Hür перевод на французский
338 параллельный перевод
Baba! Trende bana karşı çok nazik davranan genç bir beyefendi vardı ben de kendi hür irademi kullanarak onu akşam yemeğine davet ettim.
"Papa, il y avait dans le train un jeune homme qui a été si charmant avec moi que j'ai pris la liberté de l'inviter à dîner."
Hür bir insan olarak giriyorum.
"J'y rentre encore comme un homme libre"
Ben hür bir adamım!
Je suis libre, vous entendez!
ABD anayasasini, iç ve dis bütün düsmanlara karsi... koruyup savunacaginiza... ona inançla sadik kalacaginiza... bu yükümlülügü etki altinda kalmadan, hür iradenizle kabul ettiginize... ve su anda üstlenmek üzere oldugunuz görevi... sadakatle yerine getireceginize yemin eder misiniz?
Jurez-vous de soutenir et de défendre la Constitution des USA contre tous ses enemis, extérieurs et intérieurs, et de faire allégeance et de croire en cette même constitution? Que ce serment est librement prononcé sans réserves de l'esprit, et que vous accomplirez loyalement les charges de votre fonction, que vous êtes sur le point d'accepter, avec l'aide de Dieu?
Hür iradenle bu eve giriyor olamazsın.
Mieux vaut ne pas entrer là de votre propre volonté.
Size bütün skandallardan temiz, muhteşem bir mürebbiye olmanızı öven ve hür iradenizle ayrıIdığınızı onaylayan bir mektup yazarım.
Je vous donnerai une lettre lavant votre nom de tout scandale et parlant de vous en termes élogieux, affirmant que vous partez de votre propre volonté.
Canım öylesine dedim. Hür bir ülkedeyiz.
On a le droit de parler, non?
Hemen hemen aynıyız. - Ama hür değilim.
- On est sans doute assez près l'un de l'autre...
Biri hoşuma giderken diğerine hür doğmuş hiç kimse ücret karşılığı bile olsa razı olmaz.
J'aime la première, pour l'autre, aucun employé ne s'y soumettrait. Erreur!
Saçmalık! Pek çok hür doğmuş insan para karşılığı neye olsa razı olur.
Les gens feraient n'importe quoi pour de l'argent.
Hür adamlardan oluşan bir grubuz.
Nous sommes des hommes libres.
Cayenne özgür adamlara iş vermediğinden bu hür adamların hepsi ümitsizdi.
Cayenne n'offre aucun emploi aux libérés et leur sort est désespéré.
İnsanlarla hür iradesiyle ve gönüllü tercihiyle mücadele eder.
Il croit aux échanges équitables et à la liberté de décision.
"Bir kadın için hür ve bağımsız olmanın tek yolu vardır."
C'est le moyen pour une femme de devenir indépendante.
Bir kadın için hür ve bağımsız olmanın tek yolu vardır.
La solution pour être libre et indépendante.
Her bir erin ne yapıp yapmayacağı konusunda hür olan bir ordu varlığını sürdürebilir mi?
Quelle armée pourrait exister si chaque homme était libre de décider de ses actes?
İyileşince hür ve boşanmış olacaksınız.
Dès que vous serez guérie, vous divorcerez.
Sezar'ın ölüp hepinizin hür insanlar olarak yaşamasındansa Sezar'ın yaşayıp hepinizin köle olarak ölmesini mi yeğlerdiniz?
Préférez-vous, César vivant, mourir esclaves, plutôt que, César mort, vivre tous libres?
Bu hür havayı teneffüs etmek ne güzel bir şey. Şahane Amerika. Gençliği, dehası ve canlılığıyla.
Ah, Jaumier, respirer cet air de liberté, cette merveilleuse Amérique, sa jeunesse, son génie, sa vitalité.
Bu ülkede kanunlar empoze edilmiyor hür vatandaşlar kabul ediyor.
Dans ce pays, les règles sont le vœu de citoyens libres.
Hür teşebbüs?
Et la libre entreprise!
Monopoller hür teşebbüsü tehdit ediyor.
Les monopoles menacent la libre entreprise.
Hür ülke ona ilham veriyordu.
