Kaçabilirsin перевод на французский
257 параллельный перевод
Onlar benimle uğraşırken sen kaçabilirsin. Sana soran olmadı!
Pendant qu'ils se réoccupent d'après moi, t'auras le temps de filer.
Eğer dikkatleri üzerime çekecek bir şey yaparsam belki sen kaçabilirsin.
Si je fais diversion, vous pourrez fuir.
- Kaçabilirsin.
Tu peux t'en aller.
Baines, kaçabilirsin.
Baines, tu pourrais t'enfuir.
Tabii Council City'e bu salla devam edip temiz hava alıp pislikten kaçmak istiyorsan. Sonsuza kadar kaçabilirsin.
Mais si tu vas à Council City sur ce radeau c'est pas un peu que tu vas partir, c'est pour toujours.
- Sevgilini alıp kaçabilirsin.
Vous pourriez vous enfuir ensemble.
Ben çıkarken kaçabilirsin.
Vous pourrez filer en douce.
Arka hole, daha önce bulunduğun yere saklanabilirsin, ve önce onları buraya sokacağım, ve o sırada sen kaçabilirsin.
Cachez vous au fond du hall où vous étiez tout à l'heure, et je vais les faire entrer ici, vous pourrez vous sauver.
Senin için bir at ve kumanya, merdiveninin orada bekliyecek. Bu gece vaktı kaçabilirsin.
Il y aura un cheval sellé au pied des escaliers, échappez-vous ce soir.
Sadece sayemde içine düştüğün umutsuz durumdan kaçabilirsin.
Moi seule peux vous sortir... de la souricière où vous vous trouvez.
Acele edersen, şu sedir ağaçlığından kaçabilirsin.
En prenant celui-ci, tu pourras t'enfuir.
Biraz kolayına kaçabilirsin, sen de biliyorsun.
Toi aussi. Ne te donne pas tant de mal.
Kaçabilirsin, korkuyorsun ve bu yüzden kaçmak isteyebilirsin.
Tu pourrais vouloir fuir. Tu as encore peur.
Muhtemelen Gruber'den kaçabilirsin, ama Yüzbaşı kaçamayacak.
Tu pourras peut-être échapper à Gruber, mais pas le capitaine.
Eğer 5 zehirler üstadı, çocukların erişte yemek istemediğini ve benim onlarla takas yapacağımı ön görebilip erişteleri zehirlediyse,... o zaman ölürken bile söyleyecek birşeyim yok bekleyin hadi yiyelim ne yapmaya çalıştığını biliyorum açlıktan ölmemizi istiyorsun böylece kolaylıkla kaçabilirsin bunu yememelisin, üstad Tian
N'importe quoi. Si Cinq-venins a été capable de deviner que les enfants n'aimeraient pas les nouilles, et qu'on ferait l'échange, je veux bien mourir empoisonné. Frères, tenez!
Ama nasıl birinin arabasına çarpıp, özür bile dilemeden kaçabilirsin ki?
Mais comment peut-on heurter la voiture de quelqu'un et s'enfuir sans même s'excuser?
Her seçişinde bundan kaçabilirsin.
Tout dépend de vous. Faîtes le.
"Kaçabilirsin, ama saklanamazsın."
- "Courez, vous ne pourrez vous cacher".
Her seçişinde bundan kaçabilirsin.
Vous pouvez vous échapper à ça dès que vous l'aurez choisi.
Yanan kibritleri yere düşürmeye devam edersen etrafındaki patlamalardan nasıl kaçabilirsin?
Si vous continuer à enflammer des allumettes... comment pouvez-vous éviter les explosions?
Kaçabilirsin evlat, saklanamazsın.
mais je vais te rattraper.
600 $ çalarsan, kolayca kaçabilirsin.
Celui qui vole 600 dollars peut disparaître.
Kaçabilirsin. Gidebilirsin. Hatta evlenebilirsin.
On peut fuir, partir... à l'étranger, se marier,
Kaçabilirsin, ama saklanamazsın, Bay Deaver.
Tu peux courir mais pas te cacher, monsieur Deaver.
Kaçabilirsin, ama saklanamazsın.
Tu peux te sauver, mais pas te cacher.
Ya da onu öldürür, parayı alıp, kaçabilirsin.
Ou tu tues le type, tu prends le fric, et tu cours.
Kaçabilirsin, ama saklanamazsın!
Tu peux courir, t'y couperas pas!
Git! Hala kaçabilirsin. Git!
Va-t'en!
Hala kaçabilirsin.
Tu as encore une chance.
Yangın merdivenlerinden kaçabilirsin.
Sortez par l'escalier de secours.
Şu an kaçabilirsin ama Yıldız Filosu peşini bırakmayacaktır.
Si vous faites ça, vous serez traqué par Starfleet.
Kaçabilirsin, onu öldürmem gerekmez.
Tu peux t'en sortir sans que j'aie à le tuer.
Kaçabilirsin, ama saklanamazsın!
Tu peux courir, mais tu pourras pas te cacher!
İstersen kaçabilirsin ama ölümün önüne geçemezsin.
Courez autant que vous voudrez, vous n'échapperez pas à la mort.
Ama benimle birlikte bankaya gelip dört milyonla kaçabilirsin ya da beni öldürüp cüzdanındaki parayla kaçarsın. Karar senin.
Soit vous serez en cavale avec quatre millions soit vous tirez et vous partez avec ce que vous avez sur vous.
Kaçabilirsin ama saklanamazsın, evlat.
Tu peux courir, mais tu ne peux pas te cacher.
Kaçabilirsin, ama saklanamazsın.
Fuis, tu ne m'échapperas pas.
Bundan çok nefret ediyorsan, kaçabilirsin.
Si ça ne te plaît pas, pars en courant.
Bundan kaçabilirsin ya da anlayabilirsin.
Tu peux l'ignorer ou le comprendre.
İstersen kaçabilirsin.
Tu peux partir si tu veux.
Kaçabilirsin, ama saklanamazsın.
Tu ne m'échapperas pas.
Acele edersen kaçabilirsin.
Si vous faites vite vous pouvez encore vous en sortir.
Evlilikten kaçabilirsin, ama ailenden, asla.
On peut fuir le mariage, mais pas ses parents.
- Kaçabilirsin, ama gizlenemezsin.
- Tu peux courir mais pas m'échapper.
- Öldüremezsin. Sadece kaçabilirsin.
- Vous ne le tuez pas, vous fuyez!
Ama sen kaçabilirsin.
Mais tu peux y échapper.
Hepsinden kaçabilirsin.
Tu peux échapper à tout.
Kaçabilirsin ama saklanamazsın.
Tu peux courir, mais pas te cacher.
Bununla kaçabilirsin.
On peut aller loin avec ça.
Kaçabilirsin küçük adam!
Eh bien, débine-toi!
Kaçabilirsin!
N'importe quoi!