Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ J ] / Jilet

Jilet перевод на французский

419 параллельный перевод
Huh! Nerede kullanmışlar, jilet reklamlarında mı?
- Où ça, avec les pubs pour rasoirs?
- Bir jilet mi?
- Une lame de rasoir?
- Jilet gibi giyinmişsiniz Bay Henderson.
Quelle élégance, M. Henderson.
Sabun, jilet, dondurma falan satan yerler.
Là où on achète des rasoirs et des glaces.
İki hafta kadar, efendim. Sanırım Jilet, efendim.
Environ deux semaines.
Soğuk keten, kazak, sabun ve jilet havluya sarılmış...
Du linge sale. Un tricot. Savon et rasoir dans une serviette portant l'inscription "SS Cristobal".
Sadece bir jilet.
Ce n'est qu'une lame de rasoir.
Bu jiletle Brant'in ofisindeki jilet arasındaki benzerliği düşünürsen... bana yardım etsen iyi olur.
Étant donné la ressemblance entre cette lame et celle du bureau de Brant, ce serait dans votre intérêt.
Bir silah, bıçak, cop ya da jilet, diğer adamda olmayan bir şey.
- Un revolver, un bâton... quelque chose que l'autre n'a pas.
Uyku hapı veya jilet yasak.
Ni somnifère, ni lame de rasoir.
Bir jilet bulsam tiraº olabilirdim.
Si seulement j'avais un rasoir.
Çoktan eritilip jilet yapılmalıydı.
On devrait en faire des lames de rasoir.
Şaşırıp da usturana jilet koymadın, değil mi?
T'es sûr d'avoir mis une lame dans ton rasoir?
Jilet mi efendim?
Une lame?
Yüzüm çok büyük, jilet ufacık.
Grand visage... petit rasoir.
Keskin bir jilet ve insan anatomisinde atar damarların yerini gösteren bir tablo.
- Rien du tout? Si. Une lame de rasoir et un manuel de médecine pour trouver mes artères.
Banyoda jilet ve tıraş kremi var, müessesemizin ikramı.
Il y a un rasoir et de la mousse dans la salle de bain, offerts par la maison.
"Jilet ve cam parçasıyla çalışarak..."
Avec une lame de rasoir et un bout de verre irrégulier,
Bu yüzden ben de bisikletle dolaşırken yanımda jilet ve bir şişe potasyum permanganat çözeltisi taşıyorum.
C'est pour ça que je me balade avec une lame de rasoir et un flacon de solution de permanganate.
Elinde jilet bıçağı olan Hideo sen misin?
C'est toi Hidé?
Bir jilet ile üstüme geliyor.
C'est quoi, ce rasoir?
Haftada bir tıraş hakkın var, tüm barakaya tek bir jilet düşüyor.
On se rase une fois par semaine, un rasoir pour tous.
Jilet getirin. Kafasındaki yaraları temizlemeliyiz.
Faut nettoyer les plaies de la tête.
Çavuş Fredericks, Jilet ve su getir.
Un rasoir et de l'eau.
Kıçı kırık bir paket jilet çaldın da başın göğe mi erdi?
Ça sert à quoi de piquer un paquet de lames, pourquoi?
Eminim okulda sana Jilet Sharp diyorlardı.
Je parie que rien n'échappe à Look Sharp.
Temiz ve jilet gibi üniformalar.
Tenues de cérémonie. Astiquage de fond en comble.
Ayrıca bir jilet buldum.
J'ai aussi trouvé un rasoir.
Jilet vurmana az kalmış.
Dans pas longtemps, il te faudra un rasoir.
Aslan büyük, vahşi bir hayvandır. Yüksekliği 1.5, boyu 3 metre, ağırlığı 180 kilodur. Saatte 65 km / h hızla koşar ve sivri dişli, korkunç uzun, jilet gibi keskin pençeleriyle sizi parçalayabilir.
Voyez-vous, un lion est une énorme bête sauvage d'environ 1m50 de haut, 9 m de long, pesant environ 200Kg, courant à 60Km / h, avec un tas de dents pointues et acérées et de longues griffes, coupantes comme des rasoirs,
Jilet gibi keskin zekanı kendine sakla, Şahin, memlekette midye avlarken işine yarar.
Garde tes plaisanteries pour un autre jour, Œil-de-lynx.
Aslan, üç metre uzunluğunda, bir buçuk metre yüksekliğinde, bolca sivri dişi ve jilet gibi keskin pençeleri olan, dev bir yırtıcı canavardır.
vous voyez, un lion est une énorme bête sauvage... d'environ 9 mètres de long, 1,5 mètre de haut... avec un tas de dents pointues et acérées... et d'horribles longues griffes, coupantes comme des rasoirs.
Diğeri jilet gibiydi.
L'autre, très élégant aussi.
Hep jilet gibi giyindiklerini ve midelerinden konuştuklarını biliyorum.
Qu'ils portent des smokings, qu'ils parlent d'une voix cadavérique...
Bir de jilet olacaktı. Bankanın numarası?
Les lames devraient être ici...
Buz kalıpları, şarap, jilet.
Glaçons, vin, lames de rasoir.
O yüzden odanıza hemen bir jilet gönderiyorum.
Je vous fais monter un rasoir.
Boşalmaya hazırsın ama kız daha istiyor. Tamamen boşalırsan kız içten içe ağlayacak sen de jilet fantezilerini kurar ve kendini tutarsın.
Quand on est prêt à jouir, et que la fille l'est pas... elle est déçue si on se laisse aller... alors on s'accroche à ses fantasmes et on se retient!
- Jilet diş.
- Dents de rasoir.
- Jilet diş de ne?
- Dents de rasoir?
Buna, Jilet diş operasyonu diyorlardı.
Ca s'appelait l'opération "Dents de rasoir".
Burada söz konusu olan, bildiklerime dayanarak söylediğimi... bu arada belirtmeliyim ; çizgili, iri, jilet gibi keskin dişli... yaklaşık üç metre uzunluğunda ve felis horribilis familyasından olan... bir çeşit çok hücreli canlı.
Messieurs, nous avons affaire, et ce n'est qu'une hypothèse, je tiens à le préciser, à une entité multicellulaire vivante rayée, aux dents aussi tranchantes qu'un rasoir, de trois mètres de long,
Sana 550 dolarlık takım elbiseler alacağım. Jilet gibi olacaksın.
Des costards à 550 $, comme ça, t'auras de la classe.
O zaman iki şeyden biri olacak. Ya bana itimat edersiniz. Size garanti veririm ki metnimi jilet gibi biliyorum.
ou vous me faites confiance et je vous garantis que je sais mon texte ou vous me faites remplacer, mais en fait, je...
- Jilet bulamadım da.
- J'ai pas trouvé de lames.
Jilet! Jilet!
Rasoir.
Hayır, hayır jilet değil.
Non, pas rasoir.
Jilet, jilet.
Rasoir. Rasoir.
GEM JİLET
GEM LAMES DE RASOIR
Elinde jilet bıçağı olan Hideo demek.
Voilà pourquoi on l'appelle Hidé le "Store Vénitien"...
jilet gibisin!
Joli coup.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]