Having перевод на французский
56 параллельный перевод
The individual personality, having hardly had time to become conscious of itself... dissolved in the mass, and the mass itself became dissolved in the revolutionary élan.
The individual personality, having hardly had time to become conscious of itself... dissolved in the mass, and the mass itself became dissolved in the revolutionary élan.
I'm having such a good time Good time
♪ l'm having such a good time ♪ ♪ Good time ♪
I'm having a ball Super fun night
♪ l'm having a ball ♪ ♪ Super fun night ♪
Şüphe duyacağım, Hiç bir yer yok.
♫ Ain't no place for having doubt
Talk about having a bad day.
Tu parles d'une mauvaise journée.
And though they don't complain of our having paid for it in the good dear coin of mighty Virginia well, sir, they do object to starving.
Et bien qu'elles ne se plaignent pas d'avoir été payées...... en bonne monnaie de la puissante Virginie... eh bien, monsieur, elles ont des objections à mourir de faim.
16 yaşındaki bir p.çle anlaşma yaptım having an ecstasy-induced psychotic episode, ve benim Nazi olduğumu düşünüyordu.
Je me suis occupé d'un ado sous ecstasy... qui a fait une crise psychotique et il m'a pris pour un nazi.
Lachoy mu yiyeceğiz?
"Are we having Lachoy?"
Olympia'da yaşayarak, yıllarca müzikal devrimin kural tanımayan felsefesini tanıdım ve bunu içerlemeye başladım.
Load philosophy bohemienne musical revolution Having lived in Olympia that I started to prove resentment.
Bu, bir anda gelen başarı ve ündü, en vahşi rüyalarımın bile ötesindeydi istediğim her şeyden daha fazlasıydı.
It was like having success immediate and fame well beyond my hopes or my voluntary?
Multi-milyon dolarlık şirkete kayıtlı olmak ve tam anlamıyla fakir olmak
He was having stranissimo signed with this... corporation...
Avrupa turunun yarısında, iyileşene kadar, bir daha tura çıkmayacağım dediğimi hatırlıyorum.
Towards Met? .. ... the European tour remember having said that I would not have pi?
Alışveriş merkezinde eğlence var
# At the mall, having fun #
O kadar sevimli olacak ki kendimi onu teselli ederken bulacağım.
Elle va être compatissante. l'm gonna end up having to comfort her.
O was having birkaç, um... patavatsızlıkları.
Elle aurait commis quelques, hum... imprudences.
- Kolombiya Bölgesindeki Birleşik Devletler Bölge Mahkemesi tarafından çağrılmayı bekleyenler ayrılmasın ve dikkatini buraya versinler lütfen.
- All persons having business with the United States District Court in the District of Columbia will draw near. Give your attention and you shall be heard.
Çok eğleniyorum.
L'm having a ball.
Çeviri : hilde
Sous-titres : Are You Having Fun Team - - = = All-about-Subs.fr / Sub-Way.fr = = - -
Çeviren : hilde
Sous-titres : Are You Having Fun Team - = All-about-Subs / La Fabrique à ST = -
Çeviren : hilde
Sous-titres : Are You Having Fun Team - - = = All-about-Subs.fr / Sub-Way.fr = = - -
Çeviren : hilde
Sous-titres : Are You Having Fun Team All-about-Subs.fr / La Fabrique à ST
Kahve içtiğimizi sanıyor.
Il croit qu'on boit un café we re having coffee.
- Orada çok büyük bir fark vardır having arasında kredi esnek bir politika ve yasalar aykırı!
Il y a une énorme distinction à faire entre une politique de crédit flexible et le fait de contrevenir à la loi. C'est la prohibition,
Çeviren : hilde
Sous-titres : "Are You Having Fun" Team - - = = All-about-Subs.fr = = - -
Yaş günü partisindeki "Eğleniyor muyuz?" çocuk.
Le mec de Are We Having Fun Yet.
Çeviren : hilde
Sous-titres : Are You Having Fun Team - - = = All-about-Subs.fr = = - -
Sokakta yürüyordum ve düşündüm.
I was walking down the street just a-having a think
♪ We're still having fun ♪
♪ We're still having fun ♪
* Yaşayabilirsin hayatının en güzel günlerini *
♪ Having the time ♪ ♪ Of your life ♪
Im'having üzmek anlama ne söylüyorsun.
J'ai du mal à vous comprendre.
Im'having üzmek ayarlama......to benim çevre.
J'ai du mal à m'adapter à mon environnement.
Şu walkman markası "Sony" gibi mi?
Comme dans "O what a sunny fucking day we re having?"
* Zorunda kalmak her günü yaprakların renginde geçirmek *
Having to spend each day the color of the leaves
# Bu kadar paranla # eğleniyor musun bari?
With all your dough Are you having any fun
# Eğlenemiyorsan eğer?
If you re not having any fun
# Hiç güldün mü?
Are you having any laughs
- Evet! # Eğleniyor musunuz, biraz?
Are you having any fun
# Eğlenemiyorsan, eğer. #
Having any fun
â ™ ª Zor zamanlar yaşıyorum. â ™ ª â ™ ª Aşktan eser yok. â ™ ª
♪ having a hard time ♪ ♪ there s no love to be found ♪
â ™ ª Kötü zaman geçiriyorum â ™ ª â ™ ª Bu çılgın şehirde â ™ ª
♪ having a hard time ♪ ♪ in this crazy town ♪
â ™ ª Kötü zaman geçiriyorum â ™ ª â ™ ª Bulacağım bir aşk yok ki be â ™ ª
♪ having a hard time ♪ ♪ there s no love to be found ♪
Gördük hepimiz gizli bir işe sahip olmak iyi gelmedi bana.
♪ We all see ♪ ♪ that having a secret job didn't work out for me ♪
Even after having used this shit, remember we are in a hurry?
Même après avoir sniffé cette merde, tu te souviens qu'on est pressés?
Just having one beer
[ " Just having one beer
Just having more beer
[ " Just having more beer
Ve... She's Having a Baby. - Bunların hiçbirini izlemek istemiyorum.
Je ne veux en regarder aucun.
Hiçbiri mi? She's Having a Baby?
Même pas Elle va avoir un bébé?
En zor bale rutini olarak geniş çaplı olarak hangisi kaul edilirse while you're widely regarded as of having one of the puffiest morning faces of any known human.
( coup de tonnerre ) qui est largement considéré comme le ballet le plus difficile jamais conçu, quand tu es largement considérée comme ayant un des visages les plus gonflés de tous les humains.
Çok iyi zaman geçiriyorum... Çok iyi...
♪ l'm having such a good time ♪ ♪ Good time ♪
* Yaşayabilirsin hayatının en güzel günlerini *
♪ Having the time of your life ♪
# Eğlenebiliyor musun biraz?
Are you having any fun