Kaldır перевод на французский
24,173 параллельный перевод
Sen görebiliyorsun, sen de ellerini kaldırıp yalvarsana.
Supplie le si tu sais où il est!
Bana bir daha elini kaldırırsan sen de aradan gidersin.
Si tu lèves encore la main sur moi, tu brûleras aussi.
Kaldırın!
Ramasser!
Bu akşam şarkıcı ve yazar Kelsey Braddock aşırı uyuşturucudan hastaneye kaldırıldı.
Ce soir, la chanteuse-compositrice Kelsey Braddock a été hospitalisée après fait une overdose.
- Programı yayından kaldırıyorum.
- J'arrête l'émission.
Ama omleti katlamadan önce aşçının tavayı kaldırıp ona hayallerini fısıldamasını istiyorum.
Avant que vous retourniez l'omelette, je voudrais que le chef lui murmure ses rêves.
O tembel götünü kaldırıp, bazı TV programı fikirleri bulup bizi milyarder yapmaya ne dersin?
Alors bouge ton cul de feignant et trouve des idées d'émission qui nous rendront milliardaires.
Direği de kaldır, kadehini de Ve ejderhaları kovala Geldikleri yere kadar
Hisse le mât et lève ton verre Et renvoie ces dragons d'où ils viennent
Tanrı'nın ağırlığını kaldırıyor.
Il soupèse le poids de Dieu.
1919'da XV. Benedict tarafından kaldırıldı.
Il a été supprimé par Benoît XV en 1919.
Kaldırın ellerinizi!
Haut les mains!
Evet, Bay Goddard'ın isteğinin farkındayım ama şu anda ortadan kaldırılması lazım.
Oui, je suis au courant de la requête de M. Goddard, mais elle doit être retirée maintenant.
- Peppe, kaldır artık kıçını!
- Peppe, remue-toi le cul!
Bu şekilde kaldırın.
Montrez-le-moi.
Kaldırın ellerinizi de görelim.
Levez la main.
Eğer içinde biraz kalmışsa belki de kıçını kaldırıp sahaya çıkarsın ve orada devam edebiliriz.
T'as pas perdu la main, tu devrais peut-être rejouer pour qu'on remette ça.
Bir sorun ile karşılaşırsanız telefonu kaldırıp sıfırı tuşlayın ve İç Güvenliğe bildirin lütfen. - Olur.
Si vous avez des ennuis, composez le 0 pour appeler la sécurité nationale.
Eğer yaşamazsan, en azından rakip soyu ortadan kaldırır.
Et si non, au moins elle a éliminé la lignée rivale.
Hayır dostum. Kaldır şunu.
Mon Dieu, non, hors de ma vue.
Bu çok Foster. Bir adamın kaldırması için çok ağır.
C'est beaucoup de poids sur les épaules d'un homme, Foster.
Kaldırın şunu.
Relevez-le.
Eşyaları toplayıp kaldırınca da unuttum.
On a tout emballé et j'ai oublié.
Bizi öylece kaldırıma attı.
Il nous a jetés sur le trottoir.
Ama hücre ortadan kaldırıldı.
Mais la cellule est perdue.
Sonuçta aracıyı kaldırıp doğruca yumruğa geçtim
Et j'ai fini par arrêter de me leurrer et je suis devenu le Poing,
Kaldır.
Allez!
Ayaklarını hafif yukarı kaldırın.
Soulève un peu ses jambes.
Ellerini kaldır.
Les mains en l'air.
Ve kafasını kaldırıp beni gördü.
Elle a levé les yeux et m'a vu.
Odadaki her şey kaldırıldı.
Tout a été enlevé dans la chambre.
Delaware'de ortadan kaldırılan altı Cehennem Köpekleri üyesi var ya?
Les six Dogs of Hell descendus dans le Delaware?
Ellerini havaya kaldır, Frank.
Les mains sur la tête, Frank.
Ellerini havaya kaldır yoksa Tanrı şahidim bu şeyi üzerine boşaltırım!
Les mains sur la tête ou je tire, je le jure!
Tayfası sistematik bir şekilde kimyagerlerimi sokak satıcılarımı ortadan kaldırıyor.
Son équipe élimine systématiquement mes chimistes et mes revendeurs.
Hollywood Şöhretler Kaldırımı'nda yıldızın olması için meşhur olmaya bile gerek yok.
J'ai emménagé après qu'on se soit séparés avec Dan.
Hollywood şöhretler Kaldırımı'nda yıldızın olması için meşhur olmaya bile gerek yok.
Il est même inutile d'être connu pour avoir une étoile sur Hollywood boulevard?
İyi bir fikir aslında. Hele de son şüphelimizin kaldırım sanatına dönüşmesine ramak kaldığını düşünürsek.
C'est une bonne idée, surtout depuis que notre dernier suspect a failli finir en peinture sur le trottoir.
Ellerini kaldır ve bardan uzaklaş.
Les mains en l'air et écartez-vous du bar.
- Lanet olsun baba, ellerini yukarı kaldır!
Papa, lève les mains!
Ellerinizi kaldırın!
- Les mains en l'air!
Bu da son bir haftadır neden burada kaldığımızı açıklıyor.
Ce qui explique pourquoi vous vous êtes cloîtré ici depuis une semaine.
Birkaç saat önce kaldırıldı.
Où est le corps?
Seni yukarı kaldırıcam.
T'es sûr?
Sonsuza kadar ortadan kaldırılırlar.
Ils seront emmenés à jamais.
Aylarca orada kaldım, Atalar tarafından sıkıştırıldım.. .. ve işkence gördüm.
J'y ai passé des mois, piégé et tourmenté par les Ancêtres.
Şakaya maruz kaldık ya da sanırım kafaya alındık.
On nous a piégés. Ou enfumés.
Sanırım bu gerçeği zor yolla öğrenmek zorunda kaldım.
J'imagine avoir du le découvrir de la manière forte.
Öğle vaktine üç saatten az kaldı sanırım.
Je crois que midi est dans moins de trois heures.
Kollarınızı kaldırın.
Levez les bras.
Örtüyü kaldırın.
Découvrez-la.
Tim orada bir otelde kaldıysa anahtar kartı da bu yüzden vardır.
Alors si Tim était à cet hôtel, cela explique qu'il ait la clef.
kaldırın 181
kaldır beni 31
kaldıralım 18
kaldır kıçını 88
kaldır onu 77
kaldır ellerini 57
kaldır şunu 110
kaldırın şunu 28
kaldırın kıçınızı 34
kaldırın onu 46
kaldır beni 31
kaldıralım 18
kaldır kıçını 88
kaldır onu 77
kaldır ellerini 57
kaldır şunu 110
kaldırın şunu 28
kaldırın kıçınızı 34
kaldırın onu 46