Klasik перевод на французский
4,097 параллельный перевод
Klasik bir öldürme şekli var diğer kurbanlarına bakarsak.
Montre un coup de gang, comme les autres victimes.
Ve bu bir klasik olmadan önceydi, o zaman sadece eskiydi.
Et c'était avant, c'était un classique, quand il était juste vieux.
Klasik bir kumarhane olan Pike'da sen de çalışmış olsaydın anlardın. Onlar senin onları kandırdığını anlasalardı sen de benim yaptığımı yapardın.
Si vous avez travaillé pour des gars de la vieille école dans un casino de la vieille école comme Pike, et qu'ils pensaient que vous les avez dupés... vous auriez aussi fait profil bas dans un motel.
Tamam, klasik bir güzelliği yok ama çok şirin.
elle n'est pas assez jolie. Allez, elle n'a pas une beauté classique, mais elle est adorable.
- Klasik bir plaj şakası.
Juste une blague de plage.
Reddetme. Klasik alkolik tutumu.
En plein déni. comportement classique.
Basit, klasik bir plan işte. Hadi ama.
Simple, classique.
Klasik bel spazmına benziyor.
On dirait un classique spasme du dos.
Klasik seri katil tarifi.
Description classique d'un tueur en série.
- Tam bir klasik bu ya!
C'est un classique
Klasik Amerikalı rüyası.
Il est une inspiration réelle.
Hep klasik Torpedo C gövdesinin estetiğine hayran kalmışımdır özellikle de 1947 modelinin.
J'ai toujours admiré l'esthétique de la classique Torpedo C, en particulier de 1947.
Klasik travma sonrası stres bozukluğu.
C'est un classique stress post-traumatique.
Klasik kötü polis / iyi polis olayı.
C'est le classique gentil flic / méchant flic.
Ama Bay Shue'yla konuştuk ve bu haftanın ödevini kaçıracağımız için en azından... Kendi klasik BJ'imizi getirebileceğimizi düşündük.
Mais nous avons parlé à M. Schue et parce que nous devons rater la leçon de cette semaine, il a pensé que peut-être le moins qu'on puisse faire est de... commencer avec notre propre version d'un classique de BJ.
Eczaneme gidip sana iyi, klasik kulak damlalarından aldım çünkü anlaşılan sana açıkça mükemmel sözcükler ve anlaşılırlıkla Becky Jackson'ın ilgi alanlarına karışmamanı söylediğimde beni duymamışsın.
Je suis allée à ma pharmacie et j'ai pris la liberté de t'acheter une bonne vieille solution auriculaire, parce que, vraisemblablement, tu ne m'as pas entendue quand je t'ai distinctement dit, avec une parfaite diction et une grande précision, d'arrêter d'intervenir dans les affaires de Becky Jackson.
Carmen Tibideaux klasik sever bu yüzden seçmelerde canlı desenlerden ve "Bana bak, ilgi odağıyım ve bu renk bunu kanıtlıyor" diyen şeylerden kaçınalım.
Carmen Tibideaux est classique, donc pour ton audition on va éviter les motifs choquants et tout ce qui veut dire, "Regardez moi, je suis le centre d'attention et cette couleur primaire le prouve."
- Castle... - 3XK'in biraz daha klasik yöntemini bilmek ister misin?
- Castle... - Tu veux d'autres cours façon 3xK...
Klasik görünümlü bir sarmal gök ada. Bizimkinden farklı değil.
C'est une galaxie classique en spirale, un peu comme la nôtre.
Klasik bir evrensel yara. Tedavi edilmemesi ve travmanın aşırı saldırganlığa götürdüğü psikopat dürtülerinin birleşmesi.
Laissé sans traitement médical à des pulsions psychotiques, ce traumatisme l'amène à être extrêmement agressif.
Üstünkörü bir şıklıkla, değişiklik katılmış klasik bir hava.
L'élégance décontractée, ou classique.
