Intel перевод на французский
164 параллельный перевод
Intel bir tek adamla uğraştığımızı söylüyor.
Notre source dit qu'il est seul.
Intel'in çipinin sanayiyi değiştireceğini,
Que la puce Intel révolutionnerait tout.
Triatlon, kış sporları, olimpik yarışlar üzerine yapılan deneme yarışmasını kazanmış. İstihbaratta çalışıyor.
Sportive, belle ossature, finaliste olympique, trophée Arleigh Burke, travaille à l'Intel.
Sorun şu ki istihbarat memurları işe karışmazlar.
Mais l'Intel n'a pas à intervenir.
U.S.S. Gemisi'nde uygun bir İstihbarat görevi vardı. Ama bana denizaltılarında kadınlar için tuvaletleri olmadığını söylediler.
Il y avait un poste Intel sur un submersible, mais "ils n'ont pas de toilettes pour femmes"!
İstihbaratta yeterince büyük işler yapıyoruz. Neden asker kızı oynamak istiyorsun ki?
Tu pètes le feu à l'Intel, pourquoi tu veux jouer à la guérilla?
Charlie, James Dunn ı istihbaratta tarattır
Recherchez James Dunn sur Intel. Branche?
Altı dolardan Intel almıştım.
J'ai acheté mes actions Intel à 6 $.
- İyiyim. Intel'e zekayı getiren adam.
L'homme qui a mis l'intelligence chez Intel.
Goa'uld yönetiminde olan bir yer ile ilgili istihbarat aldığımızı hatırlıyorum.
Intel avait dit qu'un Goa'uld dirigeait la planète oû nous allions.
Intel 2,5 puan çıkmış. Harika!
Intel à grimpé à 2.5 points.
Ama ulusal güvenlik adına da olsa derin devlet, derin devlettir.
Intel est particulièrement limité. Mais le gouvernement de l'ombre au nom du pouvoir national est quand même un gouvernement de l'ombre.
Borsada kazanmaya başlarsak Intel'iydi, Coca-Cola'sıydı başlar ve bu işin sonu gelmez.
Elle est futée. Si ça rapporte... elle ne parlera que des actions d'Intel, de Coca-Cola.
Basitçe anlatmak gerekise bir fikir bulurlar, pazarlamasını yapıp sermaye toplarlar, sonra da Microsoft, Oracle ya da Intel gibi daha büyük şirketlere satarlar.
Généralement, ils commencent avec une idée, le font savoir, se construisent un petit capital, et la revendent à une grosse compagnie, comme Microsoft ou Oracle ou bien Intel.
İstihbaratımız dün geceki havaifişekleri yaratığın ateşlediğini doğruladı.
Intel confirme que la créature a déclenché le feu d'artifice.
- Elektrikli Serin Sopalar, Abby.
Ça fait très "Guerre des étoiles", Abby. [*] "Blue Man Group" groupe d'artistes avec le visage peint en bleu. Connu en France pour la publicité pour Intel.
Sonradan Amerikan vatandaşı olmuş.
RESERVE MARINE - SPECIALISTE INTEL 2 / C - KHALIL SA'ID
Öğrencilerinden ikisi Intel Bilim Yarışması'nda yarı finale kaldı.
Deux de ses élèves sont parvenus en finale d'un concours de sciences national!
Bak, ben sadece intel için gidiyordum.
Je cherchais juste des infos.
Sat intel Usman'ın Amerika havaüslerini füzelerle çevirdiğini ve iniş ve kalkış yapan uçakları vurmakla tehdit ettiğini doğruladı.
La reco satellite montre qu'Usman fait encercler les 2 bases aériennes US par des batteries de missiles, et menace d'abattre tout appareil entrant ou sortant.
Aldığım bilgiye göre yarın Dr. Aşk adlı yeni filme başlayacakmış.
Selon l'Intel, il commence à tourner un nouveau film demain, Le Dr Amour.
Aldığım istihbaratla geri döndüm ve onu orada bıraktım.
Revenir avec l'Intel... et la laisser là-bas.
Arkamdan kaydetmesi geçmiş konularda yardımcı oluyor. - Dahice. Şef?
Military Intel Listening Device Recoder... machin-chose.
İstihbarat Soto'nun orada olduğunu söylemişti.
Intel a dit que Soto serait là. Il était là.
