Heo перевод на французский

- Hayır, heo onunla meşgulüm.

- Non, je m'occupe tout le temps de lui.

Bu son model HEO-2 karışık gazlı donanım.

Voici le tout dernier scaphandre.

Young-Taek...

Un employé du nom de Youngtaek Heo...

Young-Taek!

Youngtaek Heo! !

Young-Taek selamlarını gönderdi.

Youngtaek Heo te passe le bonjour.

Young-Taek, kendin de değil. Ama otobüs cinayetindeki parmak izleri ve liseli kızın göbek bağındaki kan örnekleri, onunki ile tutuyor. Üç cinayet davasının da kanıtları hazırlandı.

Youngtaek Heo est dans le coma, mais les empreintes digitales et les traces de sang retrouvées sur le cordon ombilical de l'étudiante correspondent parfaitement avec celles dans le bus.

Shin Hyun'un cinayetlerini kopyalaması ve aynı hapishanede oldukları gerçeği insanı düşündürüyor.

Et la ressemblance avec les crimes de Shin Hyun et le fait qu'ils aient été enfermés dans la même prison désignent clairement Youngtaek Heo.

Kurban lezbiyen miydi?

Avez-vous dis que la victime de Youngtaek Heo était lesbienne?

Young-Taek ve Shin Hyun aynı hapishanedelerdi ve Shin Hyun'un cinayetlerini kopyalıyordu bu Shin Hyun'un onu kiraladığı anlamına geliyor.

Youngtaek Heo était dans la même prison que Shin Hyun, et quand vous considérez qu'il a agi exactement de la même façon, nous ne pouvons exclure la possibilité que Shin Hyun l'aie guidé.

Araştırmalar her ne kadar, ikisi de ağır cezaya mahkûmlar edilmiş suçlular olsa bile Shin Hyun ve Young-Taek'ın tanışmalarının mümkün olmadığını gösteriyor.

Et savez-vous que l'administration pénitentiaire prévoit normalement que les petits voyous comme Youngtaek Heo ne soient pas en contact avec des criminels comme Shin Hyun?

O piç Young-Taek'ı tanıyor!

Cet enfoiré connaissait Youngtaek Heo.

Shin Hyun, Huh Young-Taek'ı tanıyor mu?

Shin Hyun connaissait Youngtaek Heo?

Eğer Shin Hyun ve Young-Taek birbirlerini tanıyorsa, işler değişir.

Si Shin Hyun connaît Youngtaek Heo, c'est différent.

Üçüncü bir Shin Hyun ortaya çıkabilir.

Youngtaek Heo peut sortir du coma.

Eğer bazı şeyleri merak ediyorsan, Young-Taek'ın ziyaretine gidebilirsin.

Si vous voulez le savoir, allez le demander à Youngtaek Heo qui est mourant à l'hôpital.

Kurbanın Young-Taek ile bir ilişkisi yok.

Il n'y a pas de relation entre la victime et Youngtaek Heo.

Young-Taek'e ne yaptın? Aynı şeyi başkasına da yaptın mı?

Est-ce que tu as tué quelqu'un d'autre, comme tu las fait avec Youngtaek Heo?

Her şey Huh Young Taek'in psikiyatrik muayenesinden sonra açıklığa kavuşacak.

Ce point sera éclairci quand Youngtaek Heo aura subi un examen psychiatrique.

Huh Young-Taek'in telefon numarası kaçtı?

Quel est le numéro de Youngtaek Heo?

Cinayetten önce Dedektif Kang'ı ve Young-Taek'i aramış.

Il a appelé Kang et Youngtaek Heo juste avant le meurtre.

Menajer Heo çıldırmış olmalı.

L'entraîneur Heo doit être fou.

Yaşlı HEO!

Vieux Heo!

Bir şey söyle, Yaşlı HEO...

Dis quelque chose, vieux Heo...

Anladım, sanırım Baş komiser Heo'yla konuşmalıyım.

