Katına перевод на французский
6,096 параллельный перевод
Bu nedenle yalan tespit testlerini iki katına çıkardılar.
C'est pour ça qu'ils ont ajouté des questions.
Bir böbrek burada 120 bin dolara kadar ve Singapur'da iki katına satılabilir.
Un rein se revend jusqu'à 120 000 $ ici et et à Singapour, plus du double.
Bu sayede yumurta çıkışını üç katına çıkarmamızı sağladı. Evet!
Ce qui a permis de tripler ta production d'ovules au passage.
Babanın ortağına söyle, fiyat iki katına çıktı.
Dites à l'associée de votre père que le prix vient de doubler.
Telefonda fiyatı iki katına çıkardığını söyleyen adam vardı ya hani?
A faire quoi? Le mec au téléphone, qui m'a dit que le prix venait de doubler.
Grady Memorial Hastanesi'nin zemin katına hoş geldin.
Bienvenue au rez-de-chaussée de l'hôpital Grady Memorial.
Conrad Grayson sizi ambarın bodrum katına kilitledi ve 10 yıl boyunca dünya ile alakanızı kesti.
Conrad Grayson puis vous a emprisonné dans les fondations d'un silo pendant 10 ans, vous coupant du monde.
Tuzlu yiyecekleri iki katına çıkar.
Doublez la solution.
Olayın böyle yorumlanmasına katılmıyorum.
Je ne partage pas cette interprétation des événements.
Onun ağzına bir tane vurursun o kalkıp sana iki katı fazlasını vurur.
Te le cogne dans les dents, puis il saute en arrière... Et il frappe deux fois plus fort.
Patlama mideden başladığına göre en az direnç olan yerleri takip etmiş olmalı. Katılıyorum.
Puisque l'explosion provient de l'estomac, elle a clairement suivi le chemin de la plus faible résistance.
Abe n'olur, Monmouth'un isyanına katılmaması için onu ikna et.
Persuadez-le de ne pas rejoindre la rébellion de Monmouth.
"Mavi", Üstçavuş Roe'nun yanına, katılımın olacağı bir törenle tam bir askeri cenaze töreniyle gömülecek.
"Bleu" va être enterré avec tous les honneurs militaires. à côté du sergent-chef Roe
Alamo kutlamasına katılanlar bizi çok yıprattı.
Les figurants d'Alamo nous ont ensevelis de patients.
Vay canına, yakıt uyarı ışığına rağmen 88 km yol kat ettik.
On a fait 90 kilomètres avec le voyant essence allumé.
Damarlarında daralma var ama vücut sıcaklığına kıyasla ceset katılığı çok fazla.
Alors, il a des signes de vasoconstriction ( diminution du calibre des vaisseaux ), mais sa rigidité est plus avancée que je m'y attendais, étant donnée la température du corps.
Nucleus'la alakalı hiçbir mesaj ve dosya raporu almayacaksın ya da Nucleus toplantılarına katılmayacaksın.
Tu ne recevras désormais plus d'appel au sujet de Nucleus, pas de rapports, tu n'assisteras plus aux réunions sur Nucleus.
Bu katın tecrit altına alınmasını istiyorum.
Que cet étage soit confiné.
Hey, Elini tamammen ağzına sokabilen eski alt kat komşunuzu hatırladınız mı?
Hey, vous vous souvenez de votre vieux voisin de pallier qui pouvait mettre son poing entier dans la bouche?
Şimdi söyleyeceğim şeyin sana katılmak olarak yanlış anlaşılmasını istemiyorum ama bu durumun daha çok farkına varıp daha iyi olmaya çalışacağım.
Je ne veux pas que ce que je vais dire soit interprété comme étant en accord avec toi, mais je vais essayer d'en être conscient et faire de mon mieux.
Evet, babanın ortağına artık iki katını ödemesi gerektiğini söylemişti.
Il voulait que tu dises au partenaire de ton père que le prix avait doublé, c'est ça?
Hadi ama, sen 2. Dünya Savaşı'na katılmıştın.
Allez, tu as fait la seconde guerre mondiale.
Yarıştan sonra,... üstümü değiştirim,... ve gelip senin yanına katılırım.
Après la course, Je me changerai dans le box et je te rejoindrai en haut avec les aristos. Qu'en dis-tu?
İnsan ırkına katılma vakti geldi.
L'heure est venue de rejoindre le genre humain.
Okullar türbeye döndü. Derslere katılım oranı azaldı çünkü ebeveynler çocuklarını güvende tutabilmek adına onları evden çıkarmıyor.
Les écoles sont des mausolées, leur fréquentation a baissé, les enfants restent chez eux.
Kimse senden ticaret odasına katılmanı istemiyor.
Personne ne t'invite à te joindre à la chambre de commerce.
Geveze İkizler Programı'na misafir olarak katılır mıydın?
Vous seriez invitée à L'Heure des sœurs Tattler?
Kuzey bölgesi arazi sahiplerinin gayriresmi konferansına katılıyorlardı.
Ils se sont rendus à une réunion privée des propriétaires terriens du Nord.
Mantığına katılmamam mümkün değil. Ama başarılı bir darbe için gereken en önemli elementimiz eksik.
