Luge перевод на французский
209 параллельный перевод
Efendim, Charles Foster Kane karnınıza tam da o sırada bir kızakla vurmadı mı?
Est-ce vrai que ce gamin vous a attaqué après vous avoir frappé avec une luge?
Geçen bana yepyeni esnek bir kızak verdi.
Il m'a apporté une luge volante l'année dernière.
Paten mi, bisiklet mi, kızak mı, oyun mu?
Des patins? Une bécane? Une luge?
O sağken, buradan havaya atılan hedeflere ateş ederdik.
Quand il était encore en vie, nous faisions de la luge de la haut.
Bir daha kızak yerine... beni kullanmaya kalkmayacağını umarım.
A l'avenir, si vous voulez bien, évitez de m'utiliser comme luge.
Patenlerin vardı, kızağın vardı.
Les patins, la luge.
Maria Petrovna'nın karda kaymak için ısrar ettiği zaman Noel zamanı mıydı acaba?
C'est à la noël que notre Maria Petrovna a voulu faire de la luge?
Vaska bana eski bir kayak verdi.
C'est à cause de Vaska, il m'a donné une vieille luge.
Bakarsınız Trans-Andean Demiryolu'nu da kızakta kayacak biçimde inşa ederiz gevşet frenleri, biraz itekle ve elveda! Kayıp gidiverir, dosdoğru vadinin içine!
Comme ça, vous mettez votre fameux Trans-Andin sur luge, vous desserrez les freins, une petite poussette, et adios, descente schuss dans la vallée!
Sonra da son model kızağıyla noel baba gelir.
Ça flotte et ca recouvre toute la ville. Les gens vont faire de la luge et des bonhommes de neige. Après, le père Noël arrive sur un rasoir électrique.
Kermit saatte 62 km, Bayan Piggy ise saatte 87 km hızla gidiyor.
en luge. à 62 km / h. Piggy le poursuit en skis à 87 km / h, tu as compris?
- Hiç bir kızağın üstünde denenmiş mi?
- On l'a déjà essayé sur une luge?
O şeyden sakın benim kızağımın üstüne koyma Clark.
Ne va pas mettre de ce truc-là sur ma luge, Clark.
Kendi bisikletim olsun bir sürü çizgi romanım, kızağım.
Avec mon propre vélo, une pile de bandes dessinées, une luge.
Rosebud'ın kızağı.
"Bouton de rose", c'était sa luge.
Gençken bir vurl fırtınasında kızağımdan düşüp dişlerimden birini kırdım.
Quand j'étais jeune, je me suis abîmé une dent dans un accident de fusée-luge.
Kızak çıngırağı mı?
Ce sont des grelots de luge?
Bu kızak kazasının neden olduğu, dizin arkasındaki çıkığı açıkça görebiliyorsunuz.
C'est une luxation postérieure du genou... causée par un accident de luge.
Ağabeyinin kızağında ne işi varsa.
Il n'aurait pas dû prendre la luge de son frère.
Kızak almak iyi bir seçimdi.
La luge, c'est plus original.
Yazları Rangoon da, Kızak dersleri..
L'été à Rangoon, les leçons de luge.
- Hey, beyler, nereye gidiyorsunuz?
- Vous faites quoi? - De la luge!
Bir de bayıldığım "Luge" ( kızak ) var.
L'autre discipline que j'adore, c'est la luge.
'Luge'insanların iradeleri dışında yarıştırıldıkları tek spor dalı
C'est le seul sport où l'on pourrait faire concourir des gens contre leur gré.
"Artık'luge'dasın dostum."
"T'es sur la luge, mon pote."
Bu sporu seneye şöyle görmek isterim :
Créons un nouveau sport : "La luge involontaire".
Dağın zirvesinde nasıl oldu da kızak bula -
Comment as-tu pu trouver une luge au sommet de...
Buldum, gidip kızakla kayalım!
- Faisons de la luge.
Koca götün kızakta değil.
Ouais, ton gros cul est pas sur la luge.
Kızak.
Oui, après la luge.
Yarım sörf tahtasıyla Everest tepesinden aşağı indim. Niagara şelalesine tırmandım. Ve geçen ay Muhammed Ali'yi nakavt ettim.
J'ai descendu l'Everest en luge, escaladé les chutes du Niagara, et le mois dernier, j'ai mis K-O Muhammad Ali.
Tamam. Kızağı getirin.
Kenny, apporte la luge.
Kızak bu.
C'est une luge.
Kızak kayarken çarpmış.
Accident de luge. La mère arrive.
Kızağın üstünde uyudum.
Non... j'ai dormi dans la luge!
- Yuvarlak kızak mı?
Une luge?
Kızağı doğum günümde alıyorum galiba?
Je suppose que j'aurai ma luge pour mon anniversaire?
Kötü niyetli motorlu bir kızak bana saldırdı.
J'ai été attaqué par une luge à moteur.
Yerliler onu iğrenç kar arabası olarak bilir.
Les indigènes l'appelaient l'abominable luge des neiges.
"Doctor Go-Fast" tasarımı profesyonel bir sokak kaykayı.
Une luge de rue Dr GoFast.
Keske bir kizagimiz olsaydi!
Si seulement on avait une luge!
Kizagimi da getirin.
Et rapportez-moi ma luge.
Amerika'da kışın donmuş gölde buz pateni yapma resmini çizdiler, köy yolunda kızak kullanmanın, yeni yağan karın yumuşak beyaz kristallerinin.
Patin à glace sur un lac, promenades en luge sur les routes de campagne, les cristaux blancs de la neige fraîche.
Selam, harika bir fikrim var! Haydi öğlen yemeklerimizi paketleyip, kızak kaymaya gidelim.
J'ai une super idée, on va tous aller faire de la luge!
Sanırım kızaklar tehlikeli.
La luge, c'est dangereux.
Unutma, sadece tutun. Kızak ne kadar giderse gitsin bırakma.
Accroche-toi, même si la luge glisse très longtemps.
Bilmiyorum anne. En son gördüğümde kızaktaydı.
Il fait de la luge.
Kızağın bir otobüse dolandı. Otobüs mü?
Un bus a embarqué ma luge.
- Juneau'dan buraya kızakla geldi.
Elle est venue de Juno en luge.
- İşe kızakla mı geldiniz Dr. Greene?
- Vous êtes venu en luge?
"'Luge'a binmek istemiyorum. "
Non, pas la luge! "