Bakın, 20 seneyi aşkın bir süredir INTEL adına çalışıyorum.
J'ai passé 20 ans chez Intel.
Ve nasıl olduysa molekülleri üzerine konulmuş bir INTEL logosu var.
Et ils ont comme un logo Intel gravé dans leurs molécules.
İntel'i kuran adam demiş ki her iki yılda bir bilgisayar çiplerinin gücü ikiye katlanacak.
Le type qui a fondé Intel a dit que tous les 2 ans, le nombre de transistors des microprocesseurs doublait.
Penelope, Ulusal Hüner bursu kazanmış olabilirsin. Ama Nelly Yuki Ulusal Hüner Bursu ve Peabody bursu kazandı. Ve de "Intel Bilim Yeteneklilerini Arıyor" finalisti.
Pénélope, tu bénéficies peut-être de la bourse au mérite, mais Nelly Yuki a la bourse au mérite, la bourse Peabody, et elle est finaliste du concours de sciences.
Tamam ben bilgisayarla uzayın derinliklerini araştırırken... Belki sende evreni..... eski tarzda araştırmalısın.
OK, pendant que je parcours l'espace avec mon processeur Intel, je pense que tu pourrais parcourir le cosmos à l'ancienne.
Kendi intel varlıkları var. Bir sürü tetik çekenleri var.
Avec son propre service de renseignement et de nombreux presse-détente.
Intel'imiz ortaya çıktı bu konteyner geçen aya kadar biraz Irak'ta kaldı.
Nos informateurs nous ont révélé que ce container a quitté l'Irak le mois dernier.
Washington intel sistemini suçluyor.
Washington dit avoir eu de mauvais renseignements.
Intel dinlemiş.
Les Services Secrets y travaillent.
No, I don't think that he's expecting us to have this intel.
Il ne se doute pas que nous avons cette information.
I waited patiently for the moment to divulge this intel in the hopes of resurrecting my political career and finally redeeming myself in the eyes of my country.
J'ai attendu patiemment le moment de révéler cette information. Je retrouverai ma carrière politique, et je me rachèterai aux yeux de mon pays.
En son ne zaman Cisco veya Intel veya Google veya Apple veya IBM...
Quand peut-on dire que Cisco, Intel, Google, Apple ou IBM...
Intel'in güvenilirliği kadar.
Il semblerait.
Tamam, pekala bildireceğim.
Oui, intel.
Pekala, işte Martin Price'ın elimizdeki son intel görevi ;
Bon, voilà les derniers renseignements que nous avons sur l'état de Martin Price.
Şimdi, serbest intel komisyoncusu ve casusu.
Maintenant il bosse en solo comme informateur.
- Tarih kitaplarına geçti.
L'intel ignorant.
Intel e çalışıyorum ben Çok ciddiyim.. güvenlik elemanını araştırıyorum.. o yüzden buradyım
J'appelais Roberts, le gars de la sécurité, je lui demandais si il pouvais savoir d'où venais la weed.
- Bilgimiz sağlamdı.
- Notre Intel était bon. - Mmm-hmm.
Hindistan'da birkaç numaraya arama yapılmış ama yasadışı eylem değil.
Plusieurs appels ont été enregistrés sur les téléphones jetables, en Inde, mais... Aucun d'entre eux est une action d'Intel
Bu Yüzbaşı Kate Marshall, Bilgi Analiz Şefimiz.
C'est le capitaine Kate Marshall, notre analyste en chef d'Intel.
Taramaya devam edin.
Intel dit que Sheridan va agir.
Edward Carnby ile ilgili bildiğin herşey.
J'ai besoin de tout l'intel Que vous avez sur Edouard Carnby...
Evet, en önemlisi de, yıldız geçidi açıldığından beri kapanmadı. - Bir dakika. İki gün önce mi oldu dedin?
Monsieur, si cet "Intel" a raison, cela représente un changement radical de tactique.
İntel işlemci elimize geçer geçmez, Ulusal Güvenlik ve devlet başkanıyla doğrudan bir bağlantı istiyorum.
Dès qu'on a le fichier, je veux une ligne directe avec le quartier de haute sécurité et le Président.
İntel'in bu küçük bilgisi beni şehre getirdi.
Cette petite information est ce qui m'a amené en ville.
Bilgi ara.
Vérifiez pour Intel.