Kurtuluş перевод на французский
1,036 параллельный перевод
Ve insanlar kurtuluş umudundan başka bir şey konuşmuyorlar.
quí monte... Les gens ne parlent que de la Líbératíon.
"Yakında", "geri dönünce", "çabucak kurtuluş" gibi kelimeler kullandı.
Elle a dît "Bíentôt" et "A mon retour..."
İflas ya da kurtuluş.
faillite ou prospérité.
Benden kurtuluş yok, değil mi?
Je suis persévérant, hein?
Son duyduğumda, İçkiden Kurtuluş Ordusu'nda çalıyordu.
Aux dernières nouvelles, elle jouait pour l'Armée du Salut.
Eğlenmek, şifa bulmak, kucaklanmak mı? Hızla, acısız bir kurtuluş mu?
Être divertis, guéris, dorlotés, jouir d'un salut rapide et indolore?
Genç kurtların ihtiyarlara saldırması gibi ahlakını ve kurtuluş ümidini kaybeden bu masum çocuklar da atalarına karşı çıkacaklar.
Comme le jeune loup se retourne contre l'ancien, ces jeunes innocents, corrompus et privés de salut, se retourneront contre leurs pères.
Bizden ayrıldıktan sonra onun kurtuluş ordusuna mı katılacağını sandın?
Qu'elle nous quitterait pour l'Armée du Salut?
Ne kurtuluş ama!
quel soulagement.
Bundan kurtuluş yolu yok, ve ne yapmak lazım bilinmiyor.
Il y a pas moyen de sortir, ni de savoir quoi faire.
Bay Gart Williams, reklam ajansı yöneticisi birazdan, umutsuzca bir kurtuluş arayışıyla Alacakaranlık Kuşağı'na girecek.
Gart Williams, cadre d'une agence de publicité, va entrer dans la Quatrième dimension.
Ama'barış've'kurtuluş'emareleri görünüyor.
Mais qu'ils ne parlent pas de paix et de libération!
Benim için Crab Key kurtuluş olacak.
La Caye aux Crabes me permettra de me reposer un peu.
Hristiyan Kurtuluş Ordusu'ndan sekiz dolara aldığım bir portatif karyola.
- Un lit de camp de l'Armée du Salut. Pas étonnant.
Kilisenin dışında kurtuluş yoktur.
"Hors de l'Eglise, point de salut"...
Kilisenin dışında kurtuluş yoktur.
"Pas de salut, hors de l'Eglise".
renkli insanlar, Tanganjika kurtuldu zavallı bir kurtuluş,
Hommes de couleur le Tanganyika est libre,
Bunu köyüne götür ve halkına de ki kurtuluş günleri yakın.
Porte celà à ton village et dit aux gens que le jour de leur délivrance est proche.
Bugün sizin kurtuluş gününüz, hatırladın mı?
C'est votre jour de délivrance, tu te souviens?
Kurtuluş umudumdu.
C'était mon seul espoir de salut.
Eğer kurtuluş arıyorsan
Si tu veux être sauvée
Buraya gelmemin tek sebebi, babamın öfkesinin beni bir kurtuluş aramaya zorlamış olmasıdır.
La colère de mon père m'oblige à chercher un salut.
Kurtuluş birkaç haftaya bakıyor.
La libération est proche.
Kurtuluş. Ama bazılarına hala dünyadaymış... Dünyanın karanlık ve uğursuz köşelerinde gezerlermiş.
Mais on dit qu'ils hantent encore les endroits sombres et maudits de la terre.
Ama Tanrılarımız bizi unutmadılar, Barbara. Bu kesinlikle bir kurtuluş yolu.
Mais nos dieux ne nous ont pas oubliés, Harbara, c'est comme une délivrance!
Ulusal Kurtuluş Cehesi ( FLN ), Bildiri No.1
Front de Libération Nationale. Communiqué numéro 1.
Ulusal Kurtuluş Cephesi,
Front de Libération Nationale.
Adlî vakalar giderek çoğalır ;.. ... bunlar, fakirlerin kurtuluş umuduyla giriştiği çaresiz teşebbüslerdir.
