Kaybetmek перевод на французский
4,057 параллельный перевод
Bu, senin deyişinle, bekaretini Yankee Stadyumu'nda kaybetmek gibi bir şey.
Pour que tu comprennes plus facilement, c'est comme perdre sa virginité au Yankee stadium.
- Onu kaybetmek istemiyorum.
Je ne veux pas la perdre.
Davayı kaybetmek üzereyiz.
Olivia. Nous allons perdre sur ça.
Kesin şunu! Zaten babamı kaybettim. Başka kimseyi kaybetmek istemiyorum.
J'ai déjà perdu mon père.
Hepimiz işimizi kaybetmek üzereyiz ve benim tek düşünebildiğim onunla artık yatamayacağım. İğrencim.
On va être virés et je ne pense qu'au fait que je vais devoir arrêter de coucher avec lui.
Eşimi ve ailemi kaybetmek yaşadığım en beter tecrübeydi.
J'ai perdu ma femme et ma famille C'était la chose la plus douloureuse que j'ai connu.
Ne diyeceğimi bilemedim çünkü seni kaybetmek istemedim.
Je ne savais pas quoi dire parce que parce que je ne voulais pas te perdre.
Çölde kaybetmek sürgün demektir.
Perdre signifie l'exil dans le désert.
Rachel'i kaybetmek, bir adam eksilmeme neden oldu.
Perdre Rachel m'a laissé à court de main-d'oeuvre.
Federal Şerifler kapımı gölgelendirdi. Ne kaybetmek üzere olduğumu göz önünde bulundurmalıyım.
Les US Marshall assombrissant ma porte, j'en suis à considérer ce que je suis sur le point de perdre.
Çevrendeki herkesi kaybetmek düşüncesi ne kadar korkutucudur bilirim ama kendini kaybetmek daha korkunç olmaz mıydı?
Je sais que ce doit être effrayant de penser que tu peux perdre tout le monde, mais ce serait pas pire de te perdre toi-même?
Wade'i ortadan kaybetmek istersen, bağlantılarım var.
Ça t'aidera. SHULA : Et j'ai des contacts, si tu veux faire disparaître Wade.
Dinle, insanlara olan güvensizliğim, doğuştan geliyor olabilir, yine de kazanıp kaybetmek bana düşüyor. ben de bundan sonra kimseyi suçlamamayı seçiyorum.
Ecoute, je réalise que je me suis méfié des gens, peut-être que ça s'est fait naturellement, mais c'est toujours à moi de garder ou perdre, et je choisis de ne plus blâmer personne.
İnan bana, bu tedaviyi kaybetmek başına gelen en iyi şey oldu.
Perdre cette cure et la meilleure chose qui te sois jamais arrivé.
Bilincimi kaybetmek üzereyim.
Je vais perdre connaissance, alors...
- Her şeyini kaybetmek.
Perdre tout.
Ve en nihayetinde hayatını kaybetmek.
Et, en fin de compte, sa vie.
Yenilerini kovalarken eski müvekkillerimizi kaybetmek istemiyoruz.
Nous ne voulons pas perdre les vieux clients tout en cherchant des nouveaux.
Kontrolü kaybetmek mi?
Perdre le contrôle?
Böyle bir çatışmada seni kaybetmek onlardan biri değil.
Te perdre lors d'une bagarre n'est pas une de celles-ci.
Aynı günde hem babasını hem de kardeşini kaybetmek Jacob için zor olmalı.
Ça doit être dur pour Jacob de perdre un père et un frère le même jour.
Kaybetmek istemiyorum.
Je ne veux pas le perdre.
Ama hayatım, beni gerçekten korkutan tek şey seni kaybetmek.
Mais la seule chose qui me faisait vraiment peur était de te perdre.
Ama onu kaybetmek istemiyorum.
Mais... je ne veux pas le perdre.
Onu kaybetmek hayatım boyunca pişman olacağım bir şey.
