Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ L ] / Lies

Lies перевод на французский

2,131 параллельный перевод
Bütün kitaplardaki kelimeler yalanla yüzleşmemde yardımcı olur mu?
Help me to face what lies ahead?
* Bulmak için bilinmeyen yerlerdekileri *
To find what lies yonder
- Sex, Lies ve...
- Sex, Lies, and...
Yani, hepsinin birbiriyle bağlantısı var.
Ils sont donc tous liés.
Dean E.T.'ler ve periler arasında çok ince bir çizgi var.
- Les extraterrestres y sont liés.
Akrabaya benzemiyorsunuz.
Vous ne paresser pas liés.
Altı gazinin beyinlerinde de, hazırlıksız patlayıcı cihaz etkileri görülüyor.
Les six montraient des signes de lésions cérébrales... liés à la détonation de dispositifs explosifs improvisés.
Bağlantıları nedir?
Un autre meurtre? Ils sont liés?
Tek bildiğimiz bağlantılı oldukları. Hâlâ nasıl olduğunu bilmiyoruz.
On sait qu'ils sont liés, mais on ne sait pas comment.
Öldürülmesiyle bu olanların bir alakası varsa, kararımı geri alabilmeyi ona parayı verebilmeyi isterdim.
S'ils étaient liés à son meurtre, j'aurais changé d'avis et je lui aurais donné l'argent.
Hep hamile unutkanlığım yüzünden.
C'est mes problèmes liés à la grossesse. - Non.
Yaşlılığın sorunlarını bilirim. Ama istersen seni yeni bir bedene koyabilirim?
Je comprends les problèmes liés à l'âge, mais si je pouvais te mettre dans un autre corps?
El Kaide ile bağlantılı, islamik radikal bir grup.
Des radicaux islamiques liés à Al Qaïda.
Ama sanırım endişelerin ve travmaların birbirinden farklı iki olay.
Votre angoisse et vos accidents ne sont pas liés.
Ama, Julia ve Arun'un arasındaki ilişki, aralarındaki samimiyet, sana bir şekilde kendi geçmişindeki yakınlığı hatırlatıyor.
Et peut-être que dans la façon dont Julia et Arun sont liés, l'intimité de leur relation vous rappelle votre propre intimité avec...
Bence Julia'yla Arun'un arasındaki samimiyet sana... Malini'yle arandaki samimiyeti hatırlatıyor.
La façon dont Julia et Arun sont liés, l'intimité de leur relation vous rappelle votre propre intimité avec Malini.
Bazı zamanlar onunla aynı odadayken gerçekten bir bağ kurduğumuzu hissediyorum bir ilişki kurduğumuzu.
Il y a des moments dans cette pièce où je sens que... J'ai l'impression qu'on est connectés, qu'on est liés.
Onun geçmişiyle bağlantılı herkese ihtiyacım var. Peki.
Je dois voir ceux qui sont liés à sa mort.
Bana öyle geliyor ki burada birbirimize tutunduğumuz müddetçe ve birlikte olduğumuz sürece onu koruyabilirim.
J'ai l'impression qu'on est unis, qu'on est liés et qu'on peut le protéger tant qu'on est ensemble.
Bu hesapla ilgili tüm ipotekleri inceledim.
J'ai examiné les prêts hypothécaires liés au compte.
"Hesapla ilgili bütün belgeleri yok et."
"perdre tous les documents liés au compte"?
Bunlar menkul kıymetleştirme besin zinciriyle birbirine bağlıydı. Bu, mortgage ve diğer krediler yoluyla dünyadaki yatırımcıları trilyonlarca dolarla ilişkilendiren yeni bir sistemdi.
Tous sont liés par la chaîne de titrisation, système offrant des billions en crédits immobiliers et autres à des investisseurs du monde entier.
Silahlı kuvvetlerle bağlantısı olmayıp da hayatta kalanların hiç bir garantisi yok.
Le peu de gens encore en vie ont peu de chances de s'en sortir sans être liés à l'armée.
Öncelikle biz,... herhangi bir şekilde hükümete veya Ulusal Sağlık Servisine bağlı değiliz.
Tout d'abord, sachez qu'on est pas liés à l'État ou à l'assurance maladie.
