Hazel перевод на французский
466 параллельный перевод
Hazel genis görüslü.
Hazel est très ouverte.
Hazel'a telgraf ve mektup yolladïm.
J'ai envoyé une lettre à Hazel.
Sen hele sevgili oğlunun karıştırdığı haltları öğren önce.
- Hazel... Attends de savoir ce que ton cher fils mijote.
- Kaslarım tutulmuş gibi geliyor. Şu gençliğe bak.
Hazel, si votre ami l'apprend...
Dikkatli ol Hazel. Sevgilin öğrenecek olursa -
J'imagine sa tête, moi avec un flic!
Hazel, Bay Prebble için sen mi poz verdin?
Hazel, vous avez posé pour M. Prebble?
Hazel?
Hazel, c'est Eben.
Hadi Hazel.
Viens, Harris, viens!
Carolyn, Pi Phi'yle, Hazel da Kappa'yla nişanlandı.
Carolyn a adhéré à Pi Phi. Et Hazel a choisi Kappa. Laquelle est la mieux?
Hatta Kay, June, Hazel ve diğer kızlardan daha da iyiydin.
Aussi normale que Kay, June, Hazel et toutes les autres.
Nerede olduğunu biliyor musun, Hazel?
Sais-tu où il habite, Hazel?
- Bunu yapar mısın, Hazel?
Tu ferais ça? ,
- Hazel.
- Hazel.
Hazel, sahneye çıkmayı düşündün mü?
Vous n'avez pas songé à faire du théâtre?
Mutlu yıllar, sevgili Hazel
Joyeux anniversaire Hazel
- Hadi, Hazel.
- Viens, Hazel.
" Bekle ve gör, Hazel.
" Tu verras, Hazel.
Hazel, bu bey tıraş olmak istiyor.
Hazel, ce monsieur désire se faire raser.
Merhaba, Hazel.
Salut, Hazel.
Hazel, güzelim, gel.
Hazel, ma belle, sors de là.
Bayan Hazel Marshall, lütfen uçuş bilgi masasına geliniz.
Mlle Hazel Marshall est demandée au guichet d'information.
- Willie Hazel.
Willie Hazel.
Hazel, işte buradan geliyor.
C'est d'ici que ça vient.
Sen Hazel'sin değil mi?
Tu es bien Hazel? - Exactement.
Hazel, burada durmalıyız.
Hazel, nous devons nous arrêter.
Daha önce hiç ormana girmemiştim Hazel.
Je n'ai jamais été dans un bois. Ça a l'air dangereux.
Evet. Ama yüzebileceğimi sanmıyorum Hazel.
Mais je vais être incapable de nager.
- Eminim Hazel biliyordur.
- Hazel, certainement.
Dinlenmeleri gerek Hazel.
Il faut qu'ils se reposent.
Bir şef gibi konuşmaya başladın Hazel.
On croirait entendre un chef, Hazel.
- Hazel-rah.
- Hazel-rah. - Hazel-rah?
- Hazel-rah? Onu şef olarak çağıracağım gün o gündür.
Ce n'est pas demain que je l'appellerai chef.
- Hazel size maceralarımızı anlatabilir.
- Hazel peut vous parler de nos aventures.
Çiftlik mi Hazel?
A la ferme, Hazel? Pour quoi faire?
Uyandılar.
Ils sont déjà levés. Hazel?
Hazel? - Geri dönelim.
- Faisons marche arrière.
Hazel, dışarıda bir kedi var.
II y a un chat dehors.
Ofisime getirin lütfen. - Tamam.
Envoyez Hazel dans mon bureau.
June, Hazel, Bud'ı görmek istiyorum.
Je veux voir Bud.
- Hazel'in bilmesi gerekir, değil mi?
Si Hazel le dit!
Hazel?
Hazel?
Beni dinlemek zorundasın Hazel.
Il faut que tu m'écoutes, Hazel.
- Hazel?
- Hazel?
- Hayır efendim, Hazel.
- Non, c'est Hazel.
Haklı, Hazel.
Ecoute.
Hazel, bak.
Hazel, regarde.
Artık durmalıyız Hazel.
Il va vite falloir s'arrêter.
Ben Hazel.
Je m'appelle Hazel.
Hazel.
Hazel
İşte bu Hazel.
Nous y voici, Hazel.
Bir yuva buldum Hazel.
J'ai trouvé un terrier sous ce rameau de hêtre.