Kacırdın перевод на французский
8,961 параллельный перевод
Kaçırdın.
Raté.
- Yerlerimizi tut ve kaçırdığımız her şeyi anlatırsın.
Garde-nous nos places, et tu me feras un résumé.
Hadi be, yüzüğü takışını kaçırdım.
Merde, j'ai raté l'alliance.
Sen aklını mı kaçırdın?
T'as perdu la tete?
Aklını mı kaçırdın?
Tu es cinglé?
Sen aklını falan mı kaçırdın?
Es tu complètement fou?
- Sen aklını mı kaçırdın?
- Es tu devenu putain de cinglé?
Harika bir yemeği kaçırdın.
Tu as raté un super dîner.
Washington'un onu Trenton'da nasıl kandırdığını konusunda Charlie'yi köşeye sıkıştırma şansını kaçıramam.
Je ne peux résister à taquiner Charlie sur Washington qui l'a chassé de Trenton.
Son bölümü anlatışını kaçırdım Dennis. Bana bir daha anlatır mısın?
Dennis, j'ai manqué la dernière partie.
Korkarım onu kaçırdınız.
J'ai peur que vous l'ayez manqué.
Ne kadar parti kaçırdığın farketmiyor.
Ce n'est pas important combien de parties tu lance.
- Konuşmamı kaçırdın.
- Tu as raté mon discours.
Bunları kaçırdınız.
Voilà c'que vous avez raté.
- The Wiggles'ı kaçırdın.
T'as raté les Wiggles.
Birini gözden kaçırdın galiba.
Je crois que t'en as perdu une.
Castor onu kaçırdı. Bu konuda ne yapacaksın?
Bien, Castor la tient, donc qu'est-ce que tu vas faire par rapport à ça?
Bastın, aklını mı kaçırdın sen?
Tu as appuyé... Tu es fou?
Evet, konferansımızı kaçırdık, az kalsın tutuklanıyorduk ve sayende doldurulmuş bir Wookiee'nin boğazından aşağı dilini sokmaya çalışan bir adamla aynı odada kilitli kaldım.
Oui, on a manqué notre cours, on a failli être arrêtés, et on s'est retrouvé dans une pièce avec un mec qui a forcé sa langue dans la gorge d'une peluche Wookiee.
Ama kaçırdıysan diye diyorum Philly'den gelen arkadaşların, iki polisi öldürdüğünü sanıyor.
Au cas où ça vous a échappé, vos amis de la police pensent que vous avez tué 2 flics.
Kaçırdığımı sanmıyorum.
Je ne crois pas. Je n'en ai pas souvenir.
Aklınızı mı kaçırdınız?
Avez-vous perdu l'esprit?
Kasırgayı kaçırdın.
Tu as manqué la tornade.
- Gemiyi arayın. Gözden kaçırdığımız kimse var mı bakın.
Fait un tour pour voir si on a loupé personne.
Bugün başka kaçırdığın müvekkil oldu mu?
Pourquoi, t'as perdu d'autres clients?
Bu sabah tüm heyecanı kaçırdın Russ.
Tu as manqué une matinée très excitante, Russ.
Li-Na'nın adamlarının kaçırdığını düşünüyoruz.
Nous pensons que ce sont les hommes de Li-Na qui l'ont pris.
Peki ya kaçırdığın diğer iki bebek?
Et les 2 autres bébés que vous avez kidnappés?
Ses kontrolümüzü kaçırdın.
Tu as raté la vérification du son.
Ben mi bir şey kaçırdım, siz de mi saldırıya uğradınız?
J'ai manqué quelque chose? Vous avez aussi été attaquée?
- Aklını mı kaçırdın?
- Vous avez perdu l'esprit? - Quoi?
- Ne yani çocuğun Bar Mitzvah'ını mı kaçırdın?
Quoi, t'as oublié la Bar Mitzvah de son fils?
- Tabii. Ona Nabisco ve az önce de National Cash Register görüşmelerini kaçırdığını söylersin.
Dites-lui qu'il a raté Nabisco et National Cash Register est parti.
Sonra dün bir mektup aldım, hayallerim vardı ama zafer yoktu. Zaten diğer başvuru tarihlerini de kaçırdım.
Puis la lettre d'hier n'était ni une roue, ni un secours et j'ai épuisé mes options.
- Neden kaçırdınız onu?
- Pourquoi l'avoir enlevé?
Alınmayın Majesteleri ama aklınızı mı kaçırdınız?
Avec tout mon respect, Votre Majesté, avez-vous perdu l'esprit?
Beni bir sebeple kaçırdın. Bilmen gerek!
Vous m'avez kidnappé pour une raison!
- Aklını mı kaçırdın d'Artagnan?
- D'Artagnan, êtes vous devenu fou?
Geçen hafta Shameless'ta bunları kaçırdınız.
Voici ce que t'as manqué dans Shameless la semaine dernière.
Çocuğu kaçırdığını söylesek yeter değil mi?
On peut juste... leur dire qu'il a kidnappé le gosse, non?
Kızımı kandırıp kaçırdın.
Il a séduit ma fille.
- Hapse girip bir mahkûmu kaçırdın.
- D'être entré dans la prison et de le faire sortir.
"Patenle dönmeyi yapmadan, neyi kaçırdığını bilemezsin."
"Tu ne sais pas ce que ça fait tant que tu es a l'éxterieur sur tes quatre roues."
Beni bir sebeple kaçırdın.
Vous m'avez kidnappé pour une raison.
Epey güzel şeyleri kaçırdın.
Tu as loupé un sacré panel de compétences.
İşte Glee'de kaçırdıklarınız :
Voilà ce que vous avez manqué...
İşte Glee'de bunları kaçırdınız.
Et voilà ce que vous avez manqué dans Glee.
- Vergi mi kaçırdın?
Vous aviez des avantages fiscaux?
Özentiyi kaçırdın.
T'as manqué l'Aspirante.
Profesör Sogliato ne kaçırdığının farkında değil.
Professeur Sogliato ne sait pas ce qu'il rate.
Kaç kemiğini kırdın?
Combien d'os avez-vous cassé?