Cinayetler uyuşturucu ile ilgili olabilir mi?
Les meurtres sont-ils liés à la drogue?
En azından cinayetlerin bağlantılı olduğunu teyit edebilir misiniz?
Pouvez-vous au moins confirmer que les meurtres sont liés?
Hoşlan ya da hoşlanma, siz birbirinize bağlısınız
Vous êtes liés, point final.
Çocukluk takıntılarımızdan birisi ile ilgisi olan şeyleri bir daha asla soruşturmayacağız.
On ne devra plus enquêter sur des cas liés à nos obsessions.
Onun tarafından kaçırıldığınızı biliyorum..... onunla bir tür ilişki ya da her neyse onu paylaştınız.
Je sais que vous l'admiriez et que vous vous êtes liés.
Einstein, uzay-zamanda iki noktanın Lorentzian solucan deliğiyle birleşebileceğini öne sürdü.
Pour Einstein, deux points de l'espace-temps peuvent être liés par un vortex lorentzien.
Ve artık bunun sayesinde sonsuza kadar bağlandık birbirimize.
Et avec ce petit bout de métal... nous sommes liés à jamais.
Ben mimlendim, benimle bağınız olmasından dolayı sizde öyle.
Mes jours étaient comptés, de toutes façons. Les vôtres aussi, puisque vous avez le malheur d'être liés à moi.
Yani gerçekte akraba değiller, ama çok, çok sıkı fıkılar.
Pas liés biologiquement, mais ils sont très, très proches.
Özellikle, uyuşturucu ama sağlam değil.
Des soupçons liés à la drogue, rien de plus.
Kolombiya'daki anti Amerikan milislerle bağlantıları var.
Liés aux milices anti-américaines, en Colombie.
Ona göre, bizim bir çift olarak bir araya gelme sebebimiz o konuda birbirimize çok zıt oluşumuzmuş.
Et elle pense que la raison pour laquelle nous sommes liés l'un à l'autre dans le couple C'est parce que nous sommes opposés sur certains points.
Her seferinde hem ayaküstü hem de yiyeceklerle alakalı oluyor, değil mi?
Toujours lourds et liés à la nourriture.
Stillwell'in şirketinde çalışanları, donanmadaki meslektaşlarını Norfolk projesiyle ilgisi olan herkesi araştırın.
Vérifie les employés de Stillwell. Ses nouveaux collègues et tous ceux qui sont liés au projet de Norfolk.
Mesela, geçmişte bir şekilde bir bağlantımız falan olabilir.
Par exemple, nous sommes peut-être liés.
Her davadaki her ismi araştır.
Sors les noms liés aux procès.
Röportaj kayıtlarımın çıktısını alırım ve kelimeleri görsel bir sunu haline getiririm.
Je calque mes interviews pour générer une représentation de mots liés à ce sujet.
Ben hepimizin kozmik olarak bağlı olduğuna inanıyorum.
Je pense que nous sommes cosmiquement liés.
Bu bağlantı kurdu beri kurumsal casusluk için.
Depuis qu'ils sont liés à l'espionnage industriel.
Aramızda bir bağ var ve evlenmek üzereyiz.
On est liés. On va se marier.
Aramızda bağ var.
On est liés, tu es tout pour moi.
Bunlar onun yüzünden mi oluyor?
Monsieur... Vous pensez que les meurtres sont liés à ce que l'on a fait?
Danny ve Bobby'le bir bağlantı var mı?
- Ils sont liés?
- Fotoğraf ve bilgileri de var. Biri Mesut Bucak, PKK'nın aşırı kanadından ayrıca El Aksa Şehitleri Tugayı ve FKÖ bağlantılı kişiler de var.
J'ai des documents sur Massoud Bucak, branche radicale du PKK, et des gens liés à la Brigade des Martyrs d'Al-Aqsa et au FPLP.
Ama korkarım, artık kaderleriniz sonsuza dek birbirine bağlandı.
J'ai peur que son avenir et le tien soient liés à jamais.
Aralarında bir bağ olduğunu biliyorum.
Je sais que ces deux sujets sont liés.
İki tecavüzcü katil onunla direkt bağlantılı.
Deux violeurs / tueurs sont directement liés à lui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]