Harding перевод на французский
419 параллельный перевод
HARDING, Bir Gemi Sahibi
Greta Schroeder Harding, un propriétaire de bateau : GH Schnell
Böylece Hutter, kaygılı eşini arkadaşları olan zengin gemi sahibi Harding'e ve onun kız kardeşine emanet etti.
Alors Hutter laissa son épouse affligée sous la protection de son ami, le riche propriétaire Harding, et Ruth, sa sœur.
Merhaba genç Harding. Erkencisin.
La guerre finira bien par arriver un jour.
Demek sen Harding'sin.
Bien, venez avec moi. Je connais le chemin.
Hala uçuyor musun?
- Non! - Harding?
Saçların beyazlamış lakin hala genç görünüyorsun.
- Oui, le Docteur Harding. - Regardez, le voici qui arrive!
Dr. Harding'le beraber gitti. Buraya getirilmeliydi.
Le mieux, c'est mon laboratoire.
Liyakat kardeşliği...
Il est avec le Dr. Harding. Amenez-le ici.
- Harding'i de istiyorum. - O ikisi eski dostlar.
C'est une affaire assez simple.
Yapabileceğim bir şey yok. Everytown'da o ham petrolü uçaklara uygun hale getirebilecek tek kişi Harding'dir.
Il ne me reste plus qu'à réussir le bombardement des collines.
Yoksa mümkün değil. Harding'le son zamanlarda biraz sürtüşmemiz olmuştu.
Alors, nous pourrons espérer une paix riche et gratifiante :
Bu toprak senin anan, baban, çıkarların demek!
Nous avons eu un léger différent Harding et moi C'est le seul qui peut faire ce travail pour vous.
- Yakıt ve gaza ihtiyacım var! - Yakıt da yok gaz da. - Ret mi ediyorsun?
Toi, Harding, tu aideras Gordon à résoudre son problème de carburant, et tu mettras à notre disposition ta connaissance du gaz toxique.
tutsak tuttuğunuz Cabal ve Dr. Harding'in yardımıyla bir düzine uçağınız yine uçar hale gelecek.
Absurde! Nous avons des devoirs envers la civilisation. Les gens de votre espèce nous renvoient au barbarisme.
Cabal'i bana verip, Harding'le yalnız konuşmama müsaade ederseniz size söz veriyorum hava kuvvetlerinizin üçte birini yine göklerde göreceksiniz.
Votre guerre et tout le reste! Ma vie entière a été interrompue et gâchée par la guerre. - Je n'en supporterai pas d'avantage.
Konuş! Hadi ama konuşun!
Harding, tu pourras même voir voler une douzaine de tes avions.
- Bu uçak için almama izin vereceklerdir.
Je crois qu'on se débrouillera, maintenant qu'Harding sait quoi faire.
Bir şeyler yapabilecekler. Onlarla savaşacağız! Onlarla savaşacağız!
Ce type, Harding...
Harding denen herif var.
Même si je dois lui arracher le bras et lui faire avaler ses dents...
Richard Harding Davis'den daha hoş olduğu kesin.
C'est mieux que Richard Harding Davis.
Gene de Richard Harding Davis olarak kalmanı isterdim.
Dommage pour Richard Harding Davis.
New Mexico'nun kuzeybatısında Harding kasabasındayız.
Vous trouverez le compté de Harding dans le nord-est du Nouveau-Mexique.
- Teğmen Keith, Teğmen Harding.
- Lieutenant Keith, Harding.
- İyi şanslar Harding. - Teşekkürler efendim.
- Bonne chance, Harding.
Teğmen Harding aradı ve başının dertte olduğunu söyledi.
Le lieutenant Harding a appelé pour dire que vous aviez des ennuis.
Teğmen Harding'le yaptığınız konuşmayı hatırlamıyor musunuz?
Ne vous rappelez-vous pas votre conversation avec le Lt. Harding?
Teğmen Harding'in nerede olduğunu biliyor musunuz?
Savez-vous où se trouve le Lt. Harding, maintenant?
Çok adamla konuştum. Hem Harding pek güvenilir bir subay da değildi.
J'ai vu beaucoup d'hommes et Harding n'était pas le meilleur officier.
Savunmanın Teğmen Harding'i çağırtmaktan başka çaresi kalmıyor.
La défense n'a pas d'autre recours que d'appeler le Lt. Harding.
Bn. Harding, Bay Benko bana kampanyanıza 25 bin dolar bağış yapma yetkisi verdi, eğer Toro dövüşürse.
M.Benko m'autorise à vous offrir... 25000 dollars pour "l'œuvre des enfants infirmes"... si Toro dispute le grand combat.
- Reddedin. Acele etmeyin. Vergi açısından düşünmeliyiz.
Considérons la situation fiscale de Mme Harding.
- Sen de çekilmelisin.
Je me retire. Mme Harding, faites-en autant.
- Ama karar sizin.
La décision dépend de vous Mme Harding.
Bu geceki maçın gelirinin, önde gelen hayırseverlerden Bn. Wilson Harding sponsorluğundaki Sakat Çocuklar fonuna bağışlanacağını gururla açıklarız.
Nous sommes fiers d'annoncer que ce soir... le bénéfice du combat ira aux enfants infirmes... grâce à la générosité d'une donatrice :
Savaş muhabiri olan Richard Harding Davis cephede Fransız generallerle röportaj yapıyordu.
le correspondant de guerre Richard Davis interrogeant des généraux français sur le front.
Efendim, adımdır benim Richard Harding Davis.
Je suis Richard Harding Davis!
Bayan Townsend, ben Nassau Emniyetinden Yüzbaşı Junket. Bu da Teğmen Harding.
Mme Townsend, je suis l'inspecteur Junket.
- Yüzbaşı Cyrus Harding.
- Capitaine Cyrus Harding.
Yüzbaşı Harding! Yüzbaşı Harding!
Capitaine Harding!
Yüzbaşı Harding!
Capitaine Harding!
Bay Harding, izninizle.
Si vous permettez, M. Harding.
Harding!
Harding!
- Harding!
- Harding!
- Hayır. - Harding?
Il m'a envoyé vous arrêter.
Her zamanki gibi. Savaş beyiyle görüşmek isterim.
Alors, c'est vous, Harding?
Sana gelince Harding, sen de Gordon'a yakıt probleminde yardımcı olup zehirli gazlar konusundaki bilgini bizim için kullanacaksın.
- Alors, je veux aussi le Dr. Harding. - Ce sont de vieux associés.
Zehirli gazlarla işim olmaz!
Si quelqu'un à Everytown peut adapter ce pétrole à nos avions, c'est Harding.
Zorluklara ve tehlikelere göğüs gerdiniz.
Si tu me donnes Cabal... si tu me laisses libre de parler à Harding,
O bize bu gaza karşı ne yapacağımızı söyleyebilir.
- Allez chercher Harding.
- Git Harding'i getir.
Ils devront bien descendre sur terre un jour.
- Harding?
- Harding?