Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ K ] / Kısmetse

Kısmetse перевод на французский

32 параллельный перевод
hoşçakal, Columbine. kısmetse başka bir akşam.
Au revoir, Colombine, un autre soir peut-être...
Sonsuza dek asker, zaman zaman da şairim ve kısmetse kral ben olacağım.
Je suis un soldat constant, poète à l'occasion, et je serai roi.
Kısmetse, bu hayatta bir ara veya bilahare ışığının karşısında durup kendimi ifade edebilirim.
Dieu veuille que dans cette vie ou dans l'autre, je puisse tout de même me trouver dans votre lumière.
Kısmetse.
On verra.
Kısmetse İstanbul.
Tu vas où?
Kısmetse alacağım ama biraz indirim yapman lazım.
Je l'achète. Mais fais un geste.
- Önümüzdeki hafta kısmetse? - İnşallah.
La semaine prochaine, peut-être?
Kısmetse gelecek seansta tamamlarız artık.
On reviendra là-dessus la prochaine fois, si vous êtes d'accord.
Kısmetse hasat balosuna evde olurum.
J'espère y être pour la moisson.
Bugün kısmetse Cuma'yı Fatih Camii'nde kılayım dedim.
Je vais prier à la mosquée de Fatih.
Kısmetse.
Si Dieu le veut...
Kısmetse, Noah, eve tek parça halinde gelecek.
Bientôt, Noah rentrera à la maison sain et sauf, si Dieu le veut.
Ve kısmetse, yakında Moskova'yı görürüz.
Et Dieu merci, nous nous verrons bientôt à Moscou.
Üçgün içinde adetim başlayacak, kısmetse.
Je vais avoir mes règles dans trois jours, si dieu veut.
Kısmetse tekrar çalışırız.
Peut-être que nous allons travailler à nouveau ensemble.
Günün birinde kısmetse bunu başaracağız ve Clay Jefferson gibi iyi adamlar bir daha asla böyle zor durumda kalmak zorunda olmayacak.
Un jour, si Dieu veut, des hommes de mérite comme Clay Jefferson... ne seront plus placés dans des situations impossibles.
Kısmetse tabii.
Si Dieu le veut, bien sûr.
Harcamaları kısıp, ve kısmetse sevgili Baş Rahib'imizin fidye parasını ödemek için ben, şu anki yetkili Baş Rahip olarak Kingsbridge Katedrali inşasının durdurulmasını emrediyorum.
Afin de conserver notre communauté et, par la volonté de Dieu, pouvoir payer la rançon demandée pour le Prieur Philipp, En tant qu'adjoint, j'ordonne que tous les travaux pour la cathédrale de Kingsbridge soient stoppés.
Kısmetse önümüzdeki yıl okula gider artık.
J'espère que je pourrai l'envoyer à l'école l'année prochaine
Senden artık para almıyorum Mildred, kısmetse daha öfkem geçmeden her bir kuruşunu ödeyeceğim!
Je n'accepterai plus rien de toi, Mildred, et je ferai tout pour tout te rendre au centime près avant même le coucher du soleil!
- Bu sene kısmetse üçüncü döneme seçimlere hazırlanıyoruz.
- Si Dieu le veut, - ce sera mon troisième cette année. - Félicitations!
Gelecek sefere kısmetse.
Vous êtes splendide.
Kısmetse.
Avec la volonté de Dieu.
Eğer, belki, kısmetse...
Si et... peut-être.
Kısmetse, Mekke'ye mi gidiyorsun Hmoud?
Tu vas à La Mecque, Hmoud?
Kısmetse 9 ay içinde senden yeni bir parçayı hayatımıza alacağız.
Si Dieu le veut, dans 9 mois, on accueillera un nouveau toi dans le monde.
- Kısmetse, yakında olacak.
Bientôt. Si Dieu le veut.
Kısmetse, iş o raddeye gelmeyecek.
Bien que, si Dieu veut, on n'en arrivera pas là.
Kısmetse sen cephede kılıç kullanmayacaksın ama ben zamanında kullandım.
Si Dieu le veut, tu n'auras pas à te servir de ton épée dans une bataille, contrairement à moi.
Kısmetse Olur'la çakışıyor.
C'est saisonnier et c'est alterné avec La Bachelorette.
Eğer kısmetse firmanız sefil müvekillerinizden topladığı üç beş kuruş parayla batmayıp ayakta durabilirse savcılıktan bir şeyler isteyeceğiniz zamanıın da geleceğine adınız gibi emin olabilirsiniz.
Si, par chance, votre cabinet ne s'effondre pas sous le poids des poulets et des fruits avec lesquels vous paye votre clientèle indigente, tôt ou tard, vous aurez besoin d'un service du bureau du procureur.
Kısmetse yaşayacak.
Peut-être qu'il survivra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]