Larsen перевод на французский
525 параллельный перевод
Siz lütfen bayan Larsen.
Allez-y, je vous en prie, M. Larsen.
Devam edebilirsiniz bay Larsen.
- Continuez, M. Larsen.
Bay Larsen, bir şey söyleyebilir miyim?
- Puis-je vous dire un mot?
Bay Larsen, "oldu bittiye getirin" dediniz.
M. Larsen, vous avez dit : "Bouclez-moi ça".
Bölmeyin bay Larsen.
- N'interrompez pas, M. Larsen.
Devam edin bay Larsen.
Continuez.
- Larsen, şoförü getir. - Emredersiniz.
Allez chercher ce chauffeur.
Hepiniz Squarehead Larsen'i ve Slug Mahan'i tanıyordunuz.
Vous connaissez... Larsen et Mahan.
Squarehead Larsen.
Larsen...
Mahan ve Larsen'i kaybettik.
Nous avons perdu Mahan et Larsen.
Er Larsen, burada ne yapıyorsun?
Que fais-tu ici?
- Anne Larsen.
- Anne Larsen.
Raymond, Anne Larsen evli mi?
- Anne Larsen est-elle mariée?
LARSEN Kasap
M. Larsen Boucher
Mister Larsen. Nasılsınız? Mister Larsen!
M. Larsen.
Benim adım Trudy Farrell.
Je m'appelle Trud Larsen.
Feci cızırtı yapıyor.
C'est comme un super larsen.
- Günaydın Bay Larsen.
Bonjour, M. Larsen.
İyi günler Bay Larsen.
Au revoir, M. Larsen.
Kulak cınlaması.
Effet Larsen.
Eğer bu kulağına bir ahize koyarsan, üzerindeki mikrofonu açığa çıkarır.
Pas de téléphone à cette oreille. Vous seriez trahi par le Larsen.
- İngilizceniz çok iyi Bay Larsen.
- Votre anglais est très bon, M. Larsen.
Adım Alexander Larsen.
Je m'appelle Alexander Larsen.
Kadın nerede, Larsen?
Où est-elle Larsen?
- Larsen, duyuyor musun?
- Larsen, est-ce que tu me reçois?
Öldür onu Larsen.
Tue-la, Larsen.
John, bir süre etrafta başıboş dolaştı. Evet.
Cela faisait un moment que John jouait avec le larsen.
Sanırım "geri besleme" nin ilk kez kullanıldığı kayıttı.
Je crois que c'est la première fois que le larsen a été utilisé sur un disque
Şarkı ile ilgili bir şey hakkında konuşmaya başladık. Ve La teli "geri besleme" yapmaya başladı.
On parlait de la chanson et soudain, le la a commencé à faire du larsen
Birilerini "geri besleme" ile uğraşırken gördüğünüzde... tam bir araştırma alanı olduğunu düşünüyorsunuz. Değil mi?
Tu vois quelqu'un faire le con avec le larsen et tu découvres tout un monde de possibilités
Bugünkü uçuş pilotunuz Captain Dave Larsen.
Votre pilote pour le vol d'aujourd'hui est le commandant Dave Larsen.
Liv Beckmann Larsen.
Liv Beckmann Larsen.
Kierkegaard'ın özel çalışmasını elde eden Olesen-Larsen ki zamanına göre bir çağdaşlığın çarpıcılığını açıklayan kişi.
Olesen-Larsen a effectué une relecture de Kierkegaard, qui démontre une modernité impressionnante pour son époque.
- Liv Beckmann Larsen.
Liv Beckmann Larsen.
- Kaj Beckmann Larsen.
Kaj Beckmann Larsen.
Jonas Beckmann Larsen adında bir çocuk kaybolmuştur.
Il s'agit de Jonas Beckmann Larsen, qui s'est perdu.
Duane ve Margaret Larsen.
Duane et Margaret Larsen.
Bence bu iyi bir fikir değil, Bay Larsen.
Je ne crois pas que ce soit une bonne idée, M. Larsen.
Öğrenmek amacındayız, Bayan Larsen.
On va tout faire pour le savoir.
Evet, Bayan Larsen, söz veriyorum.
Oui, Mme Larsen... je le promets.
Aynı olay. Ginny Larsen davasıyla tamamen aynı kurban profili tanımlaması.
Même crime... même type de victime que dans l'affaire Ginny Larsen.
Burası Larsen cinayeti.
Lci, le meurtre Larsen.
Demek istediğim, Larsen'in Wadenah tarafından öldürülmediği fikrine nereden kapıldın?
Qui te dit qu'elle n'a pas été tuée par Toby?
Ginny Larsen'in katilini bulacağıma dair bir söz verdim.
J'ai fait le serment de retrouver... l'assassin de Ginny Larsen.
Beni duyup yanıt vermezse bir tür geri beslemeyle karşılaşır.
Oui. Si elle ne répond pas, ça provoque un larsen.
Larson oradaydı, Moodoo ile birlikte ve onları kaybettik.
Larsen y était, avec Moodoo.
Gıda Kurumu'ndan Leif Larsen.
Leif Larsen de la DDASS.
Son iki yıldır, o ve Dexter Larsen birbirlerini tehdit ediyorlardı.
Depuis deux ans, lui et Dexter Larsen se menacent réciproquement.
- Dexter Larsen mı?
Dexter Larsen?
Mister Larsen!
Mr Smith et Mr Larsen!
* Aman Tanrım! *
Oui, peux-tu éteindre ta télé, ça fait du larsen.