Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ L ] / Longe

Longe перевод на французский

158 параллельный перевод
Arkası boyunca küçük bir sokak var.
Une ruelle longe l'arrière.
- O tepe boyunca mı?
Elle longe la colline?
Peru'nun başkenti Lima'dan geçti. Bir penguende nadir rastlanan bir azimle bütün kıyı şeridini dolandı.
Il passe Lima, la capitale du Pérou, et longe la côte avec une ténacité propre aux pingouins.
Sık sık kumsala gidiyorum.
Je longe les dunes.
Tuna Nehri'ne varana kadar batıya uzanan ormandan ayrılmayacağız. Linz'e varana dek Tuna Nehri'ndeyiz.
On longe la forêt jusqu'au Danube qu'on suit jusqu'à Linz.
- Eğer ırmağı kullanmazsak.
- Pas si on longe la rivière.
Tilly sokağında sınırlandırılmış bölgeyi aramak için Hayes Wharf'ta sahil güvenliğe katılın.
Rejoignez la police fluviale pour inspecter la zone qui longe Victory Street.
Git haydi, ve unutma, yukarida askerler olacak o yüzden uçurumun altindaki kayaliklari denesen iyi edersin.
Fais attention aux soldats. Longe la côte sous la falaise... jusqu'à la crique.
Hangi yoldan gitmeliyim? Tek bir yol var zaten, nehir kenarından.
Celle qui longe la rivière.
- Hamle!
- Longe!
Okyanus kıyısına çıkan yolu biliyor musun?
Il y a une route qui longe l'océan?
Siz ikiniz, çıkın buradan.
Et toi, vite. Longe du côté du bois. Devance-le.
Fakat köprüde trafik tıkalı olacağına göre, gidebileceğimiz tek yol, köprünün yanından geçen kanalı izlemek.
Mais puisque le pont est bloqué par le trafic, la seule façon de s'échapper est par le barrage qui longe le pont.
- Bacağında sürekli köprücük bulunmalı.
Il porte une longe tout le temps.
- Köprücük.
- Une longe.
Bir tek köprücük takılıydı.
Il n'avait plus que la longe.
Gölün yakınındaki yolu seçmiş olmalılar.
Ils ont dû prendre le sentier qui longe le lac.
Egg'ler ve New York arasındaki otoyol, bir noktada demir yoluyla birleşir ve kısa bir mesafe birbirlerine eşlik ederler. Burada, Queens'de cüzdanını şişirmekte olan Dr. T J Eckleburg'ün panodaki gözleri yola gözcülük eder.
A mi-chemin entre Two Eggs et New York, la route rejoint vite la voie ferrée qu'elle longe, surveillée par les yeux du Dr J. Eckleburg, posés là par quelque oculiste blagueur pour grossir sa clientèle de quartier.
Duvarlara yakın yürüyor ve açık alanlardan geçmeye ödü kopuyordu.
Il longe les murs, et redoute la traversée de grandes places.
Yükün ata nasıl bağlanacağını unuttum Cal.
je ne sais plus faire un noeud de longe.
Başka bir hat var ancak güvenli değil. Amerikan saflarına çok yakın.
Il y a une autre voie, mais elle longe les lignes américaines.
Elli ayaklık duvar New Jersey sahil şeridini kaplamakta Harlem Nehri'nden, Brooklyn sahil şeridine kadar.
Un mur de confinement haut de 15 mètres longe le New Jersey... traverse le fleuve d'Harlem et longe le littoral de Brooklyn.
Efendim, 10 dakikadır Meksika hava sahası sınırlarında dolaşıyoruz.
On longe l'espace aérien mexicain depuis 10 mn.
... Himalayalar'da Kabul Nehri boyunca uzanan tarihi bir yol.
C'est une route antique qui longe la rivière de Kaboul dans l'Himalaya.
Sınırda gözden kaybolmuş.
On l'a vu s'éloigner sur la route qui longe la frontière.
New Orleans'a doğru yola çıktık. Üzerindeki yağ tabakasından gökkuşağı renkleri yansıyan göllerden turuncu gaz alevlerinin çıktığı bataklıklardan ve çöp yığınlarının yanından geçtik. Timsahlar, kırık cam şişelerin, teneke kutuların ve motellerin arabesk neonlarının etrafında dolanıyorlardı.