Il rêvait du pays de la liberté.
Sesimi çıkarmazsam Mösyö Madeleine sonsuza kadar hür olacak.
Le rachat est-il donc impossible?
O gün hür bir hayat sürmeye mi, yoksa ölmeye mi hazırız... göstereceğiz.
Mon père, ça l'a secoué! Ca m'a démangé, mais je ne l'ai pas donnée.
Fakat evlendiğimiz kişiyi desteklemeye yetecek kadar hür değiliz.
Mais pas assez indépendante - - Pour soutenir notre mari
Burası hür bir ülke.
On est en pays libre.
Hür bir ülkede polisler yasayı temsil etmeli ve yasalar suçluları da korumalıdır.
Dans un pays libre, les policiers représentent la loi, qui protège même les coupables.
İnsanlar hür yaşayabilirler, hür konuşabilirler, alabilirler, satabilirler, ayık kalırlar, içerler.
Ça veut dire vivre librement, parler librement. Aller et venir, acheter ou vendre... être soûl ou sobre, à son choix.
Artık hür bir adamsın, Jeth.
Tu es libre.
Albay Bowie, hür olduğumu söylediniz.
Colonel Bowie, vous dites que je suis libre?
Zaten, ben özgür basını ve hür girişimciliği ve daha ne kadar özgürlük varsa hepsini destekliyorum!
De plus, je suis pour la liberté de la presse, pour la libre entreprise et pour tout ce que ce fichu monde compte de libertés!
Belki de hür olma sorunuydu.
Question de liberté, peut-être.
Seni hür bırakıyorum, Dumbi.
Tu seras libre.
Kendini hür hissedeceksin.
Tu te sentiras libérée.
Gerçekler bizi hür kılar.
Elle nous rend libres.
Yaşasın hür teşebbüs.
Vive la libre entreprise.
Kimsiniz siz? Hür Mason mu?
Des franc-maçons?
Meksika'nın hür olması lazım!
Il faut libérer le Mexique!
Çok yaşa hür Meksika.
Vive le Mexique libre!
Ben... ben hür olmalıyım, anlıyor musun?
J'ai besoin de liberté.
Birkaç saatliğine hür olma fırsatı. Tekrar insan olmaya çalışalım ki, bizi yok etsin.
on peut être libre pendant quelques heures, redevenir des hommes, alors il peut nous détruire.
Hür doğdun ve hayat yasamaya değer ama sadece yasamaya değer çünkü sen hür doğdun...
Naître libre La vie vaut d'être vécue Mais elle ne le vaut
Bak Doug, senin anlattığın türde bir yaşam istiyorum,... çocuklarımızın koşup oynayarak büyüyecekleri ve hür olacakları bir yer.
Tu sais Doug, je veux le genre de vie dont tu me parlais, un endroit où nos enfants pourraient vivre et grandir en liberté.
Şerefli bir davaya hizmet ederek centilmen olmaya hevesli... hür ve yetenekli bütün zeki genç erkekleri... orduya katılmaya davet ediyoruz. Size, başarılarınız ve iyi davranışlarınız ölçüsünde... her tür imkanı vaat ediyoruz.
Tous les garçons intelligents, libres et valides... qui ambitionnent de devenir des gentlemen en portant les armes... sont priés de se présenter à l'officier recruteur... qui leur promet tous les encouragements... auxquels donnent droit le mérite et la bonne conduite.
Bunları hür irademle...
'Sain de corps...'et d'esprit...
Bir adam önce, uzaklardan hür ve temiz.. .. bir şekilde..
cet homme était loin d'ici, libre et en sécurité.
Bunun yerine hür olmak, yönetmek ve savaşmaktır.
C'est d'être libre de dominer et lutter.
Diğer Hür Halklar'a gelince... elfleri Legolas, cüceleri Glóin'in oğlu Gimli temsil edecek.
Legolas, les Elfes, et Gimli, fils de Gloin, les Nains.
Ben edebiyatı hür bir beyefendiyim ve yakında dünya beni tanıyacak. Anlamsız, anneciğim.
Ne dis pas de bêtises!
- Çok yaşa hür Meksika!
- Vive le Mexique libre!