Klasik yuvarlak masalar yerine dikdörtgen ahşap rustik masa kullanırız fakat masa düzenlemeleri muntazam ve modern şekilde yapılır.
On remplace les classiques tables rondes par des tables de ferme rectangulaires en conservant un cadre moderne.
"Belki de klasik Amerikan küvetine sığamayacak kadar şişmandır" İnsanlar annenin yumurtaları için de sıraya girdiler mi hiç?
Des gens se sont déjà alignés comme ça pour les œufs de ta mère?
- O pek klasik bir şey sayılmaz.
Pas si classique
Annene Harvard mezunu Hristiyan bir doktor olduğumu ve çok iyi de klasik piyano çaldığımı söylemişsin.
Vous avez dit à votre mère que j'étais un médecin chrétien diplomée d'Harvard et aussi une pianniste classique renommée.
Ve klasik piyano çalıyor.
Et c'est une pianniste classique.
Tamam, tamam bu sadece klasik bir yanlış anlaşılma.
Ok, ok, c'est simplement un malentendu classique.
Pekala, senin için bir klasik.
Pour toi, un grand classique.
Adaylar klasik turta yapacak ve yarın buraya getirecekler, ben de tadına bakacağım... Böylece başlamış olacağız.
Les candidats devront faire une tarte classique, l'apporter demain pour que je la goûte, et nous partirons de là.
Victoria devrinden kalma klasik, antika, varakli tablolari ben de fark ettim.
J'ai aussi remarqué les anciens et antiques cadres Victoriens dorés.
Klasik Sam işte.
Du Sam tout craché.
Candice, klasik müzik, hayvanlar, mutfak, Avrupa Birliği ve literatür sende.
Candice : musique classique, animaux, cuisine, Union Européenne et littérature.
Selam, klasik! Kusursuz bir icra.
Du classique, parfaitement exécuté.
Yemeğimizi yerken de klasik spor seyrettik.
Et puis on regarde le sport pendant qu'on les mange.
Klasik.
Classique.
Bilirisin işte, evsiz, işsiz orta yaşlı adamlar, lezbiyen alkolikler, klasik işte.
Oh tu sais, pour sdf, pour homme au chômage en milieu d'âge, lesbienne alcoolique, du classique.
- Klasik ayı-insan dayanışması.
Classique entraide humain / ours.
Reklamcılıkta "alışkanlık döngüsü" dediğimiz klasik bir teori vardır.
Dans la publicité, il y a une théorie classique appelée "La boucle d'habitude".
Klasik bir aşırı güçle cinayet.
Exagération classique.
Aslında, belki senin efsane kavramında değildir ama Faust'taki gibi, klasik bir dolandırıcı haline gelebilirsin.
Eh bien - et ce n'est pas un appui tacite de ta légende - mais peut-être, comme Faust, tu es devenu le classique jusqu'au-boutiste.
Klasik, değil mi?
Classique, n'est-ce pas?
Adı "Abrakadabra" ve modern bir klasik olarak kabul edilir.
Elle s'appelle "Abracadabra", et c'est un classique moderne.
Ama bu bir klasik.
Mais voici un vrai classique.
İşte klasik bir sabah.
Ah oui... Mon rituel du matin...
B.F. Skinner'ın klasik ve araçsal şartlandırmasına darbe vurdu.
BF Skinner et sa théorie du conditionnement classique.
Klasik mavi kablo-kırmızı kablo olayı.
Fil bleu, fil rouge : c'est classique.
Hayır, hayır. Sadece klasik müzik ile ilgili birkaç sorusu vardı...
Non, il voulait savoir un truc en musique classique.
Harika, klasik rocka da bayılırım.
Super, j'adore le classic rock.
- Ben de klasik kolaylaştırıcı.
- Je suis un catalyseur.
Umarım, klasik kampanya senin için çok iş olmaz.
C'était quoi ça?
Kendimi meşgul etmeye çalışıyorum Bildiğin klasik country şarkısı sözleri.
Tu vois, c'est direct, c'est sans détour.