Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ K ] / Koltuk

Koltuk перевод на французский

2,755 параллельный перевод
Kafamı koltuk biti için kontrol etmelisin.
200 ) } Tu dois vérifier si je n'ai pas de poux.
Çok rahat bir koltuk.
C'est un fauteuil confortable.
Hastalık Kontrol Merkezi, sokak takımının kendi kendini tayin etmiş bir üyesi olarak bu mülke el koyuyorum. Tasarımdan da çok iyi anlayan bir erkek olarak söylemezsem olmaz, o koltuk odaya hiç uymuyor.
en tant que membre autoproclamé ces locaux sont condamnés. je dois te dire que le fauteuil ne s'accorde pas avec la pièce.
Mükemmel bir koltuk.
Il est parfait.
- Şuna bak! Beleş koltuk!
un fauteuil gratuit.
Ben 134. bölümdeyüm. 7. sıra. 5. koltuk.
Je suis dans la section 134, rangée 7, siège 5.
Can atıyorum, tabii iyi bir koltuk bulabilirsem.
J'en meurs d'envie, si seulement je pouvais.
Basın bölümünde size koltuk ayarlamak gibi.
Vous avoir des places dans la section presse.
Yastıklı koltuk isterim. Chili's'dekinden.
J'ai besoin d'une chaise rembourée, comme au Chili's.
Banyoya koş ve koltuk altını traş et çünkü partiye gidiyoruz.
Cours jusqu'à la salle de bain et nettoie moi tout ça. Parceque nous y allons.
Ön koltuk turşu gibi kokuyor.
Le siège avant sent comme des cornichons.
Koltuk altını parmağımla sikmek istemiyorum, ellemeyeceğim.
Je veux pas toucher ton aisselle, je vais passer mon tour.
Haftalarca koltuk değenekleriyle yürüdüm.
J'étais en béquilles pour des semaines.
Şehir dışına çıkması lazımdı. Arabada da boş koltuk var.
Elle avait besoin qu'on l'emmène hors de la ville, et on a une place supplémentaire dans la voiture, donc...
- Ön koltuk benim.
Fusil!
Hayır şimdi senin, yerin arka koltuk.
- Tu passes derrière.
Koltuk belli ki bir kadına göre ayarlanmış.
Je vois. Le siège est réglé pour une femme.
Koltuk altların felaket.
Vous suez, c'est horrible.
Kayıtlara geçsin, bu arabadaki tek polis olmayan kişi çıkıp da ön koltuk benim diyemez.
Et puis, ici, les civils ne peuvent pas dire "prem s".
Derler ki koltuk adamı adam edermiş.
On dit que le bureau fait l'homme.
sehir disina çikmasi lazimdi. Arabada da bos koltuk var.
Elle avait besoin qu'on l'emmène hors de la ville, et on a une place supplémentaire dans la voiture, donc...
- Ön koltuk benim.
- Fusil!
Soldan ikinci koltuk. - Minderin altı.
Rappelle-toi, deuxième siège sur la gauche... sous le coussin.
Koltuk geriye en çok bu kadar mı gidiyor?
Le siège se recule pas plus loin?
Dünyanın ilk, yeniden kullanılabilir koltuk altı ürünü.
La première protection réutilisable.
Koltuk altlarım kupkuru.
Mes aisselles sont super sèches.
Demek yeni koltuk bu.
Wow. Donc c'est le nouveau fauteuil.
Bence koltuk işi olmadı.
Je pense simplement que sa ne marche pas.
O koltuk her boş kalışında, işleri yapan hep benim.
Parce que dans de telles situations, je dois toujours combler son poste. Où êtes-vous?
Ön koltuk gitmiş.
Plus de sièges avant.
O adam nerede? Ekranda koltuk değnekli bir adam görmüştüm.
Où est le type avec la béquille que j'ai vu sur le moniteur?
# Bana bir Chrysler, 20 koltuk
Ma Chrysler, peut accueillir environ 20 personnes
Koltuk 13-B.
Siège 13-B.
Sanki koltuk içime girdi Robert.
Ce fauteuil est en moi.
Sana da bir koltuk ayırdım.
Je t'ai gardé une place.
Ön sıralardan bir koltuk alacağım. Seni aptal ve beceriksiz orospu çocuğu!
Je serai au premier rang, abruti congénital de mes deux!
- Sana koltuk çıkacağımı söylemiştim, değil mi?
J'avais dit que je t'aiderais.
Bunlar koltuk.
C'est un siège.
Sadece nasıl göründükleri. Koltuk altındaki bu kıllar... Ama niye olmasın?
Les touffes, sous les aisselles.
Biraz daha oturursanız koltuk döşemesini eskiteceksiniz.
Vous risquez d'user les coussins.
Koltuk altlarını traş etsene be!
Rase-toi sous les bras!
Koltuk altlarını yılda bir kez alıyor ve etnik grubundan olmayan insanları sevgili ediniyor.
Elle se rase les aisselles une fois l'an et elle couche avec d'autres races.
Demokrasinin koltuk altı kıllıdır ve 2 kilo verebilir.
Démocratie a une jungle sous les bras et deux kilos à perdre.
- Senin için koltuk altlarımı alacağım.
Je me raserai les aisselles pour toi.
- Anne, orada boş koltuk var mı?
Mamam, une place de libre près de toi?
Michelle, koltuk ister misin?
Michelle, tu veux un divan?
Koltuk.
Un divan!
Çok güzel beyaz bir koltuk.
Un superbe divan blanc.
Koltuk altındaki kıllarında bulunan o kenelerin hepsi ölse n'olur?
Et ces tiques qui meurent dans tes aisselles poilues?
Hala boş koltuk var mı?
Il reste des sièges?
Ön koltuk benim!
Prem's!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]