Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ K ] / Kütüphane

Kütüphane перевод на французский

1,255 параллельный перевод
Geri kalanı mı? - Evet. Esas kütüphane.
- La bibliothèque principale.
Ama ben sana kütüphane kartımı veriyorum.
Mais je vais vous donner une carte de bibliothèque.
Yemen için bilet 2100 dolar, ve kütüphane kartı kabul etmiyoruz.
Le billet coûte 2100 dollars et nous ne prenons pas cette carte.
- Kütüphane polisiyim.
- Je suis un policier de bibliothèque.
Bir kütüphane polisi ne iş yapar?
Que fait un policier de bibliothèque?
Gezici kütüphane! Fazla zamanımız yok.
Au bibliobus, suppléants.
Bu gezici kütüphane görevlisi!
Putain, le mec du bibliobus!
Gezici kütüphane görevlisi burada bir tavukla aşk yapıyordu.
Il est là. C'est le mec du bibliobus qui violait les poules.
Bilgisayar, ana tıbbi kütüphane dosyasını yenilenmiş Acil Tıbbi Sanal Programına naklet.
Ordinateur, transfert de la bibliothèque médicale à l'hologramme médical d'urgence.
Bugünkü bültenimizde kasabadaki çocukları etkileyecek bir hareketlilik yaşandı kütüphane kitap kurulu, bütçede % 3 oranında kesinti yaptı.
Une mesure qui peut affecter tous les enfants de la ville : le comité d'achats de la bibliothèque a réduit son budget de 3 %.
Kütüphane kokusu alıyorum.
Je sens un musée.
Kütüphane çalışanı maaşıyla belki.
Ça serait plus simple d'en acheter une, non?
Böyle bir kütüphane için cinayet işlenir.
J'en connais qui tueraient pour cette collection.
Doğru, lambayı yakınca kütüphane yana kayar.
T'allumes l'interrupteur, et la bibliothèque coulisse.
Belki de kütüphane ye gideceğim desem daha iyi bir bahane olurdu.
j'aurais dû prétendre aller à la bibliothèque?
Kütüphane.
Bibliothèque...
Kütüphane oyun dışında!
- La bibliothèque ne compte pas.
Kütüphane mi?
À la bibliothèque?
Max'ın sadece 2 milyon doları yoktu aynı zamanda pantolonunun içinde ödünç kitaplarla dolu bir kütüphane vardı.
Non seulement Max avait 2 millions, il avait aussi une bibliothèque dans son pantalon.
Ailem kütüphane standartları hakkında hiç konuşmaz.
Ma famille ne parle jamais de la bibliothèque
Kütüphane bir saat içinde kapanacak.
La bibliothèque ferme dans 30 mn, bouge-toi le cul.
Dünyanın en iyi kitaplarıyla dolu bir kütüphane müzik dersleri, sulu boya dersleri.
Tous les chefs-d'oeuvre de la littérature... des leçons de musique et d'aquarelle...
Bunların hepsi zamanı geçmiş kütüphane kitapları.
Des livres de bibliothèque pas rendus.
Anatomi laboratuvarı ve kütüphane sabah altıdan akşam ona kadar açık.
Le labo d'anatomie... et la bibliothèque sont à votre disposition de 6 : 00 à 10 : 00.
Yeni kütüphane için gerekli paranın yarısını şimdiden topladı bile.
Maman a déjà la moitié de l'argent nécessaire pour la bibliothèque.
Daha büyük bir kütüphane!
Une bibliothèque plus grande!
Bayan Maypotter, 27 sene önce emekli olmuş bir kütüphane görevlisiydi. Geçtiğimiz hafta 92 yaşında öldü.
Une bibliothécaire à la retraite depuis 27 ans, décédée la semaine dernière, à 92 ans.
Kütüphane nerede?
Où est la bibliothèque?
Nüfus Dairesi Başkanı, iyi bir falcı olan Kütüphane Müdürü,
Ça alors, tomber enceinte! Une vierge, enceinte!
Şu kütüphane memuru, bir yıl önce ayrılmıştı.
Un petit employé. Parti depuis un an.
Ehliyet, kütüphane kartı, organ bağışı kartı.
Permis de conduire. Carte de bibliothèque. Carte de donneur d'organes.
- Evet. Kütüphane gibi bir şey dedi.
- A la bibliothèque, je crois.
- Mutlu görünüyorsun. Her zamanki kütüphane coşkun mu?
Tu as l'air heureuse.
Kütüphane bilgisayarına isim yazıyordum.. ... Bilirsin.. Sadece eğlence olsun diye.
J'ai tapé des noms sur l'ordinateur... pour m'amuser.
Güvenlik konusundaysa.. Korkarım kütüphane düşük istihdamla çalışıyor.
Mais renforcer la surveillance demanderait de nouveaux effectifs.
Kampustaki kütüphane gece yarısı kapanıyordu.
La bibliothèque du campus ferme à minuit.
Ama her ihtimale karşı haklısın, kütüphane nasıl?
Mais au cas où tu aurais raison, si je la voyais à la bibliothèque?
Burası bir kütüphane değil.
Ce n'est pas une bibliothèque.
Dr. Gilroy'ın onlardan bir kütüphane oluşturduğunu söylerler, ve ilk fırsatta onu görüp, bir kaçını alıp alamayacağımı sorarım.
Il paraît que le Dr Gilroy possède une bibliothèque. La prochaine fois, je lui demanderai si je peux lui en emprunter un.
Sanırım ona bir kütüphane kartı vermelisiniz.
Vous devriez lui donner un pass pour la bibliothèque.
- Fare. Benimki, muhtemelen kütüphane faresidir.
Rat Rat de bibliothèque, probablement
Kütüphane kartı.
Une carte de bibliothèque.
Bir yetişkin kütüphane kartı.
Une carte pour adultes, s'il vous plaît.
Bu bir kütüphane kartı mı?
Une carte de bibliothèque?
Hem de yetişkin kütüphane kartı.
Une carte pour adultes.
Kütüphane polisi diye bir şey olsa en çok arananlar listesinde olurdum.
et si la police des bibliothèques existait, je serais recherché.
Ama yaş günümde bana yetişkin kütüphane kartı veren bir annem olduğu için çok şanslı olduğumu söylediği.
Mais ce que je sais... c'est qu'il a dit que j'avais de la chance d'avoir une maman... qui m'offre une carte de bibliothèque pour adultes pour mon anniversaire.
Kütüphane gibi.
Comme une bibliothèque.
Sadece inanılmaz vücudunu ve resimli bir kimlik. Ve de kütüphane kartı.
Juste ton corps stupéfiant... une photo d'identité, et ta carte de bibliothèque!
Mahkumların dikkatine, bu akşam kütüphane saat 17.00'de kapanacak.
Détenus, la bibliothèque sera fermée à 17 heures ce soir, exceptionnellement.
- Nereye gitmemizi istiyorsun? - Kütüphane.
- Pas de Black Sabbath

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]