Infinite перевод на французский
134 параллельный перевод
Infinite Havayolu. Bu bir tuzaktı.
C'était un piège.
"Infinite Diversity in Infinite Combination." "Sonsuz düzen içinde sonsuz çeşitlilik."
"Infinie Diversité dans l'Infinie Combinaison".
Kıtlık kuzeyde ve güneyde hüküm sürüyordu... Teksas'ın uçsuz bucaksız topraklarında sayısız büyükbaş hayvan olmasına rağmen... hepsi ölmüştü.
La famine frappa le nord et le sud... et bien qu'une infinité de bœufs sillonnaient les vastes ranches du Texas, les bêtes périssaient...
Böyle devam edecekler ; mahrem bir güvenle sayısız yürüyüş yaparak,.. ... aralarında, anıların veya tasarıların olmadığı, saf bir güven büyüyecek.
Ils vont faire comme cela une infinité de promenades semblables où se creusera entre eux une confiance muette, une confiance à l'état pur, sans souvenirs, sans projets.
Senden aldıklarım Yeryüzü'nün sayısız tekniklerini ve adamın Uzay'daki ustalıklarını söküp almam için benim bu Galaksi'nin ötesindeki Güneş Sistemi'ne ulaşmama olanak sağlayacak.
Ce que je vous prends me permettra de m'étendre au-delà de cette galaxie, dans le système solaire. Pour arracher à la Terre son infinité de techniques et ravir à l'homme sa maîtrise de l'espace!
Aynı şekilde, sayısız gerçeklik olmalı.
De même, il est certain qu'il existe une infinité de réalités.
Bazıları doğa kanunlarının rastgele bir dönüşümle fizik ve kimya bilgilerinin değişerek tek bir sonsuz derecede olası yasalara evrildiğini düşünüyor.
Les lois de la nature sont peut-être redistribuées au hasard... et les lois physiques et chimiques de notre univers... ne sont qu'une loi parmi l'infinité... de lois naturelles possibles.
Sonsuz sayıda görüntüyü göremezsiniz çünkü aynaların yüzeyleri mükemmel bir düzlüğe sahip değildir. Mumu veya mumun alevini izlersek ışığı sonsuz hızda ilerlemeyecektir.
On ne peut pas vraiment voir une infinité d'images... car les miroirs ne sont ni plats, ni alignés... la bougie cache la perspective... et la vitesse de la lumière n'est pas infinie.
"Sonsuzluğun içindeki öz kumlu bir günde akar sanki toz..."
... d'une infinité d'atomes en suspension comme la poussière dans le soleil.
- Yüzlerce.
- Une infinité.
Yüzlerce balık.
Une infinité de poissons.
Peki neymiş o? Onların ruhlarını parçalamak. İstediğim bu mu?
Il croit que nous vivons dans un monde d'une infinité de dimensions, et que ce qui nous retient ici n'est que la constance du temps.
Ama nispeten talihliydik. İnsan tasniflerini incelemek için bırakılabilirdik. Pazarı kendi portreleri için yağmalayan iki kör adam gibi.
En fait, nous avons de la chance de n'avoir pas à trier une infinité de noms tels deux aveugles cherchant leur portrait dans un bazar.
Neredeyse sonsuz sayıda olasılık düşünüp, tamamını bir nanosaniye de keşfedebiliyorum.
Je suis capable de concevoir une infinité de possibilités et d'explorer chacune d'entre elles en une nanoseconde.
Sonsuz sayıda.
Une infinité.
Var olmanın sınırsızlığında, soyacak bir mekan bulmak için her iki kişi ayrılabilmeli ve birleşebilmelidir.
Pour trouver sa place dans l'infinité de l'être... Il faut en même temps savoir séparer et unir.
"Çokboyutluluk sonsuz neticeyi ve sonsuz sayıda evreni öngörse de, her evren yalnızca bir sonucu barındırabilir."
"Bien que la multidimensionalité de l'univers implique une infinité d'issues, chaque univers ne peut engendrer qu'une issue."
Ancak insan kalbinin, aklının ve ruhunun, ayırt edebileceği sonsuz sayıda duygusal ve manevi tonlar vardır.
Le cœur, l'esprit et l'âme humains perçoivent une infinité de nuances émotionnelles, psychologiques et morales.
Ve bir çok şüphe ve sayısız denemenin ardından, saplantılarımız uğruna harcadığımız çabalardan korkar olduk.
Après une infinité de tentatives, nous avons eu peur devant l'énergie que nous consacrons à notre drogue.
- Evet. Galaksinin... ... etrafında dolaşıyorsun.
- Vous flottez dans la galaxie, dans l'infinité noire.
- Toplamı kaç tane ki?
- Sur combien? - Une infinité?
Sonsuz kombinasyon içerisinde sonsuz farklılık.
L'infinité de la diversité dans l'infinité des combinaisons.
Sonsuz farklılık...
L'infinité de la diversité.
Sonsuz kombinasyon içinde.