J'ai compris. J'en parlerai au Capitaine Heo. - OK.

Heo Joon'la tanıştığınıza göre şimdi akupunktur yaptırır ve düzenli bakılırsanız daha iyi olursunuz.

C'est vrai, mais heureusement, je suis Heo Jun *, Note : * Médecin légendaire coréen vous irez bien après l'acupuncture et le traitement.

Vekil Heo'dan mı?

Le député Heo?

Bunca zamandır Vekil Heo ve ben... Aklanan para kayıtları değil mi? İçerisinde bunlar var.

Un agenda détaillant les transactions entre le député Heo et moi... c'est ça? n'est-ce pas?

Burada yazan Heo Ming Grubu değil mi?

La fondation Yum-Young a été fondée par le député Heo.

Yeni müdürleri Heo Eun Young Hae In'in annesi.

Ils ne viennent pas de nommer sa fille directrice? non?

Vakfın müdüründen habersiz yapılması mümkün mü? O Vekil Heo'nun kızı!

Mais c'est la directrice et la fille du député Heo.

Park Se Hyuk, Eun Young'un vakfından çıkarken görülmüş.

Park Se Hyuk a volé la voiture du député Heo et est en fuite.

Heo Sam Sik'in kaçırıIıp tartaklanmasıyla olan bağlantını ve hayatın boyunca teşebbüs ettiğin tüm suçları teker teker, temiz ve okunaklı bir şekilde yaz.

Oui. Raconte ici ton implication dans l'enlèvement de Hur Sam-sik et tous les crimes que tu as commis dans ta vie. Très précisément, avec une écriture lisible.

5 Mayıs 1990 günü, öğlen saat 2'de Busan'da bir otel işletmecisi olan Heo Sam Sik kaçırıIdı ve Dongbang Oteli'nde Kim Pan Ho'nun adamları tarafından hiçbir sebep olmaksızın saldırıya uğradı.

Vers 14h, le 5 octobre 1990, Le gérant Hur a été séquestré à Phfitel Dongbang par le gang de Kim Pan-ho et a subi des violences dont il ignore les raisons.

Busan SavcıIığı, Heo'ya saldırı emri vermesinden ötürü Choi Ik Hyeon'a dava açma hazırlığında olduklarını açıkladı.

Le parquet a l'intention de déposer un mandat d'arrêt contre Choi Ik-hyun pour violences et extorsions.

Yani Heo'nun tartaklanmasıyla ve tehdit edilmesiyle de alakan yok.

Donc, on est d'accord : tu n'es pas impliqué dans l'agression de Hur.

Hoş geldiniz Müdür Heo.

Bonsoir.

Bay Heo ve benim gibi güçsüz otel sahipleri sadece birer piyon.

Choi avait tous les bons réseaux pour ça. M. Hur et moi n'étions que des actionnaires impuissants.

Merhaba, ben Heo.

Bonjour, c'est Heo.

Yoldaş Heo Gil Rae.

Camarade Heo Gil Rae

Çünkü onlardan biri olan Heo Gil Rae, Uluslararası Nükleer Araştırma Örgütü'nde üst düzey bir bilim adamı.

Parce que l'un d'entre eux est Heo Gil Rae, scientifique senior à l'Organisation Internationale pour la Recherche Nucléaire.

Hoş geldin, Mareşal Heo.

Bienvenue, maréchal Heo.

Merhaba?

Héo?

Peki gazeteci Heo Song Chae?

Oh, et la presse?

Müdür Heo, bu hiçbir şeyi çözmez.

M. Hur, ça ne résoudra rien.

Heo bu olayın faili olarak Choi'yu gösterdi.

M. Hur a accusé Choi d'en être le commanditaire.

Selam, Müdür Heo. Şu gelene de bakın.

Bonjour, M. Hur.

Haberin yok mu Müdür Heo?

Vous ne travaillez pas?

Bay Heo sizden çok bahsetti.

C'est vous?