Kitty перевод на французский
4,000 параллельный перевод
Kitty McCallister California meclisi 54 de. Oh.
Kitty au Congrès pour le 54e district de Californie.
O halde buna Kitty cevap versin.
Je propose de laisser Kitty répondre.
Oh, yapma. Eğer adaylık konusunda ciddi olsaydı, mutlaka söylerdi.
Kitty m'en aurait parlé si elle pensait se présenter.
- Merhaba. Roy, bu kızkardeşim Kitty... - Nasılsınız?
- Roy, ma sœur, Kitty, et son mari, Robert.
Gerçekten mi? - Şşş. - Kitty, bu muhteşem.
Kitty, c'est fantastique.
Ah, Kevin, Roy'da tam Kitty'nin kitabını nekadar beğendiğini söylüyordu.
Kevin, Roy a dit qu'il avait adoré le livre de Kitty.
Peki, Kitty, Hiç aday olmayı düşünmedin mi?
Kitty, avez-vous pensé à vous présenter?
- bir hale geliyor. - Üzgünüm, Kitty.
- plus importants que jamais.
Oh, Kitty, sen hep cesur oldun.
- Oh, Kitty, tu es le courage incarné.
Evet iyi havamdayım.Kitty haklı.
- Je le suis. Kitty a raison.
Dan, dinle, ben başladığımda bana 1.3 milyon dolar toplamıştın, Kitty bunu ikiye katlayabilecek bir aday.
Vous avez récolté un million pour moi à mes débuts et j'étais loin de valoir Kitty.
Hayır, Kitty.
Non, Kitty. Pas du tout.
Güzel.
Kitty?
Ve lütfen Kitty, sadece söyle. Sorma.
Dis-leur, ne leur demande pas.
Kitty, nerede? Yukarda..
- Elle se morfond.
- Evet. Bu liste... Bu listede ismin yok,
Ton nom n'est pas dessus, mais tu sais que Kitty te veut comme directeur de campagne.
Sana nekadar değer verdiğimi biliyor.
Mais si c'est ce qu'il faut à Kitty, on doit le faire.
- "Hayır" oyu benim değildi. - Yapma, Nora.
L'idée que Kitty devienne sénateur te fait frémir.
- O yüzden açıkça konuşalım. - Biliyor musun? Eğer Kitty önemsiz bir aile oylamasından çıkan tek "hayır"
Si Kitty n'est pas à même de supporter un "non", alors, je plains la Californie.
- değilde silah olarak görebilir
Avec Kitty au Sénat, tu n'aurais plus à les cacher.
- Kitty senatoya girince, böyle yargılamar yapamayacaksın.
Concentrons-nous sur la cuisine.
Kitty Walker? Aman Tanrım!
Que fais-tu ici?
- ve daha da sağlıklı. - Sağlıktan bahsetmişken,
À propos, Kitty t'a dit?
Kitty sana doktorların kampanyanın sertliği konusunda onu uyardıklarını söyledi mi?
Les médecins pensent qu'elle peut affronter la campagne.
- Aslında, Kitty'nin vasat Kaliforniya 54'ünü hedeflediğini gördüm.
Quand j'ai vu qu'elle ne visait que le 54e district.
Nora, bence Kitty harika şeyler yapabilir.
Nora, elle peut faire de grandes choses.
Ben Kitty'i olduğu gibi seviyorum.
J'aime Kitty pour ce qu'elle est.
Evet. Kitty geldi şimdi.
Kitty est là.
Kardeşimin ozamanlar istediği tek şey gözüne girebilmekti.
Mon frère voulait juste - que tu l'aimes bien. - Kitty.
- Kitty, lütfen- - - Ve aptalca bir sebeple, senin şu küçük çeteni çok karizmatik buluyordu, Ve o çeteye girebilmek istiyordu.
Il admirait ta petit bande, va savoir pourquoi, et il voulait en faire partie.
Evet. Kitty'le telefonda konuştum.
Je viens de parler à Kitty.
Aynı şeyi Kitty'e de yapacaklar, Ve ben onun için çok korkuyorum.
Ils vont faire la même chose à Kitty et j'ai peur pour elle.
Hayır, Kitty, bak, bu konuda seni destekleyeceğimi gösterecek hiçbir hareketim olmadı.
Ce n'était pas toi et... Je n'ai pas sauté de joie comme tu l'espérais.
Kitty, söz sende.
- Kitty, à toi.
- Sence bu ben ve Kitty için - kozmik bir şaka mı, yani biz- -
Tu penses que c'est un juste retour des choses pour Kitty et moi...
Kitty'nin iyileşmesini ona borçluyuz.
Alors on encaisse le coup.
Kitty'nin hayatından daha önemli birşey olmadığı konusunda tartışmayacağım.
Que veux-tu que je dise? Je ne vais pas discuter l'importance de la vie de Kitty.
- Pekala, ben Kitty'e gidiyorum.
- Je vais chez tante Kitty.
- Seni böyle bir duruma soktuğum için çok üzgünüm, özellikle Kitty'nin durumu kötüyken.
Surtout quand Kitty traverse quelque chose d'encore pire. J'aurais voulu être là pour aider.
Anlayacak birşey yok. Ben bile anlayamıyorum. Tüm bu sınavlara çalıştım.
Tu lui as parlé de Kitty ou du fait que tu allais être père?
İşin aslı, dün Dr. Avadon'la konuştum, akyuvar sayımın herzamankinden daha fazla olduğunu söyledi.
- n'a jamais été aussi élevé. - Incroyable, Kitty.
Yaşasın! - Evet. - İnanılmazsın Kitty.
Ça va d'avoir Robert à la maison?
Kitty Mccallister... - Sensin.
Kitty McCallister.
Üzgünüm geciktim.
Simon Krantz devrait être l'agent de terrain de Kitty.
Simon Krantz Kitty'nin üstü olmalı.
On ne se dit plus bonjour?
Ama biliyorsun Kitty kampanyayı senin yönetmeni istiyor.
- Non, je ne le savais pas.
Kitty cumhuriyetçi partiden
- Alors, parlons-en.
Herneyse, herneyse.
Kitty Walker?
Ama Kitty'e kemik iliğini verdi.
Mais il a donné sa moelle à Kitty.
Bak, Kitty ve ailen için yaptığı şey inanılmaz, ama şuanda bu araştırmanın bir parçası.
Ce qu'il a fait pour Kitty et pour ta famille est incroyable.
Kitty'e bunu söyledin mi, yada, bilemiyorum, baba olacağını öğrendiğinde yaşadıklarını?
Oui. Et tu sais quoi?