Hoşuna gider перевод на французский
1,231 параллельный перевод
- Senin de hoşuna gider değil mi?
- Très bien! - Ça te plairait, chérie?
Beni hissetmek hoşuna gider.
Tu aimerais me tripoter.
Hoşuna gider mi, nonoş?
Tu vas aimer.
Hoşuna gider mi, piç kurusu?
Tu vas aimer ça, pédé!
Birinin seni uydurmuş olması hoşuna gider miydi?
Ca vous plairait d'être inventé.
Herşey eğlendirerek verilmeli. Sizin hoşunuza giden, onların da hoşuna gider.
Ça doit être personnel, marrant.
Ve onun adamlarından birini öldürürsen bu çok hoşuna gider.
Et il serait bien content si vous flinguiez un de ses petits fainéants.
Bunu bilmek hoşuna gider diye düşündüm.
Je pensais que tu aimerais le savoir.
Ancak arkabahçende bir okul olursa hoşuna gider senin.
Si l'école était à côté, t'en serais malade.
Bu çoğu insanın çok hoşuna gider, ama ben paniğe kapıldım.
D'autres se seraient réjouis, moi j'ai tout soudain paniqué...
Oh evet, bu onların hoşuna gider. Ama bu adam, bu adam sadece bir ceset istiyor. Çok fazla sıktığında pencereden uçup Gitmeyecek lanet bir şişme kadın değil.
oh, oui, ils prennent leur pied avec ça, mais ce gars veut juste un corps, une putain de poupee gonflable qui ne s'envole pas par la fenêtre quand vous la serrez trop fort.
Burada tek başına oturduğunu gördüm ve eşlik edecek birisinin olması hoşuna gider diye düşündüm.
Je t'ai vu assis ici seul... j'ai pensé que tu avais peut-être besoin de compagnie.
Bir bilgisayar kadar hassas olmayabilirim ; fakat bence bu daha hoşuna gider.
Je ne suis pas aussi précise que l'ordinateur, mais plus plaisante.
Eee hoşuna gider mi....... şey?
Alors... Tu aimes... les trucs?
Belki doğduğu yere yakın olmak hoşuna gider.
Elle sera mieux plus près de chez elle.
Ölümsüzlerin yemeği olmak hoşuna gider mi?
Servir de nourriture aux immortels?
Ölmek hoşuna gider mi?
Mourir?
Özgür kalmak hoşuna gider, değil mi?
Tu aimes ta liberté, n'est-ce pas?
Ben de sanmıştım ki insanların zihnini bulandırmak gibi... eşsiz bir yeteneğe sahip bir başkasıyla tanışmak hoşuna gider.
Je croyais que tu serais heureux de rencontrer quelqu'un doté lui aussi, du don unique d'embrumer l'esprit des hommes.
Hoşuna gider. Bir hapishane kaçışı hakkında.
Ça raconte une évasion.
Birlikte çalışmak belki hoşuna gider diye düşündüm.
On pourrait peut-être travailler ensemble.
Hayır, 1000 dolar ve futbol telefonu hoşuna gider miydi?
Non. 1000 dollars et un téléphone-ballon.
Şey hoşuna gider mi... şey?
Alors... Tu aimes... les trucs?
Seni ışınlar ışınlamaz, Meridian'ın normal bir şekilde boyutsal değişimini tamamladığını öğrenmek hoşuna gider diye düşündüm.
J'ai pensé que vous aimeriez savoir que Meridian s'est déplacée normalement après votre départ.
Defiant'ın saat 07 : 00'de hazır olacağını öğrenmek hoşuna gider diye düşündüm.
Le Defiant sera prêt à partir à 7h00.
Bu hoşuna gider mi?
Qu'en dites-vous?
20 yıl sonra insanlar senin yaptıklarına gülseler, hoşuna gider mi?
Que dirais-tu si dans 20 ans, les gens se moquaient de toi? Ça n'arrivera pas.
Kızların hoşuna gider.
Les filles adorent ça.
Bir milyon kazanmak hoşuna gider miydi?
Ça vous plairait, un million?
Ama kardeşinin hoşuna gider bayılır yaldızlı şeylere.
Mais elles plaisent à ta soeur, avec leurs dorures.
Yani... benim yanımda olacak birini ayarlamam hoşuna gider mi?
Ou... voulez-vous que quelqu'un d'autre soit derrière moi?
Hoşuna gider diye düşündüm.
J'ai pensé qu'elle devait aimer ça.
Bu grup hoşuna gider mi?
Tu aimes? Je les adore.
" Dişleri var, keskin. Hoşuna gider lezzetin.
" Ses crocs sont tranchants, il aime votre goût.
Casper : Nick, ne tür fahişeleri düzmek hoşuna gider?
T'aimes baiser quel genre de garce?
Umarım şov hoşuna gider, Philo... kahrolası.
J'espère que ça va te plaire, Philo.
Bunu sana yapsam hoşuna gider mi?
Tu veux que je te fasse pareil?
Umarım hoşuna gider.
- Bon appétit.
Yeni haberler ne kadar hoşuna gider bilirim. Öyle mi?
Je sais combien vous les aimez.
Üç katı. Eminim bunu söylediğini duymak hoşuna gider.
Il serait ravi d'entendre ça.
- ¢ İ Ve hoşuna gider birileri paylaşsa seninle bunu ¢ İ
Et une bien-aimée avec qui tout partager
Ve bu senin hoşuna gider.
Et tu l'aimes pour Ça.
Belki çocukların hoşuna gider.
Ça ferait plaisir aux enfants.
- Bu hoşuna giderdi, değil mi tatlım? - Gider miydi? Bunun için on sekiz yıldır uğraşıyorsun, değil mi Monica?
Ça te ferait plaisir, ma chérie?
Bu hoşuna gider mi?
C " est le pied, non?
Bu hoşuna gider mi?
Tu croyais m'avoir comme ça, hein?
Evet, bu hoşuna gider. " Bir arama alıyorum.
Oui, ça te plairait. " J'ai un appel.
Eminim yemekler ve genç bayanlar hoşuna gider.
J'ai aussi commandé quelques filles.
Bunları yapmak hoşuna mı gider, yoksa seni güçsüzleştirir mi?
Ou l'idée même de les faire Te fait frémir?
Bunu sana yapsam hoşuna gider mi? Bu hoşuna giderdi değil mi?
Ça te plairait?
Seni böyle göstermek, hoşuna gider mi?
T " en veux autant?
hoşuna gider mi 25
giderim 112
gider 37
gideriz 43
giderler 19
gidersen 28
giderken 18
gidersem 23
gidersin 32
gider misin 34
giderim 112
gider 37
gideriz 43
giderler 19
gidersen 28
giderken 18
gidersem 23
gidersin 32
gider misin 34