Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ H ] / Harem

Harem перевод на французский

297 параллельный перевод
Harem ağası - Jacob Tiedtke Esir tüccarı
Le marchand d'esclaves - P. Biensfeldt
Harem ağaları, büyük şeyhin haremindeki kadınları yakından izliyordu.
Les femmes du puissant cheik sont sous l'étroite surveillance des eunuques.
Burası hapishane, harem değil.
C'est une prison ici, pas un harem.
- Haremin olması için.
- À cause du harem.
Üstelik harem mantığı yüzünden diğer kadınları da bu duruma üzülmüyor.
Ben voyons!
Harem mi kurmuş?
C'est un harem!
Haremim.
Mon harem.
Harem kızları, şuraya geçin!
Les Odalisques, par ici.
"Zalim bedevi Oscar, Afrika kıyılarında korku saçmış efsanevi Fas gemileriyle haremin yanı başındaki sahile çıkartma yapar ve korkunç ordusunu Beyaz Şeyh'e karşı idare eder."
"Oscar, le bédouin cruel, débarque au harem du mystère " sur des barques mauresques, " des barques de la côte africaine.
Gizemler hareminde kızlar, Beyaz Şeyh'in hayaliyle ayıla bayıla uyumaktadırlar.
"dans les salles de marbre du harem mystérieux, " les Sulamites sommeillaient, alanguies. " Elles rêvaient toutes au Cheik Blanc.
Sadece gizemli bir Yunan olan Ferga- -
"Seule Felga, la Grecque, phalène du harem..."
Algiers'li eski bir şeyh vardı Haremine dedi ki, "Sevgililerim Sizi..."
Il y avait à Alger un vieux sheik... qui disait à son harem, "Mes chéries... vous pouvez..."
Birazdan hareme geliyorum.
Je vais rejoindre le harem.
Majesteleri, oğlumu bir haremde büyütmek istemiyorum.
Je n'élèverai pas mon fils dans un harem, sire.
Bir haremim olsaydı, siz gözdem olurdunuz.
Si j'avais un harem, vous seriez ma favorite.
- Bir haremim olsaydı... - Sen gözdem olurdun.
si j'avais un harem tu serais ma favorite.
Hareminden bir kadın söyledi.
Les femmes de son harem me l " ont dit.
Beni haremine mi kapatacaksın,?
Pour m " enfermer dans ton harem?
Tavanarasında eski taslakları olan birini tanıdı. Bu kavramın telif hakları ona iyi bir gelir getirdi, at yarışı kayıplarını karşılayabiliyordu ve kadınlar, kadınların çoğu Harem adlı teknede kalıyorlardı.
llfit la connaissance d'un petit inventeur... dont l'idée, dûment brevetée, s'avéra d'un bon rapport... et compensa les pertes dues aux chevaux et aux femmes... lesquelles vivaient sur son yacht, le "Harem".
91 yaşındayken, Harem lll adlı bir teknede gizemli bir şekilde öldü.
Il mourut mystérieusement à 91 ans, à bord du "Harem lll", son yacht.
Evlilik akdi harem kurmayı kesinlikle yasaklıyor.
Le contrat de mariage interdit un harem.
Ya da bir harem kızı gibi.
Ou comme... une odalisque.
Ama ben rezil bir adam oldum, harem ağası gibi.
Mais pas ramasser les poubelles, pas faire l'eunuque dans un harem.
Bu güzel büyücü de mi hareminize dahil?
La belle sorcière est du harem?
Sonunda bir harem kurdun, Hz.
Tu l'as ton Harem, roi Salomon!
- Sen de kendine ait bir harem istemezmisin?
- Ça vous dirait, un harem?
Şimdi haremin içindesin.
Vous voilà dans le harem.
- Kokuya bakılırsa, harem olmalı.
- D'après l'odeur, au harem.
Amiralin haremi mi bu?
Mais c'est le harem de l'amiral!
Birinci lige giremez.
Loin de faire une reine de harem.
