Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ I ] / Iliskisi

Iliskisi перевод на французский

3,564 параллельный перевод
Gördüğüm kadarıyla cinayetle, parayla ya da Mailer'la bir ilişkisi yok.
Sophie Covington, comment est-elle? De ce que j'ai vu,
İlişkisi mi varmış?
Il avait une liaison?
Ben ve bu pisliğin ilişkisi Trenton ilkokuluna dayanır.
Ce connard et moi sommes amis depuis l'école maternelle de Trenton.
Sorunlu bir anne-çocuk ilişkisi çoğu seri katilin alamet-i farikasıdır.
La relation tendu mère-enfant est une caractéristique principale pour la plupart des meurtriers.
- İlişkisi mi vardı?
Tu veux dire comme un amant?
Amanda Madsen'ın kiminle ilişkisi varmış?
Amanda Madsen avait une liaison avec qui?
Başsız süvariyle mi ilişkisi varmış?
Elle avait une liaison avec le cavalier sans tête?
Oxford koçun karısıyla yatıyormuş ama koçun da Vanessa'yla ilişkisi varmış.
Oxford couchait avec la femme du coach, mais le coach avait sa propre liaison avec Vanessa.
Oxford'la ilişkisi olduğunu da biliyordum.
Et j'ai su qu'elle avait une aventure avec Oxford.
Bizim okulda bir öğretmen uygunsuz bir ilişkisi olduğu için kovuldu.
Une prof à l'école a été virée parce qu'elle a eu une relation inappropriée.
Anladığım kadarıyla, ikinizin özel bir ilişkisi varmış.
Si je comprend bien, vous deux aviez une relation spéciale.
İlişkisi olmayan birine göre fazla şey biliyorsun.
Vous en savez long pour quelqu'un qui n'y était pas.
Yıllardır telefondaki sessiz sedasız görüşmelerinden dolayı bir ilişkisi var sanırdım.
Pendant des années, j'ai cru que ces appels bizarres signifiait qu'il avait une liaison.
Belki de bir ilişkisi vardı.
Peut-être qu'il entretenait une fille.
Sanırım buna ortak çıkar ilişkisi diyebiliriz.
Je pense que c'est ce qu'on peut appeler une situation d'intérêts mutuels.
Jackie Laverty'yle Gates'in ilişkisi var diyelim.
Je suppose que Jackie Laverty est sa maîtresse
Bu sabah oraya gittiğimde, kuaförün müdürü sizinle direkt olarak iş ilişkisi içinde olduğunu ifade etti.
Quand je l'ai interrogé plus tôt aujourd'hui, le gérant du salon a indiqué qu'il y avait une relation d'affaires directe avec vous personnellement.
Hayır ; fakat amneziyle ilişkisi olduğunu tahmin ediyorum.
Non, je suppose que ça a quelque chose à voir avec l'amnésie.
Hayatımın en kötü tek gecelik ilişkisi falan.
C'est le pire coup d'un soir de tous les temps.
Depo'nun ona ev sahipliği yapan hükümetlerle her zaman hassas bir ilişkisi olmuştur.
L'entrepôt a toujours eu une relation délicate avec le gouvernement qui l'héberge.
Geçmişte hiç kötü giden ilişkisi oldu mu?
Est-ce qu'elle a des relations qui ont fini par échouer dans le passé?
Peter'in bir kampanya çalışanı ile ilişkisi hakkında bir gazeteci tarafından sorgulandım.
Le reporter m'a posé des questions à propos de Peter ayant une relation avec une femme de la campagne.
Sayın Vali, karınızın bir ilişkisi olduğunu biliyor muydunuz?
Gouverneur, saviez-vous que votre femme avait une liaison?
Söyleyeceğin her şey hasta-doktor ilişkisi içerisinde korunur.
A - je ne dirais rien. dû à la relation docteur / patient.
Zeb'e de dediğim gibi, şu son sevgilisiyle ilişkisi bitince...
Comme je le disais à Zeb, quand il a rompu avec sa dernière copine...
