Limonata перевод на французский
858 параллельный перевод
McClure'ü buraya getir, ona bir limonata ikram etmek istiyorum.
Amène McClure par ici. Je veux lui payer une limonade.
- Soğuk bir limonata.
- Une limonade bien froide.
Dinle, olay şöyle oldu, ara verilmişti çok fazla limonata içmiştim...
Ça s'est passé pendant la mi-temps, j'avais bu trop de limonade...
Bir bardak limonata ikram edebilir miyim?
Vous êtes sûrs de ne pas vouloir boire quelque chose? Non.
Büyük güzel bir limonata. Limonata mı?
Une limonade bien tassée.
Çocukluk günleri, limonata, romantizm!
Mon enfance, la limonade, l'amour...
Eğer bir bardak limonata daha içersem kulağımdan fışkıracak.
La limonade me sortira par les oreilles.
Limonata ve kraker vakti geldi,
Il est revenu Le temps des friandises!
Pisman olmadan önce sicak bir limonata için.
Buvez une limonade, avant de le regretter.
Sizi yatırıp şifalı çorbalar ve sıcak limonata içireceğim.
Je vais vous mettre au lit... vous donner du bouillon, du jus de citron chaud...
- Sıcak limonata mı? - Evet.
Chaud?
Sıcak bir limonata ve aspirin içmesini sağlayın.
Faites qu'il boive du jus de citron chaud, et qu'il prenne de l'aspirine.
- Limonata, Bayan Cameron?
- Un verre de limonade?
Biraz limonata içersiniz diye düşündüm. Harika.
Je vous ai préparé de la limonade.
- Limonata.
- Une limonade.
Hayatımın geri kalanını çocuklara limonata satarak geçirmek istediğimi, mi sanıyorsun?
Je veux passer ma vie à vendre de l'eau gazeuse?
Limonata ister misin, Peg?
Un soda à deux cents?
Sana limonata ikram ederim.
Tu me demanderas si tu peux fumer.
Bir limonata ve iki kitapla öğleden beri oturuyorsunuz oyunda oynadığınız yok.
Vous êtes assis tout l'après-midi avec une limonade et 2 livres... et en plus, vous ne jouez pas!
Ayakkabı boyayıcılığını denersin ya da limonata satarsın ve işleri yüzüne gözüne bulaştırırsın. Bir Amerikalı asla başka bir iş bulamaz.
Mais essaie de cirer des pompes ou de vendre de la limonade... adieu, l'embauche.
Akşam istihkakı, vitaminle zenginleştirilmiş limonata tozu.
Avec des sachets de limonade en poudre.
Şu yeni limonata diyetine başladım.
Je suis au régime limonade.
Limonata?
Une limonade?
- Limonata almaz mısın, çavuş?
- Limonade, Sergent?
Yaygara, fıstık, patlamış mısır ve limonata
Qui criera : "Cacahuètes, pop-corn, limonade"
Limonata ya da bir parça şekerleme ister misin?
Veux-tu un verre de limonade?
Limonata alayım lütfen.
- Et une limonade. - Et un Martini.
Limonata?
De la limonade?
- Limonata sevmez misiniz?
Vous n'aimez pas la limonade?
Limonata istemediğinize emin misiniz?
Pas de limonade, alors?
Bir Campari, bir Negroni ve bir limonata. - Çok üzgünüm.
Je regrette...
Buz gibi limonata.
Venez chercher votre citronnade glacée.
Bize limonata ve bisküvi getir.
De la limonade et des gâteaux!
Hadi, eve gidelim sana limonata yapayım.
Courons vite à la maison. Je vais faire une limonade.
Limonata beni de derin mi derin, harika bir uykuya daldırır mı, anne?
La limonade me fera-t-elle dormir d'un profond et merveilleux sommeil?
Arnie'ye limonata yapacaktım.
J'allais faire de la limonade à Arnie.
Terasa oturun.Size limonata getireyim.Belki hatırlarsınız.
Pourquoi ne vous asseyez-vous pas sur la véranda? Je vous apporte une limonade et vous pouvez y penser.
Mutfağa gidip limonata getireyim.
Je vais l'apporter à la cuisine et lui donner de la limonade.
- Limonata ister misin, Arnie?
- Une limonade, Arnie?
- Biraz daha limonata var.
- Vous voulez plus de limonade?
- Biraz daha limonata getireyim.
- Un peu de limonade? - Tout à l'heure.
Bİraz daha limonata al.
Prenez plus de limonade.
Limonata ya da bira ister misin?
Que diriez-vous d'une limonade ou d'une bière?
İki limonata getir.
Deux limonades.
Verandada bana katılır mıydınız? Olağanüstü limonata yapıyorlar.
Si nous dégustions leur délicieuse limonade?
- Limonata. - Yok daha neler.
Une citronnade.
Burada biraz limonata var.
Tenez, de la limonade.
Bir limonata alsam iyi olur.
Je vais boire une limonade.
- Limonata içer misiniz?
C'est lui qui est fragile... Citronnade?
İki paket bisküvi, bir kutu peynir. Bir paket limonata veya portakal tozu. Dört kesme şeker.
Deux boîtes de biscuits, du fromage, un sachet à l'orange ou au citron, quatre sucres, un paquet de cigarettes, des allumettes, un paquet de bonbons, un autre de chewing-gum...
Haydi eve gidip limonata içelim.
Maintenant rentrons boire cette limonade.