Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ I ] / Işler

Işler перевод на французский

25,386 параллельный перевод
Üniversitedeyken kardeşlik birliğinin idari işler müdürüydüm.
- J'étais directeur social de ma fraternité à l'université.
Ben de kardeşliğin idari işler müdürüydüm. Yani herkesin seni ıslak bir banyo ile bırakacağını bilirim.
J'étais le directeur des loisirs de ma fraternité, donc je sais qu'on te laisse avec une salle de bain trempée.
şimdi seninle gizli işler çeviriyor olduk.
Maintenant, je suis de mèche avec toi.
İnsanların da dediği gibi, "işler boka saptı."
Comme les humains disent, "Nous sommes dans la merde jusqu'au caniche."
Belki bir gün işler değişir, ama o gün bugün değil.
Peut-être qu'un jour ce sera différent, mais aujourd'hui, ce n'est pas le cas.
Ayrıca ulusumuzu ve gezegenimizi korumak için ortaya koyduğu mükemmel işler nedeniyle Direktör Henshaw'a teşekkür etmek için geldim.
Je suis venu aussi pour personnellement remercier le directeur Henshaw pour le merveilleux travail qu'il fait pour garder notre nation, cette planète, en sûreté.
Bir naip askerlerden, suikastçilere ve yarım kalmış işler kadar binlerce tehditle karşılaşır.
Un régent peut faire face à de nombreuses menaces, que ce soit des soldats ou des assassins, de même que d'être perdu.
Pekala, işler bu noktaya gelmez diye umut ediyordum ama bana başka bir seçenek bırakmadın.
J'espérais ne pas en venir là, mais tu ne me laisse pas le choix.
Evet, bilirsin, bazen işler böyle yürür.
Ça arrive.
L.A.'den gider gitmez, tüm işler doğru yola kavuşur.
Dés qu'il quittera L.A les choses iront étonnement mieux entre nous.
Umarım işler biraz daha yoluna girmiştir.
j'espère que les choses se sont calmées pour lui.
Önceden işler kötü gitti.
Les choses ont mal tourné.
Bu işler ne zaman peşimizi bırakacak?
Alors... Où est-ce que ça nous mène?
Her şey sakinleştiğinde işler daha üstesinden gelinebilir olacak.
Tout sera plus facile quand les choses se seront tassées.
Bu ülkede kraliçelerin yönetimi altında çok güzel işler yapıldı. Siz de bir istisna olmamalısınız.
De grandes choses ont eu lieu pour ce pays sous le règne de ses reines et vous ne devriez pas faire exception.
Devlet belgeleri, günlük işler. Kraliyet onayı gerektiren meseleler.
Documents officiels, sujets d'actualité qui nécessitent la sanction royale.
Elaine, yeni arkadaşlar edinmem gerektiğini düşünmüştüm. Ve bu yüzden buradaydım ama işler değişti tek ihtiyacım olan Max'miş.
Elaine, je pensais que je devais me faire de nouveaux amis, et c'est comme ça que j'ai fini ici, mais finalement tout ce dont j'ai besoin c'est Max.
Daha yapacağın işler var.
Tu as encore du travail à faire.
Bizi gözardı etmek istemeseler de işler gittikçe kötüleşir böyle.
Ils ne signifient pas de vous ignorer, mais il ne fera qu'empirer.
Bir şeyleri değiştirmeye kalkınca işler daha da kötüleşiyor.
Je vais plus faire comme avant avec toi, et ça l'énerve encore plus.
Nick senin tekrer Hexenbiest olduğunu öğrenirse işler çok iyi gitmeyebilir.
Si Nick découvre que tu es redevenue une Hexenbiest, les choses pourraient mal tourner.
Ama yapamazsın, çünkü işler kötü gitti.
Mais tu ne peux pas, car les choses ont mal tourné.
- Dışarıda işler düzeliyordu.
- Ça allait mieux dehors.
Ama şimdi işler değişti.
Et maintenant, ça a changé.
- Ne işler çeviriyorsunuz?
Est ce que tu es en train de jouer?
Burada işler belli bir şekilde yürür.
Il y a une façon de faire les choses ici.
Eğer kız arkadaşını karakoldan ararsanız işler daha kötü olacak.
Convoquer sa copine ne fera qu'envenimer les choses.
Ama kesinlikle işler kızışacak.
Mais il y a certainement va être une certaine progressivité.
Ama işler değişir Jason.
Mais les choses changent, Jason.
Eğer yardımı olacaksa, size bu civarda bu tür işler yapan tesislerin bir listesini verebilirim.
Si ça peut vous aider, j'ai une liste des labos du secteur qui font ça.
Her neyse, Charlotte'un dövmesi aksilik olmadan bitmiş ama sıra Griffin'e gelince işler ters gitmiş.
Bref, le griffon de Charlotte n'a pas posé problème, mais arrivé au tour de Griffin, ça a mal tourné.
Bernie, işler nasıl yürüyor biliyorsun.
Bernie, tu sais comment ça marche.
- Yaptığın işler beni etkiledi.
Ton oeuvre m'a impressionné.
Ben de kendimi soğuk Cerveza ve kumsal manzarasıyla daha rahat hissederim ama burada işler böyle yürümüyor işte.
Et moi avec une bière fraîche et vue sur la plage, mais ça ne marche pas comme ça par ici.
Kendisi için ufak tefek işler yaptırıyor.
Il m'a fait faire pleins de petits boulots bizarre.
Babamı bana geri getir yoksa işler çığırından çıkar, anlaştık mı?
Rends-moi mon père ou les choses vont vite dégénérer.
İşler iyi görünüyor.
Les affaires marchent bien.
- İşler değişiyor Sarah. - Evet.
Les choses changent, Sarah.
İşler yoluna girecek.
Les choses vont aller mieux
İşler daha da karışıyor.
Attendez, ça devient plus curieux encore.
İşler durulana kadar burada bekleyelim.
Non, on reste ici jusqu'à ce que les choses se calmes.
Bu işler hepimizi gerginleştirdi.
Ce problème nous met tous sur les nerfs.
- İşler kontrolden çıktı.
- Ça devenait ingérable.
Burada işler nasıl?
- Tout va bien ici?
İşler değiştiğini göstermek için savaşı onları ayağına götürme zamanı.
De les combattre pour changer, non?
- İşler eskisi gibi kolay olmayacak.
Mais la construction du mur complique tout.
Dışarıda işler iyice karıştı.
Ça se rapproche.
İşler belirsizken, bir hamle yapmamak çok zor bir şey. Bizler girişimci insanlarız.
C'est insupportable de ne rien faire quand les choses sont incertaines.
İşler çok hızlı gelişebilir.
Ça peut bouger si vite.
Ivir zivir isler.
Des peccadilles
İşler burada iyice garipleşmeye başladı.
Ca devient vraiment bizarre ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]