Et je ne peux être en désaccord avec votre logique, mais nous manquons d'un élément essentiel pour réussir le coup.
Neyse ki Kleiner'ın gerçek bir polis operasyonuna katılabileceğini aklından bile geçirmeyeceği birini tanıyoruz. Bayan Brewster'ın evinde dolaşması gayet doğal olan ve Kleiner'ı tam da kucağına düşen fırsattan haberdar edebilecek biri.
Si seulement nous connaissions quelqu'un que Kleiner ne suspecterait pas d'appartenir à la police, quelqu'un qui aurait le droit d'être chez Mme Brewster, quelqu'un qui pourrait prévenir Kleiner à propos d'une belle opportunité à saisir pour lui.
Aslına bakarsak, bizleri, rehabilite... olduğuna ve topluma yeniden katılmaya uygun olduğuna ikna etti.
En fait, il a convaincu de nombreuses personnes ici qu'il était apte à revenir dans la société.
Matematik yarışmalarına katılmış birinin söylemeyeceği bir şey.
Une excellente mathématicienne n'aurait pas dit ça.
Onun kararlarına katılıyor musun?
Es-tu d'accord avec ses décisions?
Babam savaş kampına katıldı.
Mon père a rejoint le camp de guerre.
Mitchell ve ben sonunda yeni evliler kervanına katıldık.
Mitchell et moi sommes enfin des jeunes mariés.
Artık asla geri gelemeyecek insanların arasına katılacaksın.
Rejoignez donc les rares qui ne peuvent jamais revenir.
Bir devlet dairesinde, kontrat taslaklarıyla ve ve tombul paralegallerle vuruşarak vaktini harcayabilirsin. En sonunda ağzına namluyu dayamadan önce. Ya da şirketime katılır ve gerçekten sevdiğin biri olabilirsin.
Vous pouvez la passer dans un bureau à rédiger des contrats et frapper sur les parajuristes potelées avant de vous mettre un pistolet dans la bouche, où vous pouvez rejoindre l'entreprise et devenir une personne que vous aimerez.
Asla olmaz tavrına biraz kararlılık kat.
Met un peu de détermination, dans ta OSEF attitude.
Ama çok da... Yetkili bir amir PACT toplantılarına katılıp halktan özellikle yardım istedi mi?
Est-ce que tous les officiers ont été contactés?
Jim'in ajansı bölme çabalarına karşı elimizden geleni yapmamız gerektiği konusunda Roger'a katılıyorum.
Je suis d'accord avec Roger, on devrait faire notre possible pour empêcher Jim de mettre fin à cette agence.
Sadie, Eva ve ben bu geziye çift olarak katıldık. Ve senin düşmanca tavırlarına alınmaya başladı.
Sadie, Eva et moi faisons ce voyage en couple, et elle commence a chercher ton hostilité.
Palm Springs'e Konga dansına katılmaya gitti.
Partie à Palm Springs danser la chenille.
Otelin koskoca bir katında sadece o yaşadığına göre.
Moi, je pensais... "L'étage entier d'un hôtel, " et il est le seul à l'occuper.
Aralarından birine gitmek isterim. Onların yanındayken iftihar listesindeymiş ve bir basketbol takımına katılmış. Setton ailesi.
J'aimerais aller voir les Settons.
Verildiği an kan dolaşımına katılıyor, karnında son derece yüksek bir yanma hissi oluşuyor, akciğerlerinde su toplatıyor, parmaklarını karıncalaştırıyor,.. ... yüzün hissizleşiyor, sonrasında ise şanslıysan ölüyorsun.
Il entre dans ton système sanguin par contact et tu ressens cette sensation de douleur brûlante dans ton estomac, te brûlant les poumons, des fourmillements dans tes doigs, ta tête s'engourdit, et alors, par chance, tu meurs.
10'un altına düştü. Çekilmesek bile değeri şu anda iki katında.
Même sans l'abrogation, ça en vaut le double.
Tüm veli toplantılarına tek başıma mı katılacağım?
Vais-je aller à toutes ces réunions parents / élèves toute seule? Je je veux dire, Diana, ne te méprends pas.
Tamam, demek ki Woodford'ın gizli mekânına dinleme cihazı yerleştirdim çeteye katılmadan önce.
Donc j'ai placé un mouchard dans une planque secrète avant même d'être un membre.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre, katılımcılar,... panikleyip sağa sola koşuşturarak, olayların anlaşılmasını ve yetkililerin... -... olayı kontrol altına almasını zorlaş- -
Tout le monde courait dans toutes les directions, rendant les choses difficiles pour comprendre ce qu'il s'était passé, et pour les autorités pour maîtriser la situ...
Tenzin yeni katılımcıları Kuzey Hava Tapınağı'na götürmekle meşgul iken, Korra'nın güvenliği Beifong'un ellerinde.
la protection de Korra est entre les mains de Beifong.
Anne, Kya Teyze, aramıza biri daha katıldı. Bu heykel, bükücülerin yeteneklerinin sınırlarını genişleten ilk metal bükücü Toph Beifong anısına yapılmıştır.
on en a un autre! qui a élargi les horizons de tous les maîtres.