Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ K ] / Kereste

Kereste перевод на французский

393 параллельный перевод
Köprü için kereste taşınamıyor artık.
On n'a plus de bois pour le pont.
Karımın babası öldü ve ona küçük bir demiryolu şirketi... bir kereste fabrikası... ve başka birkaç şey bıraktı.
Ma femme a hérité une portion de chemin de fer de son père, une scierie et... D'autres choses encore. Je les gère pour elle.
Maden, kereste ve demiryolu şirketlerinin raporları.
Voilà les rapports de la mine, des bois et du chemin de fer.
Kereste de var.
Sans compter le bois!
Kereste ticaretine girmek için sana güveniyordum...
Je vais faire le commerce du bois.
Ben kereste işinden anlamam.
Mais je n'y connais rien...
Kereste işine girebilmem için. Yardım etmek istemiyor!
Pour m'aider dans mon commerce...
Dr. Meade'in, onu Yankilere kereste satarken gördüğünü biliyor muydun?
Le docteur Meade l'a vue... livrer du bois aux Yankees.
Kereste işine devam edebilir miyim?
Pourrai-je garder ma scierie?
Bugün kereste dükkanına gitmişsin.
Vous êtes allée à la scierie?
- Kereste!
- Charpentier!
Kereste!
Charpentier!
Mevsimlenen kereste için ne kadar pay bırakıyorsunuz?
Elles sèchent combien de temps?
- Kereste işinde miydin?
Marchand de bois?
Kent kereste şirketi
Je suis à la scierie.
- Bu kereste dedikleri şey değil mi?
– Ça fait beaucoup de bois. – Le meilleur du monde.
Onun için kafamda bir kereste tüccarına bağlanmasından daha iyi şeyler var.
J'avais autre chose en tête pour elle qu'un vendeur de bois.
Curt'un odasındaki kereste var.
Le bois que Curt remise dans la sellerie.
- Bay Burns, kereste mi demiştiniz?
- Je veux! Vous avez dit... le bois?
- Kereste işinden iyi kazanıyor musunuz?
Allons-y, Jessie. M. Burns, ça rapporte, le bois?
Hayır. Kereste işindeyim.
Hé bien, j'ai une petite affaire.
Evet, kereste fabrikası ya da bir çiftlik olabilir.
Comme dans une scierie ou une plantation.
New York ofisimiz ticari Henrietta gemisinin bugün saat 6 : 00'da New York'tan pamuk, beziryağı, ve kereste yüklü olarak ayrıldığını bildirdi.
"À 6 h, nous signale notre agence, " le navire Henrietta a quitté New York " avec sa cargaison de coton et de bois
- Tüm bu kereste ne için?
- C'est pour en faire quoi?
Bir kereste parçasından mı korkuyorsunuz?
Voila des hommes qui ont peur d'une solive!
İyi kereste ziyan oluyor.
C'est du gâchis.
Git ve su yolu için kereste kes.
Va chercher du bois pour la rampe.
Sonra kereste fabrikasına götürülür ve oradan çıktığında artık ağaç değildir.
Enfin, on l'amène à la scierie, et quand il sort de là, il n'est plus un arbre.
Şimdi başka birşey için kadeh kaldırmalıyız. Bugüne kadarki en iyi kereste patronuna!
Encore un toast au meilleur patron de bûcherons!
- Kereste!
Gare!
- Sakin ol, Sam. Kereste!
- Calme-toi.
Tek gördüğüm bir parça işlenmemiş kereste.
Je vois seulement une partie sans peinture.
Filoya ve bize verilen emirleri bilmenizi istiyorum : İtalya'nın diğer ucundan İngiltere'ye kadar bir kereste gemisi konvoyuna eşlik etmek.
Sachez que l'ordre donné à la flotte et à nous-mêmes... était d'escorter un convoi de bois... depuis l'Italie jusqu'à l'Angleterre.
Büyük savaş gemileri ve firkateynler için kereste.
Du bois pour construire des vaisseaux de ligne et des frégates.
Bu insanlar, dağlara baktıklarında iki nehri ayıran bir sınır havzası ormana baktıklarında ev yapmak için kereste ve taşlı bir araziye baktıklarında da bir çiftlik görürlerdi.
Pour eux, la montagne séparait les eaux, la forêt fournissait le bois, et les champs entouraient la ferme.
Bu keresteye katılıyorsun? Sizin gibi bir adam, efendim, bana başka şans bırakmıyor. Kereste, öyle mi?
Quintal, Birkett, attachez-le au passe-avant.
Bacalar ve girişler için kereste gerekecek.
Mais il faudra du bois pour les puits et les orifices.
Bir sürü kereste.
Et pas qu'un peu.
Bak, harç, tuğla ve kereste vermemi istediler.
Elles m'ont escroqué des adobes et du bois.
Bay Ashton, tuğla gerekiyor, kereste gerekiyor kiremit gerekiyor ve bol miktarda da çimento.
M. Ashton, il nous faut des briques et du bois de charpente. Il faut aussi des bardeaux et beaucoup de ciment.
Fazla değil. Sadece birkaç gün, kereste ve adamlarım verilirse.
Quelques jours, avec du bois et mes hommes.
Önce madende işleri yoluna koyar sonra da kereste fabrikası açıp, acayip zengin oluruz. Ardından, kendi teknemizi yapar, dünyayı dolaşırız.
D'abord on lance la mine et ensuite une scierie, on va devenir riches... on va se construire un bateau et faire le tour du monde.
Bir yer, bir bina tuğlalar, kereste ve taş değil.
Un foyer, pour moi, ce n'est pas une maison, un assemblage de briques, de bois, de pierres.
"Yaşamak ve yaşatmak için, kurdu besle koyunu tut." Andrew, Weinstein'in hala çalışmakta olduğu kereste fabrikasını devralmıştı.
Weinstein a reçu un gérant aussi, et sa caisse n'a pas diminué.
# Öteki tarafta kereste deposu var.
Le dépôt de bois est de l'autre côté.
Kereste yığınları kale görevi yapacak, kum bombaları stoklayacağız.
la rue Paul et de la rue Maria. Tous les tas de bois agiront comme des forteresses approvisionnées en bombes de sable.
Kereste yığınları arasındaki kırmızı kareler nedir? Yeni yığınak.
C'est quoi ces points rouges dans les piles?
Hepsi birinci sınıf kereste.
Du bois de première qualité.
Motorları 2 uçak dolusu kereste, 100 çift ayakkabı ve de paraşütler karşılığında aldım.
Payé avec deux cargaisons de bois en grume, cent paires de godasses et les parachutes.
Bu civarlarda çok az kereste var.
Il y a peu de bois, par ici.
Laboratuvarımda biraz kereste olacaktı.
Il y a des planches dans mon laboratoire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]