Katır перевод на французский
5,718 параллельный перевод
Fakir kocan katırıyla son aldığı ayakkabıları satarsa, Yüksekbahçe'yi ziyaret etmen için yeterince para bulabilir.
Peut-être que si votre pauvre mari était prêt à vendre sa mule et sa dernière paire de chaussures, il pourrait se permettre de vous emmener visiter Hautjardin.
O katır çocuğu göğsünden tekmeleyip öldürene kadar her gün.
Chaque jour, jusqu'à ce mulet à coups de pied dans la poitrine et le tua.
Hayır, ikile, iki katına çıkar.
Non, doublé. Double.
Senin iki adamın da iki katı yaşındadır.
Elle est deux fois plus vieille que tes deux gars.
Onun ödediğinin beş katını, hayır on katını öderim!
Je vais payer... 5 fois plus qu'elle... Non, même 10 fois plus! Travaille pour m-- -
- Herkes gerçekten katılmalı sanırım.
Tout le monde devrait y aller, en fait.
Cenazeye katılmak zorundasınız sanırım.
Vous devrez aller aux funérailles, j'imagine?
Düşünebiliyor musunuz? Herkes katılır.
Tout le monde participerait.
Şu andan itibaren, hesaba katılır bir şey yapıyorsun.
A partir d'ici, vous en prendrez compte.
- Spot the Virgin oyununda bana katılır mısınız?
- On fait un jeu de repère la vierge? - Trop facile.
Bana katılırsanız bundan keyif alırım.
Je vais adorer vous avoir en moi.
Cehennem buz tutar. " Cehennemin 9 katından kaçtıktan 10 yıl sonra Dante eski günlerin hatırına geri döner.
le purgatoire, 10 ans après s'être soustrait aux 9 cercles, Dante revient.
Katılımcılar birbirlerini tanır ve bittiğinde, biri ölmüştür.
Les participants ont tendance à se connaître et c'est fini quand l'un meurt.
- Size katılabilir miyim? - Sanırım bu uygun olmaz.
Puis-je m'asseoir?
- Buna katılırım işte.
Je suis d'accord.
Bu, yüzleşeceğiniz risklere hazır olduğunuzu ve de katı gizliliğimizi kabul ettiğinizi teyit etmiş olacak.
Ceci représente votre acceptation des risques que vous allez prendre et des clauses de confidentialité.
- Kim 14 kat merdiven tırmanır ki?
Pourquoi quelqu'un grimperait 14 étages?
- Katılır mısınız?
- Faites de même. - Bon sang, Jack.
Jüpiter'in Büyük Kırmızı Leke'si tüm gezegenimizin boyundan üç kat daha büyük ve yüzyıllardır kopmakta olan bir kasırgadır.
La tâche rouge de Jupiter... est un ouragan trois fois plus gros que notre planète qui gronde depuis des siècles.
- Bize katılır mısınız?
Vous dînez avec nous?
Altın tam olarak sudan 19 kat daha ağırdır, biliyor muydun?
L'or est 19 fois plus lourd que l'eau. Tu le savais?
Her biri Güneşimizden yaklaşık 40 kat daha parlaktır.
Chacune d'elles est 40 fois plus brillante que notre soleil.
En parlakları olan Alcyone ise, Güneşimizden 1.000 kat daha parlaktır.
Et Alcyone, la plus lumineuse, éclipse notre soleil 1 000 fois.
Hidrojenin metallerden bir milyon kat daha fazla olması açık bir biçimde imkansızdır.
Il est clairement impossible que l'hydrogène soit un million de fois plus abondant que les métaux.
Orion'un sağ ayağını oluşturan mavi süper dev Rigel gibi Güneş'ten yaklaşık 15 kat daha büyük olan bir yıldızın kaderi farklıdır.
Une étoile environ 15 fois plus massive que le Soleil, comme Rigel, la super-géante bleue qui forme le pied droit d'Orion, a un tout autre destin.