J'ai bien peur que le perdre est quelque chose que je vais regretter le reste de ma vie.
Oyuncak yüz, seni kaybetmek bana sana ne kadar ihtiyacım olduğu gösterdi.
Poupée, c'est en te perdant que j'ai compris combien j'avais besoin de toi.
Paramı kaybettim, babamı kaybettim ve şimdide hayallerimi kaybetmek üzereyim.
J'ai perdu mon argent, mon père, et maintenant je suis le point de perdre mon rêve.
Seni kaybetmek istemiyorum, Beth.
Je ne veux pas te perdre, Beth.
Onu kaybetmek istemem.
Je ne voudrais pas perdre ça.
Üniversite kaynaklarını kaybetmek, Hunter'ı Benji gibi dışarıdan çalışmaya teşvik etmiş olaiblir.
Perdre sa rémunération à l'université à pu conduire Hunter à travailler avec des outsiders tout comme Benji.
Bu şekilde evladını kaybetmek...
Perdre un enfant comme ça...
- Onu kaybetmek istemeyiz.
On ne veut pas le perdre.
Sizin için bu kaybetmek demek.
Pour toi, c'est... Perdre.
Burada vakit kaybetmek istemiyorum.
Je ne veux pas trop rester ici.
Problem, Laura'yı kaybetmek istemiyor olmam.
Le problème, c'est que je ne veux pas perdre Laura.
Tek lazım olan nasılını sadece bir Sınır Koruma ajanının bildiği şekilde bir arabayı kaybetmek :
J'ai besoin de faire disparaître une voiture de la façon que seul un agent des douanes connait :
İşçi bayramının olduğu hafta sonu, salda, ay ışığında ışıldayan göğüs uçları, kaybetmek için çok geç kaldığım bir şeyi kaybedeceğim.
Le weekend de la fête du travail, ce radeau, le clair de lune, des tétons scintillants, je perds ce que je suis trop vieux pour avoir.
- Senin için bir testim var. 50 bin dolarlık bir tekneyi kaybetmek için kaç Belle gerekir?
Ce n'est pas une Belle qui aura ce bateau.
Seni kaybetmek istemeyiz Tom.
Nous ne voulons pas vous perdre, Tom.
Şu sıralar onun desteğini kaybetmek Anna için çok kötü olur.
Anna a besoin de lui.
Onu kaybetmek istemiyorum.
Je ne veux pas la perdre.
Birini kaybetmek yeterince kötü zaten ama bir de niye olduğunu bilmemek.
Perdre quelqu'un est assez mauvais, mais imagine ne pas avoir toutes les réponses.
Sevdiğiniz kadını, çocuklarınızın annesini kaybetmek, berbat bir şey.
Perdre la femme que vous aimez, la mère de vos enfants, C'est une chose horrible.
Sendeki bu hisleri kaybetmek istiyorum, Nathan.
Je veux te faire disparaitre cette sensation, Nathan.
Seni de kaybetmek istemiyorum.
Mais je ne veux pas te perdre aussi.
Birilerini kaybetmek?
Perdre des gens?
Sen ne istiyorsan yap ama ben bir kadro için arkadaşlarımı kaybetmek istemiyorum.
Oh, tu fais ce que tu veux, mais je ne veux pas perdre mes amis pour une titularisation.
Karın kaybetmek, polis sahip Hoşuna şüpheleniyoruz.
Perdre votre femme, avoir la police qui vous suspecte comme ça.
Bilerek kaybetmek bir çeşit yalandır.
Faire exprès de perdre, c'est comme mentir.
Birilerini kaybetmek bunun bir parçası.
Perdre fait partie du marché.
Bunları kaybetmek istemezsin.
Tu ne veux pas perdre ça.
kaybettim 177
kaybettik 72
kaybettin 183
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25
kaybedersem 24
kaybedersin 42
kaybettik 72
kaybettin 183
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25
kaybedersem 24
kaybedersin 42