On voit se multiplier les crimes et les tentatives désespérées d'échapper à la misère.
Ne yapayım peki? Kurtuluş ordusunu mu çağırayım?
Que suggérez-vous, l'Armée du Salut?
Marat ben, Charlotte Corday, Caen'dan geliyorum muazzam bir kurtuluş ordusu toplanıyor orada ve, Marat, oradan gelenlerin ilkiyim ben Marat.
Marat, je suis venue, moi, Charlotte Corday, de Caen, où se forme une énorme armée de libération. Je suis la première à venir, Marat.
Gördüğün gibi benden kurtuluş yok.
Voyez, vous ne pouvez pas vous débarrasser de moi.
- Kurtuluş Ordusu'nun elemanıyım. Senyorita, lütfen!
Mademoiselle, s'il vous plaît!
Bireyin fiziksel kurtuluş için ihtiyaç duyduğu şeyler endüstriyel üretim tarafından karşılanmakta ki bu durum da ek olarak, rahatlama ihtiyacı ve kendini beğenme durumu da aynı derecede gerekli olarak ifade edilebilir.
"Les besoins nécessaires à la survie physique " sont justement comblés par la production industrielle, " qui déclare tout aussi nécessaire
Biliyorsunuz, eğer kurtuluş ise zamansız ölüm bir nimettir büyük acı.
Pour être une bénédiction, une mort prématurée doit débarrasser l'homme d'une grande souffrance.
Bozulmaya karşı direndiğini, adalet ve kurtuluş istediğini düşünmüştüm.
Je croyais que tu n'aimais pas la violence, que tu voulais le bonheur de tous.
Tek kurtuluş umutları o köprü.
Leur seul espoir de salut, c'est ce pont!
Anlaşılan bu adamdan kurtuluş yok.
Le jour où je le sèmerai!
Ama pazartesi Kurtuluş Günü!
Lundi, c'est la Fête Nationale!
Senin için, hayatın bir anlamı. Pascal için, ebedi kurtuluş.
c'est pour toi le sens de ta vie, et pour Pascal, le salut éternel.
Sizce barış içinde bir arada yaşamanın sonucu mu bu? Bu kurtuluş savaşının sonuçları nelerdir?
Pensez-vous que ce soit le résultat de la coexistence pacifique, ou bien des guerres pour la liberté?
Ebedi kurtuluş, dünyevi zevklerden daha iyidir, evlat.
Le salut éternel vaut plus que le bonheur sur terre, petit.
Kurtuluş mu?
Le salut?
O eller, senin o yetenekli ellerin çocuğun tek kurtuluş şansı.
Ces mains, vos mains habiles. Vous êtes son seul espoir.
Buzdolabının 9 taksiti kalmışken Mozambik Kurtuluş Cephesi'ne nasıl katılayım?
Comment rejoindre le FRELIMO quand j'ai encore neuf traites pour le frigo?
- Dün gece... Kendimi şımartmak için Kurtuluş Ordusu oteline gittim.
La nuit dernière, je me suis offert l'Armée du Salut.
Belki bir yanılgı, belki de bir kurtuluş, bilmiyorum.
Peut-être un leurre.
Avrupayı gülümseten bir kurtuluş, renkli insanlar
Une pauvre liberté qui peut faire sourire l'Europe,
Rahatlık, lüks, acıdan kurtuluş.
Tertio, l'argent peut acheter beaucoup de choses...
Evet. Görünüşe göre kurtuluş başladı.
La libération a commencé.
Çavuş Penny Bannington, Kurtuluş Ordusu.
Sergent Penny Bannington, Armée du Salut.
Buraya gel, Kurtuluş Ordusu!
Viens voir, soldat du salut!
kurtuluş ordusu 16
kurtuldum 42
kurtuldun 20
kurtulduk 149
kurtuldu 29
kurtul 19
kurtulacağız 21
kurtul ondan 72
kurtul onlardan 17
kurtulacaksın 21
kurtuldum 42
kurtuldun 20
kurtulduk 149
kurtuldu 29
kurtul 19
kurtulacağız 21
kurtul ondan 72
kurtul onlardan 17
kurtulacaksın 21