Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ L ] / Latent

Latent перевод на французский

65 параллельный перевод
Eğer anarşiyi seviyorsam, eğer anarşinin gizli oluşumunu hızlandıran gök kubbe olmak gibi bir görevim varsa, o zaman anarşi benim içimdedir.
"Si j'aime l'anarchie, " si j'agis comme firmament " accélérant l'état latent de l'anarchie,
ritmik mısralar... aksi fikirler... altta yatan metaforun sürrealizminin tersine üretilen fikirler.
intéressantes... qui font contrepoint à... heu... Contrepoint au surréalisme latent de cette métaphore de... euh... l'humanité...
"Altta yatan metaforun sürrealizminin tersine üretilen fikirler." miş!
Le surréalisme latent de la métaphore...
Hepimiz, kullanılmamış büyük bir yaşam potansiyeline sahibiz.
... un potentiel latent, le potentiel de vivre.
Şizofreni sınırında teşhisi konmuştu.
Les médecins l'avaient catalogué schizophrène latent.
Gizli olan hiç bir şey yok.
Non, rien de latent.
Telepatik yeteneklerin uyanmak üzere.
Tu es un télépathe latent sur le point de t'épanouir.
Etkin olmadan yıllarca bekleyebiliyor, ama daha sonra kendisini vücudun yapısal sistemi ile çok güzel bir şekilde entegre edebiliyor.
Elle peut rester à l'état latent, mais quand elle se déclare, elle provoque une fission de la structure atomique du corps.
Onu bir kaç gün boyunca yatırabilir ve aniden etkisi artıp, onu öldürebilir.
Le poison reste peut-être latent un moment avant de tuer.
İlaç, insanlardaki uyuyan telepatik geni uyararak birkaç saatliğine yok edici bir güç sağlıyor.
La substance accroît le gène télépathique latent humain... et lui donne un pouvoir destructif.
Mesajın altında, üstü örtülü bir veri akışı var. Çok ağır bir şekilde şifrelenmiş. Şifrelenmiş mi?
Le message contient un flux de données latent. ll est crypté.
Psikoloji profesörüm senin gizli bir arzun olduğunu söylerdi.
Mon prof de psycho parlerait... d'une forme de désir latent.
Bir travma tarafından tetikleninceye kadar uykuda yatar.
Il est latent jusqu'à ce qu'il soit activé.
Tanığın, farkında olmadan tetiklediği bir seğirme tikim var.
J'ai un tic nerveux à la lèvre, latent mais récurent... que le témoin a réactivé.
Corvinus soyu öğrendiğimize göre onun soyundan gelen insanların genetik kodunda saklı. Yüzyıllar boyunca uyur bir şekilde Michael Corvin'e kadar geldi.
La souche Corvinus elle-même qui, nous l'avons appris... était cachée dans le code génétique des descendants humains... se transmit à l'état latent... d'âge en âge jusqu'à Michael Corvin.
Aktivitenin olduğu terminal virüs için taranıyor.
Détectez l'usage de la mémoire et la taille du virus. C'est peut-être un virus latent.
Son Hadaly üretiminde tanımlanamayan girdi!
On soupçonne une attaque par un virus latent non confirmé.
DNA'nı burada, uyku halinde sakladım.
J'ai conservé ton A.D.N. ici, secrètement, à l'état latent.
Birisini öldüreceğine... Birisini öldürebileceğine inanmıyorum. Kendine hakim biriydi.
Jamais il n'aurait tué, mais c'était latent.
Ne yani, Pittsburg'da bir saati delen bir adamın bir tür gizli süper güçleri olduğuna inanması mı bekliyor?
Donc il espère qu'un gars qui pointe à Pittsburgh va croire qu'il a un genre de superpouvoir latent?
Ama babasında baskın değil. Oğlu neden hastalandı?
C'est latent chez le père et le fils l'attrape?
Babasında da baskın. Sadece daha yavaş ilerliyor.
Ce n'est pas latent, c'est lent.
Bir de çekinik "kötü kız" genim var.
Oh, et il y a aussi le gène latent du shopping.
Güçlerini daima kontrol edebilen Bilinçli Jean ve uykuda olan taraf.
- Quoi? La Jean consciente, dont les pouvoirs ont toujours été sous contrôle, et son double latent.
Gizli bir gay'sen ilk adımı benden beklersin.
Si tu es un pédé latent, tu voudras que je prenne l'initiative.
Sonra bunu belirsiz şablonu ortaya çıkarmak için röntgene soktum.
Ensuite j'ai passé tout ça à travers des Rayons X pour découvrir le motif latent. Voilà.
Ayıkken bile içki içmeyi beklerdin.
Même quand vous étiez sobre, vous étiez un ivrogne latent.