Ancak Orion Kuşağı'nda bulunan Alnilam gibi Güneş'ten 30 kat daha büyük yıldızlar söz konusu olduğunda durmak yoktur, sadece çöküş vardır.
Mais pour une étoile plus de 30 fois plus massive que le Soleil... une étoile comme Alnilam, dans la ceinture d'Orion... il n'y aura pas de frein à son effondrement.
Eta Carinae, Güneş'ten en az 100 kat büyüktür ve 5 milyon kat fazla ışık saçmaktadır.
Eta Carinae est au moins 100 fois plus massive que le Soleil, et déverse 5 millions de fois plus de lumière.
Üst kat onlarda kalır ve ben de sana alt katı satabilirim.
Ils conservent l'étage du dessus et je vous confie la vente de celui du bas.
Kat başına 200 dolar ver ve kimi istiyorsan onu çağır.
Donne-moi 200 $ de loyer et tu peux inviter n'importe qui. - Ça marche.
Sanırım, annem neşelensein diye katıldım.
Je me suis inscrit pour faire plaisir à ma mère.
Bu meselelerdeki tutum oldukça katıdır özel muamele olmayacak.
La loi est très claire à ce sujet. Pas de traitement de faveur.
Sanırım Başkan Wei, partideki katı unsurlara karşı direnebilir. Ve misilleme yapmaktan vazgeçebilir. İyi.
Je crois que le Président Wei sera en mesure de tenir tête aux radicaux du parti et d'abandonner les représailles.
Bunlar orijinal kat planlarında yoktu sanırım, değil mi?
Je suppose que ça n'apparait pas sur le plan de la maison, si?
Bana katılanlar ellerini kaldırıp "Aye" desin.
Que ceux en faveur lèvent la main et disent "Aye".
- "Aşırı dozdan ölen o herifin katıldığı toplantıdaydım." - Tanrım.
"J'étais à cette réunion quand ce gars a fait son overdose".
Oui, size sıfır emisyon katımızda Piston manzaralı süper lüks balayı süitini ayırdık.
Oui, tout est prêt pour vous dans la suite nuptiale avec vue sur le Piston, sur notre étage zéro émissions.
İki birim iyonize suyla karıştırın, çeşme suyuyla olmaz. Bir birim de SEB katın.
Mélangez deux doses d'eau distillée, pas du robinet, et une dose de SEB.
Gözlemlediğini söylüyorsun ; fakat bu bu katılmaktır, Bedelia.
Vous dites "observer", mais ceci... c'est de la participation.
Bu, katılmaktır.
C'est une participation.
Hayır, katılmayacak.
Non, il ne viendra pas.
- Hayır, olmaz. Davetine pat diye katılmak istemem.
Je ne veux pas m'incruster.
Cemaatimize aşırı neşe katıyor.
Il apporte bonheur et plaisir à sa communauté.
Bekle, birazdan Elijah da onlara katılır.
Attends.
Spencer, bana dışarıda katılır mısın?
Spencer, voulez sortir d'ici avec moi?
Bize katılır mısın?
Tu viens avec nous?
Bize katılır mısın?
Tu veux te joindre à nous?
Kulüp işletirken öğrendiğim bir şey var ki o da bir meselede bire bin katılır.
Une des choses que j'ai apprises en dirigeant un Club, c'est que donner peu de soi-même permet d'aller loin.
- Katılıyorum. Hayır!
Non!
Leitrim'den geliyorlar diye yayarsak büyük bir katılım olacaktır.
Ca aurait un certain poids si on pouvait dire que Jimmy Gralton et ceux qui le soutiennent vont venir de Leitrim.
Moleküller arasında halen belli bir yapışkanlık vardır fakat bu onları sert ve katı şekilde kilitlemeye yetmez.
Les molécules sont liées ensemble, mais pas assez pour les fixer en un élément solide.
En minik elektronun kütlesi bile nötrinonun kütlesinden en az bir milyon kat fazladır.
Même la masse d'un minuscule électron est un million de fois plus grande.