Bu aralar ilişkisi çok iyi giden bir çift varsa o da Victoria'yla benimdir.
si il y a bien un couple qui s'entend ces jours ci, c'est moi et Victoria.
Bu odadaki herkesin kurbanla bir ilişkisi vardı.
Chaque personne ici était liée à la victime.
Eğer bu kız ile bir ilişkisi varsa kayıtlara geçmiş olması lazım.
Si il était en contact avec cette fille, il devrait y avoir un message.
Ben olgun bir adamım, ve bu güven üzerine kurulu bir yetişkin ilişkisi.
Je suis mature, et il s'agit d'une relation d'adulte basée sur la confiance.
Zeeland'le ilişkisi nedir?
Entretient-il le moindre rapport avec Zeeland?
Ama bu da davayla yasa dışı bir ilişkisi olduğunu göstermez.
Ça ne veut pas dire qu'il a illégalement interféré dans l'enquête.
- Tommy ile bir ilişkisi var mıydı?
- Tommy et elle étaient-ils ensemble?
Onunla bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorsunuz, değil mi?
Vous ne pensez pas que tout ça a quelque chose à voir avec elle?
Bu istenen bir öğretmen-öğrenci ilişkisi.
Une très bonne relation professeur-étudiant, pas vrai?
2012 sonbaharında Nick'le Robin'in ilişkisi güzel gidiyordu.
Durant l'automne 2012, Nick et Robin devenaient plus fort.
Peki Blair Waldorf'la olan ilişkisi hakkında ne biliyorsunuz?
Et que sais-tu sur sa relation avec Blair Waldorf?
Blair'ın Chuck ile ilişkisi sizi ilgilendirmez.
La relation qu'entretient Blair avec Chuck ne vous regarde absolument pas.
Bir aşk ilişkisi eviyle ( çarkıfelekle sesteş ) gerçekten geniş bir ev... Güzel.
Maisons soleils, espaces ouverts, pas mal.
Adalind hapiste, Juliette de muhtemelen seninle bir ilişkisi kalmayınca daha güvende olmuştur.
Adalind est en prison, et Juliette est probablement plus en sécurité maintenant qu'elle n'a rien à faire avec toi.
Onların ilişkisi zayıf.
Cette relation est fragile.
Karımın bir ilişkisi olduğunu düşünmemi sağladın ve sonra da beni seninle yatmam için kandırdın.
Tu me fais croire que ma femme à une liaison et ensuite tu m'as dupé pour coucher avec toi.
Eski asistanı Hunter ile ilişkisi olduğundan neredeyse emindik.
On pense qu'elle fréquentait Hunter, son assistant.
Bayan O'Connell, saygısızlık etmek istemem ama kocanızın Dr. Victor'la daha yakın bir ilişkisi olabilir mi?
Mme. O'Connelle, Je ne veux pas... Je ne veut pas vous manquer de respect, mais... est-il possible qu'il y ait eu quelque chose entre votre mari et Dr.Victor?
Chloe'nin benim sandalyemle her zaman karmaşık bir ilişkisi olmuştur.
Chloe n'a jamais accepté mon fauteuil.
Şimdi de siz kalkmış sizinle ilişkisi olduğunu iddia ediyorsunuz öyle mi?
Cependant, vous prétendez qu'elle avait une aventure avec vous?
O zaman onları sorgularken veya birinin Nicholas'la ilişkisi var mı diye bulurken iyi zaman geçireceksin.
Alors vous vous amuserez bien si l'un d'entre eux portent. Ou si l'un d'eux avait une relation avec Nicholas.
Burada birisinin hamur işleriyle ilişkisi var.
Quelqu'un ici est amoureuse du gluten.
Benden sonra ciddi bir ilişkisi olmadı.
Il n'a pas eu d'autre relation importante depuis moi.
Alexis'in evli bir adamla ilişkisi varmış.
Alexis a quelque chose avec un homme marié.
Kocanızın hiç kimseyle ilişkisi yokmuş.
Je l'ai regardé. Ton mari ne vois personne sur le côté.
Usta-çırak ilişkisi değil miydi yani?
Ce n'est pas comme un truc de mentor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]