Jean valjean перевод на французский
119 параллельный перевод
Jean Valjean, mahkemeye çıkarıldığında aksi kanıtlanana kadar, suçlu sayılırsın.
Jean Valjean, vous passez devant cette cour... vous êtes jugé coupable, jusqu'à ce que vous prouviez votre innocence.
Jean Valjean.
Jean Valjean.
Jean Valjean, 109 frank.
Jean Valjean, 109 francs.
Piskopos, bu adam, Jean Valjean, sarı pasaportlu bir mahkûm.
Votre Éminence, cet homme est Jean Valjean, un détenu à passeport jaune.
Doğru yol da, sana her zaman açık olacak Jean. Böylece, Jean Valjean'ın hayatının ilk kısmı, burada sona ermiş oldu. - Şuradan deneyelim.
Et le bon chemin, Jean, vous est toujours ouvert.
Fantine denen şu kadınla sorun yaşadıktan sonra geçmişinizi araştırmaya, kaçak suçluları incelemeye başladım etraflı bir tasfiyeden sonra da sizin, şartlı tahliye süresini geçiren, Jean Valjean adında eski bir suçlu olduğunuza kanaat getirdim.
Euh, après ce problème avec la femme Fantine... J'ai commencé à chercher dans votre passé en étudiant les dossiers de criminels en fuite... et, par élimination... J'ai été convaincu que vous étiez l'ex-détenu appelé Jean Valjean... qui avait manqué dans ses obligations pour la liberté conditionnelle.
Şu Jean Valjean, ne zaman, nerede yargılanacak?
Quand et où ce Jean... Valjean va être jugé?
Jean Valjean öldü!
Jean Valjean est mort!
Suçlunun Jean Valjean olduğu konusunda, juri üyelerinin akıllarında en ufak bir şüphe bırakmayacağım.
Je le fait pour qu'il ne puisse y avoir aucun doute dans l'esprit du jury... que le prisonnier n'est autre que Jean Valjean.
4 tanık da bu adamı Jean Valjean olarak tanımladılar.
Quatre témoins ont identifié cet homme... comme étant Jean Valjean.
Jean Valjean benim.
Je suis Jean Valjean.
Ben sadece kürek esiri Jean Valjean'ı görüyorum Tanrı, hatasından dolayı zavallı müfettişi bağışlasın. Kalk çabuk!
Je ne vois que Jean Valjean, condamné et galérien... le saint, le bon chrétien... qui a pardonné au pauvre et humble inspecteur qui avait fait une erreur.
- Elbette, gelin. İsmim Jean Valjean, forsa mahkûmuyum. Evet, Madam.
Est-ce que je peux avoir une soupe et un coin pour dormir?
Girin.
- Je m'appelle Jean Valjean.
Jean Valjean, kardeşim.
Vous oubliez encore vos chandeliers.
Kadınları hakir görmek onlarda, içki onlarda... tütün kokusu üstlerine sinmiş, bilardo başında...
Un nommé Jean Valjean. - Eh bien, vous en connaîtrez un deuxième!
Çocukluğumda Jean Valjean'ı forsa olarak tanımıştım.
- C'est quoi, cette histoire?
- Bana da öyle dediler. Jean Valjean olamazsınız çünkü asıl Jean Valjean tutuklanmış.
Mais une démission est honorable, je dois être puni, révoqué.
Burada tuttuğumu sandığımdan, emin olmak için göreyim dedim. Arras'a gittim, Champmathieu'yü getirdiler.
- Je vous ai accusé d'être le forçat Jean Valjean.
Jean Valjean'dı o. Tanıdım onu. - Bundan emin misiniz?
J'avais connu Valjean, je ne pouvais pas me tromper.
Ya o ne diyor, bu Champmathieu?
- C'est ce qu'on m'a dit. C'est pas vous, puisque le vrai Jean Valjean a été arrêté.
Tamam Javert, gidebilirsiniz.
- C'est Jean Valjean, je l'ai reconnu.
