Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ L ] / Lahey

Lahey перевод на французский

138 параллельный перевод
DİKKAT COLOSSUS'TAN LAHEY'E VE GARDİYAN'A
DE COLOSSUS VERS ANDOVER VERS MOSCOU
"Devam edin," dedi 78 yaşındaki dahi hukukçu Maltravers. Londra havaalanında, Lahey'deki Uluslararası Mahkemede Britanya adına davaya bakacak...
"Poursuivez", s'impatienta le bienveillant juge Maltravers, que l'on voit ici en partance pour La Cour Internationale de La Haye où il représente la Grande-Bretagne.
Borçlarınızın ertelenmesi için Lahey Divanı'na başvurmanız alacaklılarınızı çileden çıkardı.
Votre requête aux Etats de La Haye pour obtenir un moratoire à votre dette a irrité vos créanciers.
Lahey'e muzaffer bir biçimde dönüşü... kurtuluşun bu ilk haftalarını vurguluyor.
La fête est à son comble quand elle se rend à sa résidence, son entrée à La Haye est un triomphe.
Lahey'de.
A La Haye.
Ben Hollandalıyım. Sen Lahey'de pis sokak gördün mü?
Tu as déjà vu une rue sale en Hollande?
- Lahey Konferansını biliyorum.
Je connais la Convention de La Haye.
Eski Yugoslavya'daki savaş suçlularının yargılanması için LaHey'de kurulan mahkemenin yargıçları atandı.
A La Hague, les juges ont prêté serment devant le tribunal de guerre de l'ON U pour l'ex - Yougoslavie.
Terör suçları nedeniyle Lahey tarafından her yerde aranıyor. Yani kaçak.
Recherché par le T.P.I. pour crimes contre l'humanité, c'est un fugitif y compris dans son pays, la Yougoslavie.
Lahey'in en çok arananları arasında.
L'homme le plus recherché par le TPI.
Gradic'i Lahey'e gönderiyorlar.
Ils envoient Gradic à La Haye.
- Lahey'e gitmiyor.
- Il ne va pas à La Haye.
o, "Lahey'den canlı bildiriyor" ben de burada kedi tüyü içinde, aptal sabah programında çalışıyorum.
Mais tu es à La Haye, et moi je travaille dans une émission du matin débile.
1899'da Lahey'deki ilk uluslararası barış konferansında bu kurşunların savaşta kullanımı yasaklandı.
Leur usage militaire a été interdit à la 1 re Conférence Internationale sur la Paix de 1899, à la Haye.
Güvenlik Konseyi onun Lahey'deki Uluslararası Mahkeme'ye gönderilmesi için baskı yapmalıdır.
Le Conseil de Sécurité doit insister pour un envoi immédiat devant la Cour internationale de Justice de La Haye.
Lahey'deki Adalet Divanı insanlığa karşı işlediği suçlardan yargılanmasına karar verdi.
soit jugé devant la Cour internationale de Justice de La Haye pour crimes contre l'humanité.
Terry Simmons polislerden nefret ediyor ve Lahey'in dediğine göre, Terry Ulusal Şerif Birliği'nin yıllık toplantısını hedef alıyor olabilir.
Lahey dit qu'il pourrait s'en prendre au congrès de l'Association Nationale des Shérifs.
BM ve NATO Dragovich'i Lahey Savaş Sucları Mahkemesi'nde yargılamak istiyor.
Les Nations Unies et l'OTAN veulent trainer Dragovich par la peau des fesses devant le tribunal pénal internationl de La Haye pour crimes de guerre.
Özel Kuvvetler girip çıktı ve onu Lahey'e servis etti.
Un coup des Forces spéciales. On l'a livré à La Haye.
Lahey'in nasıl olduğunu biliyorsun.
Vous connaissez La Haye.
"Bu gün Lahey'de, savaş suçlusu olduğu iddia edilen Sırp General Marko Tezlia'nın davasındaki kaotik sahneler dağılmak üzere."
Nouveaux incidents à La Haye où le procès du criminel serbe supposé, le général Marko Tezlia semble échouer.
Lahey'deki birinin oldukça büyük bir ağzı var.
Quelqu'un à La Haye parle trop.
"Geçen hafta, General Tezlia'nın Lahey'deki davasında savcılık tanığı olarak yer alamamıştı."
La semaine passée, il n'était pas allé témoigner au procès du général Tezlia, à La Haye.
Eğer gerçekten bulmak isteseydiniz, neden CIA, Lahey Savaş Suçları Mahkemesi, Birleşmiş Milletler ve NATO bizim sadece iki günde bulduğumuz bir adamı beş senedir bulamasın?
