Hote перевод на французский
1,955 параллельный перевод
A baş garsonunuz benim.
Je suis votre hote
İtiraf ettiğinde de konuştuğumuz gibi Vala bir Goa'uld'a konukçuydu.
Comme nous en avons parlé, quand elle a avoué, Vala était hôte d'un Goa'uld.
Sonra ben konukçu alındım. Tok'ra beni kurtarmış olsa da hasar zaten olmuştu.
Puis on m'a prise comme hôte et même si la Tok'ra m'a finalement libérée, le mal était déjà fait.
Bir Tok'ra ortakyaşamı öldüğünde, konukçularının ölmesini engelliyorlar, Jolinar'ın sana yaptığı gibi.
Comme tu le sais, quand un symbiote Tok'ra meurt, il peut empêcher son hôte de mourir, comme Jolinar l'a fait pour toi.
Son birkaç yılda, bir konukçuyu kurtarma işlemini neredeyse mükemmelleştirdiniz.
Ces dernières années, vous avez perfectionné le procédé de sauvetage de l'hôte.
Ben Melinda sizin refakatçi hostesiniz, Karışıklık için özür dilerim, Ama yeni yardım tamamıyla böyle değildir, ama siz centilmenler beni takip edersiniz, Size odanızı gösterebilirim
Je suis Melinda, votre hôte d'accueil, je suis désolée pour cette erreur, les nouveaux ne s'y retrouvent pas toujours, mais si ces Messieurs veulent bien me suivre, je vais vous indiquer votre chambre.
Ulusal kiralık daire veri tabanı.
( Olly ) Une base de données nationale des chambres d'hôte.
Senin işaretin de onun güzelim tenini terk etti.
L'hôte divin de la fille a disparu.
Ayrıca, efendileri öldürüldüğünde, ghoul'larında yok olması gerekiyor.
En outre, les goules sont censées mourir lorsque leur vampire hôte est détruit.
Afrikalı müşterimiz bürokratik ve diplomatik ziyafetlere ev sahipliği yapması için bizim otelimizi tercih etmişti.
Cet estimable hôte africain avait choisi notre hôtel... pour inviter à un banquet de gala le gouvernement et le corps diplomatique.
O zaman buyur.
Eh bien, soyez mon hôte.
Sözüm şimdiki şirketten dışarı, tabi ki.
Excepté notre hôte, bien sûr.
Yaşayan bir konak olmadan antijen hayatını sürdüremez.
L'antigène meurt sans un hôte vivant.
ÖYD dövüşçüleri. Ev sahibiniz Doktor Victor Donovan.
Combattants de D.O.A, votre hôte, Dr.
YÜKLEME TAMAMLANDI. TAŞIYICIYA İLETİLİYOR.
"Extraction complète" "Transmission vers l'hôte"
Lütfen konuğunuza tebriklerimi iletin.
Passer mes félicitations à votre hôte.
Bir misafir geliyor, öyleyse misafirperver ol.
Tu reçois un invité, alors soit un bon hôte
sonunda en yüksek aydınlanmaya ulaşırsın.
éventuellement tu pourras atteindre l'Hôte de Buddha, l'ultime lumière.
Çok kibar bir ev sahibi olabilirim.
Si j'étais juste un hôte attentionné?
Hiç bir partide bir başkasının suratına kadeh fırlattın mı?
Tu as déjà jeté un verre au visage de ton hôte?
Ruby, yeni festival sunucumuz.
Ruby est le nouvel hôte de la fête.
Ruby Flynn dün akşam festival sunucusu seçildi.
Ruby Flynn a été désignée hôte de la fête hier soir.
Nargilemi misafirlerle paylaşmam, sadece dostlarımla.
Ce n'est donc pas avec un hôte mais avec un ami que je vais partager ce narguilé.
Son parazit, kraliçe böcek yoluyla yerleştiriliyor, süper-ana, erkek böcek ile çiftleşiyor, ev sahibinin bedenine yumurta keseleri bırakıyor, ve hızla çoğalan büyüyen bir orduyu, beyin yıkayan böcekleri yönetiyorlar.
Le parasite ultime, implanté par une reine, qui dépose une poche d'œufs dans le corps de son hôte, et qui commande une armée d'insectes laveurs de cerveaux.
Gelemem dedim, misafirim var evde.
Je ne peux pas venir, j'ai un hôte.
- Misafir.
- Un hôte, un invité.
- Siz ekselansları bu şerefe nail olabilir misiniz? - Ne?