Sizin hakkınızda yanılmış olmasaydım siz gerçekten Jean Valjean olsaydınız emin olun size şefkat göstermezdim.
Et là, il a volé des pommes. Pour un adulte, c'est un délit, mais pour un bagnard, c'est un crime.
Jean Valjean dönüyor Mösyö Madeleine ise skandal ve utanca batacak.
- Il y a un spectacle plus grand que la mer... C'est le ciel. Et il y a un spectacle plus grand que le ciel...
Alt tarafı bu Champmathieu bir hırsız...
- Jean Valjean revient... Jean Valjean revient...
Kardeşim Jean Valjean, paranın gücüne inanmam.
- " Après votre hôpital, M. Madeleine.. .. ce fut une pharmacie gratuite.
Sayın Kraliyet Savcısına, Rouen...
- " Jean Valjean, mon frère, je ne crois pas au pouvoir de l'argent. Mais celui-ci peut vous aider.. .. à devenir un autre homme.
Mahkûm Jean Valjean olduğunuzu hâlâ inkâr ediyor musunuz?
.. le Procureur..
"Cevap ver" diyorlar. Jandarma beni itekleyip "cevap ver" diyor.
Niez-vous toujours être le forçat Jean Valjean?
Boyuna Jean Valjean'ı soruyorlar, ama ben bu adamı tanımıyorum! Sayın Başkan...
- Je m'appelle Champmathieu, moi!
Davalının Jean Valjean olduğunu teyit eder misiniz?
3 mois que je suis en prison!
Jean Valjean, otoriteye karşı gelmiş, eski mahkûm.
- Reconnaissez-vous l'accusé pour être le forçat Jean Valjean?
Kolunu sıva. Cochepaille, teşekkür edilsin istemem ama taş ocağında düşen kayaları hatırladın mı?
- M. le Président, Jean Valjean, l'ancien bagnard, c'est moi.
Çocuğunuza bakacağım.
Y a Jean Valjean, voleur! - Non!
Forsa Jean Valjean, namı diğer Madeleine kaçtı.
J'ai jamais volé qu'un pain.. .. et une pièce de 2 F.
Montfermeil'de, eski bir inanışa göre köyün yakınındaki ormana derler şeytan Noel gecesi uğrayıp definesini gömermiş.
Le forçat Jean Valjean dit Madeleine vient de s'évader. Il est passé chez lui et on l'a aperçu du côté de l'hôpital
Bu, Jean Valjean'ı arayan Javert'ti.
Cosette, à quoi penses-tu?
Ama adresi söylemedim. Babam köpürdü.
- Rue Plumet, Jean Valjean quittait brusquement la maison..
- Jean Valjean.
- Jean Valjean.
Sadece Jean Valjean var.
Il y a juste Jean Valjean.
Jean Valjean!
Jean Valjean!
Bu mahkûmun adı Jean Valjean'dı.
Emmenez-le!
Bir somun ekmek çaldığı için beş yıl küreğe mahkûm edilmişti.
- Ce forçat se nommait Jean Valjean.
Jean Valjean iki defa daha kaçmaya çalıştı sonunda serbest bırakıldığında...
Il avait été condamné à 5 ans pour avoir volé un pain. Il tenta encore 2 fois de s'évader.
Artık kötülüğe değil, iyiliğe aitsiniz.
Jean Valjean, mon frère...
Jean Valjean kaçarcasına köyden ayrıldı.
C'est votre âme que je vous achète.
Gün boyu yürüdü durdu.
- Jean Valjean sortit de la ville comme s'il fuyait.
Toulon ceza evinde bir forsaydı. İsmi Jean Valjean'dı.
- Il est dans un drôle d'état.
Kürek mahkûmu Jean Valjean olduğunuzu söyledim.
- Vous.
Jean Valjean sanılarak tanınmış ve mahkûm olmuş.
Et Monsieur Madeleine va sombrer dans le scandale et dans la honte.
Jean Valjean! Durdurun onu!
Sa patrie, notre patrie, c'est la République.