- Harem kızlarıymış gibi bakarak.
- On dirait qu'on est un harem pour vous.
Yüce imparator Üçüncü Şumunşin Şah'ın hakimiyeti altında, bu tepelerde, İmparatorluk mimarisi gelişti birbiriyle fevkalade uyumlu, içinde bir saray, bir cami, 1200 yataklı bir harem, ve haz dolu pek çok şey daha bulunan...
À l'époque de l'empereur Shumunshine-Shah III s'élevait sur ces collines un merveilleux ensemble architectural, avec le palais du shah, la mosquée, il y avait aussi un harem de 1200 pensionnaires et bien d'autres choses.
Görünüşe göre bu "toprağım" diyip duran herifin haremi falan varmış.
Ce type en prison a une sorte de harem qui le fait vivre.
Konstantinopol'da bir haremde, ilginç bir dava sırasında.
Une affaire très intéressante dans un harem à Constantinople.
Bu bölgeye ulaştığımızda, Abdullah burayı terk etmeye ve haremindekileri öldürmeye karar verdi. Böylece başka hiçbir erkek onlara sahip olamayacaktı.
Quand il a su qu'on arrivait, Abdullah a pref  r Ž d Ž camper et liquida son harem... pour que personne d'autre le r Ž cup  re.
Abdullah'ın haremi için dönmesini bekledim.
J'ai attendu Abdullah ˆ son harem...
İçeriye bir haremi sokamazsın!
Amener un harem ici!
100 kron için bütün Türk haremiyle yarışırım.
Pour ce prix, je me donnerais à un harem turc!
Burada, bir deniz aslanları kolonisinde, iri bir erkek deniz aslanını haremine zorla girmeye çalışan bir erkeği postalarken görüyoruz.
Ici, dans une colonie d'otaries, nous voyons une énorme otarie mâle prête à foncer sur un mâle qui s'est glissé dans son harem.
Bonnie Reynolds. 27 yaşında, boşanmış. Harem Room Kumarhanesinde garsonluk yapıyordu.
Bonnie Reynolds, 27 ans, divorcée, serveuse au Harem Room Casino.
Harem ağası mı yani?
Des eunuques, vous voulez dire?
Herif bizim tarafa bakmazken çadırın içine sızdık. Sahnede bir kız harem dansı yapıyordu.
On a réussi à se glisser sous la tente... il y avait une fille qui faisait la danse du ventre.
Haremden gelen kızların, banyodan sonra çıplak vücutlarını dinlendirdikleri yer.
Ceci est où les filles du harem sont venues après le bain et ont reposé nues.
Harem ağalarının dinlenme mekanı.
que les eunuches ont capitonnée.
Kral, çıplak kadınlar, harem ağaları ve kör müzisyenler,... bu mükemmelliğe ulaşmış ve değişime ihtiyaç duymayan düzeni oluşturmuşlar.
Le roi, les femmes nues, les eunuches et les musiciens aveugles, ont fait un modèle formel merveilleux dans lequel l'exploration de ce qui existe était parfait, mais qui ne recherchait également aucun changement.
- Seksi harem kızını oynuyorum.
- Je joue la perle du harem.
İşte büyük şeyhin haremi için bir şey!
"Ce serait une bonne acquisition pour le harem du tout-puissant!"
Ve beni göreceksiniz, Büyük Türk'ün ve onun 82 hanımının önünde gösteri yapan benzersiz Anselme Deburau.
qui a joué la pantomime dans le harem du Grand Turc en sa propre présence!
Küçük Mısır, Harem Kraliçesi... 1893'te Chicago'da Colombian Exposition'da dans etmiştir.
Voulez-vous voir la Petite Égypte?
Balmumu mu yoksa etten kemikten mi?
La voici, mesdames et messieurs la Petite Égypte, Reine du Harem... qui dansait à la "Colombian Exposition" à Chicago en 1893.
Babam bile o kadarına fırsat bulamaz!
Non, Père n'a pas un harem!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]