Iki dakika перевод на французский
3,593 параллельный перевод
Peki, iki dakika sonra seçmeler başlıyor.
D'accord, le projet commence dans deux minutes.
Bunu nasıl başarıyorsun? Geleli daha iki dakika falan oldu.
T'es là seulement depuis 2 minutes.
Ses etme iki dakika.
Garde juste ta bouche fermée.
Beyler, iki dakika boyunca tüm kucak dansları yirmi dolar.
Messieurs, pendant les deux prochaines minutes, toutes les lap dances valent aussi 20 $.
Şu ikisi terli ellerini iki dakika birbirlerinin üzerinden çeksin de anlatayım.
Eh bien, si ces deux personnes peuvent arrêter de se tripoter pour deux secondes, j'expliquerai. Tout a commencé il y a quelques jours...
Hareket sensörlü Kerensky 217 için iki dakika mı?
Deux minutes pour un Kerensky 217 avec des capteurs de mouvement? Merci.
Koş! Bir iki dakika içinde düğünümüz olacak.
On a un mariage dans quelques minutes!
McGee iki dakika sonra MTAC'de online olacak.
McGee, vient en ligne, au MTAC, dans deux minutes.
Eğer iki dakika dayanabilsem şanslı hissedeceğim.
Je serait déjà heureux si ça durait deux minutes.
- Herkes telaş yapmayı kesip bana iki dakika müsaade edebilir mi?
Est-ce que tout le monde pourrait arrêter de péter les plombs et me laisse tranquille, juste 2 minutes?
Steven iki dakika içinde ortaya çıktı, dışarı gitti.
Steven est venu 2 minutes, et il s'est sauvé discrètement.
Ama üç farklı hapishanede tüm bu saldırıları iki dakika içinde yapmak?
Mais les buter dans trois prisons en l'espace de deux minutes?
Sus iki dakika da dinle.
- Ferme-la et écoute.
Ben evden ayrıldıktan iki dakika sonra sokakta bir araba sesi duydum.
J'ai entendu une voiture dans la rue environ 2 minutes après être parti.
Sahneyi şefe bıraktıktan iki dakika sonra.
Deux minutes plus tard, il laissait la parole au shérif.
iki dakika 43 saniye.
FINLAY : 2 minutes, 43 secondes
- Skyler, Miriam... -... iki dakika buraya gelin. - Beni aşağılama Dirk.
- Skyler, Myriam, venez voir.
Annie ve Naomi, iki dakika içinde bizde olacak.
Annie et Naomi seront chez moi dans deux minutes.
Sadece iki dakika verin, tamam mı?
Deux minutes, encore. Deux petites minutes, d'accord?
Öyle görünüyor ki Papaz, parayı alma operasyonundan sorumluyken Kız süre tutarak, iki dakika içinde girip çıktıklarından emin oluyor.
Apparemment, le Roi se charge de récupérer l'argent pendant que la Reine tient le décompte pour être sûr d'être ressortis en moins de 2 minutes.
Ben de yemek alayım. Bana iki dakika ver.
Um, laisse moi juste prendre à manger et puis donne-moi deux minutes.
Ama seni aradı ve onunla iki dakika konuştun ve o bölgedeydin.
Mais il vous a appelé, et vous lui avez parlé pendant deux minutes, et vous étiez dans cette ruelle.
- Bu sorunu iki dakika içinde çözebilirim.
Parce que je peux y remédier pour toi en à peine deux minutes.
Yürüyerek iki dakika, Delma.
- c'est à deux minutes de marche, Delma.
İsminden, ailesinin onun için daha büyük hayalleri olduğunu anlaşılıyor ve filmin başlamasına iki dakika kala gelmeniz onun suçu değil.
Enfin, vu son prénom ses parents devaient rêver d'un futur brillant pour lui, et c'est pas sa faute si vous vous pointez 2 minutes avant le début du film.
- İki dakika.
- Deux minutes.
İki dakika önce.
- Il y a quelques minutes.
- İki saat içinde yaptıklarından sonra bir dakika içinde yapacaklarını görmek için sabırsızlanıyorum.
Oh, après ce que tu as faire en deux heures, - J'ai hâte de voir ce que tu vas faire en une minute.
İki dakika için olsa bile susmalarını sağlayamıyorum.
ok? Je veux dire, je ne peux même pas les faire taire la moitié du temps.
İki dakika bile oturmadın.
Tu n'en peux plus.
İki buçuk dakika sürüyor.
Ce sont des prises de 2 minutes 30, ce qui ne paraît pas beaucoup.
İki dakika Wade ile ilgilenebilir misin?
- Oui. Wade peut te parler?
Hadi ama dostum. İki dakika daha bekle.
Oh, allez mec!
- Ne oldu? Beş dakika arayla iki telefon görüşmesi.
Deux appels à 5 minutes d'intervalle.
Beş dakika içinde, elinde işverenlerini ötecek bir değil, tam iki kişi olduğunu mu söylüyorsun bana?
Tu me dis que tu as détourné deux personnes de leur employeur en 5 minutes?
İki dakika.
2 minutes.
İki dakika sonra size döneceğiz.
On sera avec vous dans deux minutes.
İki dakika dikkatini verebilir misin?
Tu peux te concentrer deux minutes?
İki dakika sonra yayındayız.
De retour dans deux minutes.
İki dakika sürer.
- J'en ai pour deux minutes.
- İki dakika sürer.
- C'est l'affaire de deux minutes.
İki dakika sonra tepemize binerler.
Nous avons deux minutes avant qu'ils ne nous tombent dessus.
Ve biraz şey için şey bana bir dakika ver ya da iki.
Et j'ai besoin d'une minute ou deux pour prendre un petit quelque chose.
İki dakika 40 saniyede buradayız.
Nous en sommes à 2 minutes 40.
İki dakika daha.
Ah!
İki dakika kavga etmeden durabilecek misiniz?
C'est Rosalee. Ça va aller pour une seconde?
- İki dakika.
Deux minutes.
"First lady" iki ila beş dakika kaldıktan sonra gidecek.
La Première Dame restera entre 2 et 5 minutes, et après elle s'en ira. Après nous irons à l'église.
Biz iki saat deli gibi dans edelim, onlarsa şovun bitmesine beş dakika kala sahneye çıkıp göğüslerini göstersin ve seyirciyi mest etsinler.
Bien sûr, on danse comme des dingues depuis deux heures Et à cinq minutes de la fin elles arrivent, se tiennent là, montrent leurs seins et explosent la baraque. - Je sais.
İki dakika izin ver.
Deux minutes.
Tanıştığımız geceden iki saat önce. Bekle bir dakika.
- Attends, donc dans la même journée t'as rompu avec elle et passé la nuit avec moi.