Si notre hôte veut bien se donner la peine.
Carlo Franchetti... ev sahibiniz ve benim bağışçım, Carlo Franchetti.
Carlo Franchetti votre hôte et mon bienfaiteur, Carlo Franchetti.
- Dini haykırışlar ve elle yapılan itme ve dürtüklemeler eşliğinde yüce makamlardan yardım istenerek yürütülen ağrısını dindirme seferberliğini devamlı uzatarak. Hastanın sağlıksız ruhu da elbet bundan etkilenecektir.
- Par une campagne en faveur du soulagement, ponctuée de cris de joie pentecôtistes et de palpations manuelles, suivies d'invocations ésotériques, l'âme malsaine de l'hôte peut prolonger ses symptômes.
Nesillere yavaş yavaş uyum sağladı. İnsanlar sayesinde hayatta kaldı. Birinden diğerine geçerek.
S'adaptant lentement, à travers les générations, il a survécu, à travers les humains, hôte après hôte après hôte.
The Junk Dogs'ı ağırlayabilir miyiz diye soruyor. The Junk Dogs Amerikalı bir rock grubu. Üç gece sonra Wembley Arena'da beş gece konser verecekler.
Comment un hôte qui paie 200 livres pour une nuit à l'hôtel refuse-t-il de payer un chocolat?
Ben Billie Blaikie, bugünkü ev sahibiniz. Planet'a ve ilk geleneksel kasino gecesine hoş geldiniz.
Je suis Billie Blaikie, vôtre hôte de ce soir et bienvenue à la 1ère nuit casino du Planet.
Ev sahiplerimize teşekürler.
Merci à notre hôte.
"Arthur Bucco, sıcakkanlı cana yakın ev sahibi?"
"Arthur Bucco, hôte chaleureux et convivial".
Goa'uld asalağına taşıyıcı olanlar kendisine neler olduğundan haberdardırlar.
L'hôte d'un parasite Goa'uld se rend compte de ce qui lui arrive.
Bir Goa'uld taşıyıcısı olduğumdan dolayı bana güvenmiyor olmanız mümkün mü Doktor?
Est-ce parce que j'ai été l'hôte d'un Goa'uld que vous ne me faites pas confiance, Docteur?
Ama şimdi huzursuz bir evsahibi gibi sadece doğru kişileri karşıladığıma emin olup... içkilerin ordan oraya dolaştığıyla oyalanarak kendimi teskin ediyorum.
Mais je ne faisais que traîner... comme un hôte mal à l'aise à une soirée qui s'assure que les bonnes rencontres se fassent, que les verres soient toujours remplis.
Pekala, nezaketsiz birisi olmak istemem ama burası benim oyun alanım.
Je ne voudrais pas être un hôte impoli, mais c'est mon terrain de jeu.
Şerefsiz.
L'hôte veut que tout le monde sache que le dîner est servi!
- Olmaz, kardeşlerim olmaz. Size yalvarırım.
Mais, lors du souper, une foule vint exiger que l'hôte leur livre son convive mâle.
Tabi şimdi, iyi hristiyanlar buna itiraz edip ; "Herkes bilir ki Eski Ahit ( tevrat ) son derece rahatsız edicidir." diyecekler.
Amusez-vous en violant et humiliant ma fille mais montrez du respect à mon hôte, qui, après tout, est un mâle. "
Yaşam için bir beden.
un hôte qu'il habiterait.
Beden kim olursa olsun, onu bulmalı ve yok etmelisin.
Tu dois retrouver l'hôte humain et le détruire, qui que ce soit.
Tamam, peki, peki ya beden?
Ok, bien, et qu'en est-il de l'hôte?
Chloe, Peki ya beden Lex ise?
Chloé, et si Lex était l'hôte?
"Bedeni kurban et"
"Sacrifie l'hôte."
Beden mi?
L'hôte?
Jor-el beden olacak... kişiyi öldürmemi istiyor.
Jor-El attend de moi que je tue... la personne qui sera l'hôte.
Zod'un bedeni Lex.
Lex est l'hôte de Zod.
Eğer Zod inandığın kadar kötü biriyse, kendisine beden olarak Lex'i seçmesi gayet anlaşılır bir şey.
Si Zod est aussi diabolique que ce que tu penses, il es facile de comprendre pourquoi il a choisi Lex pour hôte.
Beden sen olacaktın, ama babanın ruhu senin üzerinde çok güçlüydü.
Tu étais censé être l'hôte, mais la voix de ton père a été trop forte en toi.