Sur la route de la Nlle-Orléans, on longe lacs irisés et torchères jaune pâle... marais et dépotoirs... alligators vautrés sur des culs de bouteilles... motels aux arabesques de néon... gigolos en carafe hurlant des obscénités aux passants...
Sınır boyunca yere bir tel gömeriz, görünmez bir çit olur.
Un câble longe la frontière, sous la terre, comme une barrière invisible.
Bu geçide bitişik bir bakım kanalı var.
Il y a un conduit de maintenance qui longe ce couloir.
San Francisco'ya gidiyoruz.
A San Francisco. Longe la côte.
Bu yol nehir yatağı boyunca ne kadar gidiyor?
Ce chemin longe la rivière pendant longtemps?
4. günde, Chesapeake Koyu'nu izleyip New Hope kasabasına.
Le 4ème jour, on longe la baie de Chesapeake jusqu'à New Hope.
O ateşli akıntının yarık boyunca ilerlediğini görebiliyoruz.
Cette coulée de feu longe à présent l'anse.
- Hazır bekle. İp bağlandı.
Paré, longe fixée.
Aynı zamanda Amerikan hükümetinin test bölgesi sınırları içinde.
Elle longe une zone d'expérimentation militaire.
Evet, M'Lee'nin kullanmadığı bir rota var, bayır sırtının yanında.
Oui, M'Lee évite la route qui longe la crête.
Eğer yan sokaklardan gidersek...
Si on longe les ruelles...
Kılavuz körfeze girmek üzere.
Le pilote a longé la baie.
Su istiyorlar mı?
Puis je l'ai fait avec la longe.
Williton yolundan gidip Crowcombe'dan A358'de Taunton trafiğine yakalandık.
Ensuite, on a longé la côte en passant par Williton, et on a été pris dans le trafic de Taunton sur l'A358, à partir de Crowcombe et Stogumber.
Bir köprü görene kadar dere boyunca koşmuş.
Il a longé le ruisseau jusqu'à un pont.
İnsanlar ağaçların etrafında gezinip bana baktılar.
Alors, des gens ont longé la forêt et ils ont regardé de mon côté.
Ne demek istiyorsun?
Longe la plage pendant un jour et demi et tu seras arrivé.
Akdeniz'e geri dönmüşlerdi.
Ils ont longé la côte orientale de l'Afrique... jusqu'à l'Atlantique puis la Méditerranée.
Bu, hiçbir yere çıkmayan ve sonu olmayan koridorları özlemişim.
J'ai longé ces longs couloirs qui ne mènent nulle part.
Havaalanına giderkenki gibi mi? Hiç içine baktın mı?
T'as longé, comme ça, en filant sur l'aéroport.
Hep bu tepelerin ne kadar ilerisine gidebileceğimi düşünürdüm, ama aşağıya inmenin bir yolu yok.
J'ai longé ces falaises longtemps... il n'y a pas de descente.
Bu formasyona geçerken Titan'ın doruk noktasının etrafında döndük ve Yeager Düğümü için Z + 25 derecelik tırmanışa geçtik.
Nous avons longé la planète puis amorcé une prise d'altitude à 25 degrés de la verticale pour réaliser une boucle Yeager.
Bugün, okuldan sonra Sportsman Stadı'na açık tribünden sızdım ve korkulukları aşıp Pepper Martin'in üçüncü alana doğru ilerlediğini gördüm.
Aujourd'hui, après l'école, je suis entré à Sportsman's Park par les gradins, j'ai longé la grille et j'ai vu Pepper Martin atteindre la 3e base.
yolda ayak izi bulunmadı, ama o kişinin sınıra kadar çimlerin hizasından gitmesi söz konusu olabilirdi.
Je n'ai trouvé aucune empreinte sur le chemin, mais il était bien évident que quelqu'un a longé la bordure de gazon.
Yarınla karşılaştırırsak bugün çocuk oyuncağıydı.
On peut se reposer, parce que demain on a une très très longe journée. Aujourd'hui c'est du gâteau comparé à aujourd'hui.
Ama yerdeki adamı görünce duvar dibinden yürüdük.
Après avoir vu le mari, on a longé les murs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]