Onun içinde gizli bir büyü halkası var.
Elle possède aussi un circuit magique latent.
... ve muhtemelen gizli bir eşcinsel.
... probablement un homosexuel latent.
Yazılarının en az birinde ona gizli bir eşcinsel dediğin için sana yolladı.
Paul. Tu l'as traité d'homosexuel latent, dans un de tes articles. Dave, je veux un flingue.
Tamam, Quetesh'in bunun yerini bilme ihtimali var sanırım. Bu da, sadece Athena'nın tarayıp bulduğu gizli bir bellek.
OK, je suppose qu'il est possible que Quetesh connaissait son emplacement et que ce n'est qu'un souvenir latent ravivé par Athéna.
Seni selamlıyoruz, Savaşçı Gizli Eşcinsel.
Aujourd'hui, on te salue M. l'homosexuel belliciste latent.
Savaşçı Gizli Eşcinsel
M. l'homosexuel belliciste latent
Bazı şeylerin bilinçaltında olmasını bir sebebi var,... çünkü eğer her şey apaçık, gün gibi ortada olursa insan yaşayamaz ya da nefes alamaz, hatta bir adım bile atamaz.
Il a dit que l'inconscient gardait certaines choses pour une bonne raison. L'esprit ne pourrait vivre, respirer ou avancer si tout ce qui était latent dans l'inconscient apparaissait au grand jour.
Yaşama çeviren, şu ufak çaplı kıvılcıma kadar da kafamda hareketsiz durdu.
Mais c'est resté latent dans ma tête jusqu'à ce que les synapses reçoivent un choc de plus.
-... bu güne kadar sessiz kalmış- -
{ \ pos ( 194,215 ) } - Ça pourrait être latent.
İlaçlar altta yatan bir nörolojik sorunu tetiklemiş olabilir.
- Un problème neurologique latent?
Sende Bay Seksi'ni al senin olsun...
Toi, ton char latent et ton fervent M. Moto Moto Jr...
Sen de Bay Havalı Moto Moto'yu al...
Toi, ton char latent et ton fervent M. Moto Moto Jr...
... yitirdiğimiz bu adamlar hayatları pahasına hukuk ve yasalarımızın savunulmasına çaba gösterdiler umarım halk da, hiç bir surette, gizli bile olsa bu tip acımasız katillere sempati beslenmemesi gerektiğinin bilincindedir...
... des agents qui ont perdu la vie en défendant nos droits constitutionnels... J'espère que la population comprend que ce genre d'assassins impitoyables ne méritent aucun soutien, même latent. Nous ferons tout...
- Vücutta atıl kaldığını biliyor muydun?
- Tu sais que ça reste à l'état latent?
Görünen o ki beyninde uyku halinde bir kimyasal var.
Il y a un produit chimique latent dans son cerveau.
Kızda da gizli olarak bu rahatsızlık varsa...
Si c'est latent chez elle...
O haberi kalbinde ırk mevzusu vardı.
Le racisme était déjà latent.
Parmak izi birimi kotrol etti.
Latent vérifié.
Bu da yetmezmiş gibi, homofobik ırkçı bir Nazi'yle ve görev yerindeki efemine bir adamla uğraşamayacağım.
Et par-dessus tout, non seulement on a un nazi raciste homophobe latent... mais aussi une tapette en sang qui postulent pour un poste d'inspecteur.
Hayır, durgun bir çocukluk geçirdim ama temelde kontrolden yada otoriteden kurtulma arzusu vardı. Huzursuz.
J'ai eu une enfance stable, mais un désir latent de m'affranchir du pouvoir et de l'autorité.
Geçtiğimiz sene içinde, iki ağır yaralanma, psikolojik test ve açılan soruşturma vakâlarına bulaştın. İshal oldum bir de. İdari izine zorladın beni, ben de kokteyli içiverdim.
L'année dernière tu as été impliqué dans 2 tirs mortels les enquêtes, les évaluations psychologiques les balades tu m'as collé en vacances forcées j'ai encaissé le coup tu sais le stress, c'est compliqué c'est latent et boom, ça fait faire des trucs
Latentten, kurbanın içine sarıldığı plastiğin üzerinde kanlı parmak izlerinin bulunduğunu gösteren bir telefon aldım.
Je viens d'avoire un appel de la Latent Print Unit, qui a trouvé ton empreinte de sang sur le plastic enroulé autour du corps.
Latent bu kan izi ile ilgili ne zaman aradı?
Alors, quand est-ce que Latent a appelé avec cette histoire d'empreinte de sang?
Pekala, yapın.
Mais c'est resté latent dans ma tête jusqu'à ce que les synapses reçoivent un choc de plus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]