Dans l'infinité des combinaisons.
Her olasılık için bir paralel evren vardır, o zaman temel olarak sonsuz dala ayrılmış... Hayır!
Une réalité parallèle existe pour chaque possibilité, donc il y a une infinité de voies... non!
Sonsuzluk değil, sınırsızlık.
Pas seulement l'éternité, mais l'infinité.
Peki, Ruby, bu sınırsız gerçeklikler olduğu anlamına mı gelir?
Cela implique-t-il qu'il y a une infinité de réalités?
Varyanslar aynı zamanda trilyonlarca başka olasılığı da gösterir ki bunlardan hiçbiri herhangi bir şekilde solucan delikleriyle ilgili olmayabilir
Ces divergences peuvent aussi indiquer une infinité d'autres possibilités dont aucune ne concerne les vortex.
Sonsuz sayıda böyle paralel evren mi var yoksa?
Il y a une infinité d'univers parallèles?
Papatyalar pis kokar bir kere.
Une infinité.
Bir teoriye göre, sonsuz bir evren ve zamanda, her şey gerçekleşecektir.
Il y a cette théorie. Tout est possible, car il existe une infinité d'univers.
Sonsuz bir evrende olayların bir kez böyle gelişeceğini... ve bunun o an olduğunu söylerdi.
Qu'au moins un sur l'infinité d'univers verrait de telles coïncidences, et c'était ce moment-là.
Uzay sayısız gizemleri içinde barındırır.
L'espace contient une infinité de mystères.
Sana ilham vermiyor mu?
Ça ne t'évoque pas une infinité d'images?
Her yerde bulunan ama farklı türleri olan bir nesne. Rengi, kablosu, içerikleri farklı olur.
Un objet omniprésent, une infinité de modèles.
Ve Sorunun cevabı SonSuz.
Il y a une infinité de réponses à votre question.
Şu anda cennetin ayna gibi salonlarından çıkıp soğuk ve cansız uzayın sonsuzluğundan geçerek Elçi geliyor ışık kürelerini peşinde sürükleyerek muhteşem, başlamaya hazır.
Ce n'est pas une migraine. Même maintenant... Depuis les murs du Paradis, étincelants comme des miroirs... à travers le froid sans vie... l'infinité de l'espace...
Sonsuz olasılıklar var. Tek yaptığın yakınmak.
Une infinité de possibilités et tout ce qu'il fait, c'est pleurnicher.
Tüm sonsuzluğunu burada biriktirecek,
Elle accumulera son infinité ici...
Pornografiyle ilgili düşüncelerim şu olgu etrafında dolanıyor : aslında çok azımız zombiyiz detektifiz, kovboyuz ya da uzayadamıyız. Buna rağmen, ortalıktaki sayısız kitapta bu yaşam biçimleri tekrar tekrar anlatılıyor.
Mes sentiments quant à la pornographie ont tendance à tourner autour du fait que parmi nous on trouve peu de zombies, de détectives, de cow-boys ou d'astronautes, et pourtant il existe une infinité de livres qui racontent des histoires de ces styles de vie.
Dünyada, biz insanların dışında bilinmeyen sayısız boyut var.
Parallèlement au monde des humains, il y a une infinité de dimensions inconnues.
Şunu aklında hiçbir zaman çıkarma kuantum fiziği, içinde sonsuz olasılık barındırır.
N'oubliez pas que la physique quantique ouvre une infinité de possibilités.
Oh. Doğrusal olmayan sistemlerin H-sonsuz kontrolü üzerine olan çalışmanız beni çok etkilemişti.
Votre article sur le contrôle H-Infinité sur les systèmes non linéaires m'a épaté.
Kabuğunun güzelce parlaması ile şimdi göç edeceği yöne devam eder ki bu binlerce mil sürer iz bırakmaya açık denizlere doğru ta ki deniz anasının sıvı gökyüzüne Doğru akıntıya sürüklendiği yere.
Arborant une carapace bien propre, elle reprend son voyage migratoire qui peut la conduire à des milliers de kilomètres de là, dans l'infinité des espaces sous-marins... où la méduse dérive dans des cieux liquides.
Aslında 66,666. Sonsuza kadar 6 ile devam ediyor.
Ce sera en fait 66 666, suivi d'une infinité de 6.
Gördüğün üzere, karşılaştığın şey sonsuz sayıda kılıç.
Une infinité de lames se dresse contre toi.
Ezel kadar.
L'infinité!
İngilizce'de söylenecek sözlerin bir sonu var.
Y a pas une infinité de combinaisons de mots en anglais.
Bunlara artı olarak henüz teşhis edemediğimiz maddeler de var.
En plus une infinité d'autres composants qu'on doit encore identifier.
Birbirine paralel sayısız evren ve dünya var.
Il y a une infinité d'univers et de terres parallèles.
Aşkımın arkasında izlerini de bırakıyordu...
Laissant derrière elles une infinité De traces de ton amour