may be rushing things but deck the halls again now
Koridorları çoban püskülünün dalları ile donatın...
Deck the halls with bows of holy
Koridorları çoban püskülünün dalları ile donatın...
Je vous entends pas. C'est ton troisième chat. Deck the halls with bows of holy Coupez!
Filmleri yeraltında mı gösteriyorlar?
Vous exposez des films dans les halls du métro?
Kumarhane, otopark, lobi ve koridorlardaki tüm güvenlik kayıtlarını istiyoruz.
On va avoir besoin de voir toutes vos vidéos de sécurité du casino, parkings, halls, couloirs.
İşiniz koridorlarda ve evin çevresinde devriye gezmek. Güvenlik kameralarının görüntülerini izlemek. Besi hayvanımız olan insanların bakımıyla meşgul olmak ama işi bok ettiniz.
Cela veut dire que même si tu fais des rondes dans nos halls ou à nos frontières, si tu regardes un écran de surveillance ou si tu t'occupes de notre bétail,
Bu koridorlarda küçük bir kız olduğumdan beri koşuşturuyorum.
J'arpente ces halls, de long, en large et en travers depuis que je suis petite, ok?
Ama ya o dükkânda baba oğuldan sadece birini yakalarsak? Diğeri Emily'nin yanında kalırsa?
Mais si on attrape qu'un seul des Halls dans cette armurerie et que l'autre reste avec Emily Barlow?
Hall'ları arayıp siparişlerinin geldiğini söyleyeceksiniz.
Monsieur, vous allez appeler les Halls et leur dire que leur commande est arrivée.
"Salonlarımıza sessizlik, tarlalarımıza ziyan hakim olmalı..."
♪ Our halls shall be mute ♪ ♪ and our fields shall lie wasted
Deck the Halls'u dinledik.
Vous avez entendu Falalalala.
* O kutsal koridorları geride bıraktığımızda *
♪ leaves those holy halls ♪
Hayır, pek çok salon var.
Non, il y a plusieurs halls.
Şaşaalı salonlarını görelim diye bıraktılar.
Ils ont déserté leurs halls lumineux pour venir nous voir.
* Koridorda duyduğun ses benim *
Je suis cette voix Que tu entends dans les halls
Ve eğlence düşkünleri, içinde eğlendikleri şimdi kana bulanmış odalarda birer birer yığılıp çaresizlik içinde öldüler. "
Et les fêtards tombèrent un à un. dans les halls arrosés de sang de leur festivité, et chacun mourut dans la position déséspérée de sa chute ".
Eşek şakası yapılabileceği için, yangın alarmları giriş kısmına konulmaz.
On ne met pas d'alarmes incendie dans les halls d'entrée pour que n'importe qui les déclenche.
Kötü adamlar için caydırıcı olmasının sebebi dikkat çekmiyor olması ve her yerde bulunabilmesi : Bina lobilerinde tren istasyonlarında, sınır girişlerinde.
Ce qui dissuade les terroristes est le fait qu'il soit discret et qu'il peut être n'importe où les halls d'immeuble, gares, péages dans tout le pays.
Permiyen dönemi, Yaşam Ağacı'nın kırık dallarına adanmış bu anıtın yani Yok Olanlar Mabedi'nin en karanlık koridorudur.
Le Permien est le couloir le plus sombre dans ce mémorial aux branches cassées de l'arbre de la vie... Les Halls de l'extinction.
# I walked through the halls of karma #
Oh! - Allez viens, mec!
" Onları otellerin lobilerinde görüyorum.
" Je les vois dans les halls d'hôtels.
# Koridoru neyle aydınlatacaksınız # # Koridoru Bonnie'le aydınlatacaksınız #
♪ plate-forme les halls avec quoi? ! ♪

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]