Depuis cinq ans, pourquoi est-ce que la CIA, La Haye, les Nations Unies et l'OTAN n'ont pas réussi à trouver quelqu'un que nous avons trouvé en deux jours si vous vouliez vraiment le capturer?
- Radovan Karadzic ve Ratko Mladic -... ABD'yi, Birleşmiş Milletleri, AB'yi, NATO'yu, Lahey Savaş Suçluları Divanı'nı ve medeni dünyada, onları aradığını iddia eden herkesi atlatmaya devam ediyorlar.
Cependant, les deux hommes les plus recherchés, Radovan Karadzic et Ratko Mladic, sont toujours en liberté malgré le fait que les USA, les Nations Unies, l'Union Européenne, l'OTAN, La Haye et tous les pays civilisés affirment être toujours à leur recherche.
Lahey, hükümeti gelişmelerden haberdar tutabileceğin bir dinleme, gözlem noktası.
Tu tiendras le gouvernement informé depuis La Haye.
Lahey'de Savaş Suçları'nda yargılanma ihtimalin olduğunu söylediler mi sana?
On t'a parlé d'un possible tribunal de crimes de guerre à La Haye?
Lahey Adalet Divanı, Radovic'e iki yıl önce savaş suçundan dava açmış.
La Haye a condamné Radovic pour ses crimes de guerre.
Haydi, bana Lahey'i veren piçlerden çalalım...
On va cambrioler les enfoirés qui m'ont vendu à La Haye. Tu nous aides à paralyser un régime corrompu.
- Lahey'e.
- La Haye.
Uluslararası Mahkeme tarafından suçlanacak ve Lahey'de yargılanacaklar.
Ils seront mis en accusation par la Cour internationale de justice et traduits devant le tribunal de La Haye.
- Bu davayı Lahey'e bile götürebiliriz.
Présentons ces arguments à La Haye. Il n'y a pas d'arguments.
Bu cinayetlerden ve tecavüzlerden sorumlu olanlar, Lahey'de yargılanmalı.
La ou les personnes responsables de ces meurtres et de ces viols doivent être jugés à La Haye.
7 : 03 UNFITA, LAHEY
7 h 03 QG DE L'ONUL LA HAYE
- Scott'ı Isaac Lahey'i, Allison Argent'ı, şu ikizler Ethan ve Aiden'ı kastediyorum.
Je veux dire Isaac Lahey, Allison Argent, les jumeaux Ethan et Aiden.
Boston'daki Lahey Kliniği'nde iki haftalık bir tedavi programı var. Bu durumda işte.
Il va recevoir deux semaines de traitement à la clinique Lahey à Boston, voilà comment il va.
Lahey Kliniği'nde geçirdiğim haftalarda tedavi görüyordum ya?
Les semaines que j'ai passées à la clinique Lahey, en traitement?
Adım Lahey.
C'est Lahey.
Isaac Lahey.
Isaac Lahey.
Lahey'in arabasının şoför tarafının kapısı koparılmış.
La portière de la voiture de Lahey a été forcée.
Isaac Lahey'i gören olursa hemen müdüre haber versin.
Si vous voyez Isaac Lahey, vous allez tout de suite voir le proviseur.
Isaac Lahey.
TRAD AUTOMATIQUE. A RETRADUIRE!
Lahey!
Lahey!
Daha yeni şampiyon olduklarını bilmiyordum ve gözde oyuncularını içirmeye getirdiğini de bilmiyordum.
Je savais pas qu'ils venaient juste de gagner, et Lahey, il laisse ses favoris venir chez lui pour boire un peu pour célébrer.
Lahey tam yanımdaydı, oracıkta duruyordu. Kimseye anlatmayacaksın!
Et Lahey et juste là, juste au - essus de moi, et il dit...
Ve sonrasında, kazara bir biçimde Lahey fotoğraflardan birinde göründü.
Ensuite, c'est accidentellement que Lahey était sur une des photos.
Lahey'i benim için öldürdüğünü biliyordum... Ve bunu tekrar yapacağını da.
Je savait qu'il avait tué Lahey pour moi, et je savais qu'il le ferait encore.
Bir dakika, peki ya Bay Lahey?
Attends une minute, et M. Lahey?
Bu da bana 1. Lahey'in cinayetiyle ilgisi olmadığını... 2. yaşların tesadüf olduğunu düşündürüyor. Bunu bulana kadar 3.seçeneğim buydu.
Ce qui me fait penser que soit "a" Le meurtre de Lahey n'était pas connecté ou "b" les âges étaient une coïncidence, jusqu'à ce que je trouve ça, qui pourrait être "c".
- Lahey'de... 20 yıl oldu.
La Haye. Il a pris 20 ans.
Bir kez de olsa Lahey'e gitmeyi çok istiyorum.
J'aimerais bien aller à La Haye.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]