Malek перевод на французский
154 параллельный перевод
İmam Malik, Rasulullah'ın kabrini işaret ederek diyor ki :
L'imam Malek a dit, en désignant le tombeau du Prophète :
- Melek Hanım'dan mı bahsediyorsun?
- Tu parles de Mme Malek?
- Melek Hanım mı?
- Mme Malek?
- Melek Hanım mı?
- Ah, Mme Malek?
Melek Hanım'ın iyileşmesini istiyorum.
Que Mme Malek retrouve sa santé.
Malek öldürme işini yapacak.
Malek s'en charge.
Ve Malek'i öldürmek büyük bir ihanet olurdu.
En tuant Malek, je trahissais Cole.
Evet ama arkadaşın Malek geri gelecek.
Mais ton ami Malek va revenir.
Dinle, Malek'in bu kadar insan önünde saldıracağını sanmıyorum.
Malek ne va pas se manifester devant tous ces gens.
Malek bana ne yaptığını söyledi.
Malek m'a tout dit.
Malek kayıp.
Malek a disparu.
O zaman Malek'i kim öldürdü?
Qui a tué Malek?
Albay O'Neill, bu Malek, boşalttığımız Tok'ra üssünün komutanı.
Colonel O'Neill, voici Malek, commandant de la base des Tok'ras.
Malek.
Malek!
- Malek, ne durumdayız?
- Malek, on en est où?
- Malek, hangi değeri okuyor?
- Malek, on en est où?
Sorun, bunları Malek ve Kelma'ya söyleyecek miyiz?
Le tout est de savoir si on le dit à Malek et Kelmaa.
- Malek ve Kelma ortakyaşamın genetik yapısındaki farklı özelliği tespit konusunda sorun yaşıyorlar.
Malek et Kelmaa essaient de la trouver dans les gènes des symbiotes.
- Kalk, Malek.
- Levez-vous, Malek.
Kelmaa'nın benim durumumla ilgili değerlendirmesi doğruydu, Malek.
Kelmaa avait raison sur ma santé.
Malek çok yakında bir antidot prototipini elde edeceğini söyledi.
Malek pense qu'il aura bientôt l'antidote.
Zaten asıl bu yüzden Malek'in sarayına gideceğiz.
C'est pourquoi nous partons vers la voûte de Malek.
Malek bir görüş havuzu inşa etmişti.
Malek bâtit un étang de vision.
Malek'in sarayını pek çok maceracı aradı. Hiçbiri geri dönmedi.
Aucun aventurier n'est revenu de la voûte de Malek.
Kurtl cinlerinin Malek konusunda ne bildiklerini düşünüyorsun?
Que croyez-vous que les goblins savent de Malek?
Birlikte Malek'in görüş havuzu yapmasına yardım ettiler.
Ils aidèrent Malek pour l'étang de vision.
Malek havuzu, düğün hazırlığındaki bakireleri bulmak için kullanırdı.
Il utilisait l'étang pour trouver de jeunes vierges.
- Öyleyse Malek'in nasıl öldüğünü de bilirsin.
- Tu sais comment il mourut.
- Yaklaşık yüz yıl önce yakalandı. Asıldı, çekildi ve parçalandı.
- Il y a 100 ans, Malek fut pris, pendu, noyé et écartelé.
Bundan haberi olmayan Malek havuzu kullandığında aslında sahte bir görüntü görüyor olabilirdi.
A son insu, Malek pouvait à chaque fois obtenir une vision imparfaite.
Yüz yıl kadar önce Malek kendini bir duvarın içine gönderdi.
Il y a 100 ans, Malek s'est téléporté dans un mur.
Malek'in sarayıyla ilgili bir ipucu varsa burada olmalı.
S'il y a des indices sur la voûte, ils seront là.
Malek'in sarayının haritası.
La carte de la voûte de Malek.
Malek'in sarayına vardıktan sonra geri dönüş olmayacak.
Il n'y aura pas de repli une fois dans la voûte.
Malek.
Malek. "
Anlaşılan Malek şakacı bir adammış.
Malek avait le sens de l'humour.
Malek'in karısı ya da çocuğu var mıydı?
Malek avait-il une femme ou des enfants?
Dur, Malek'in adı nasıl yazılıyordu?
Comment épelez-vous "Malek"?
Nasim Malik, hali hazırda suçlama olmaksızın tuttuğumuz bir terör şüphelisi.
Nazim Malek est l'un de ces suspects qu'on détenait sans inculpation.
Nazim Malek, hali hazırdan suçlama olmaksızın tuttuğumuz anahtar terör şüphelilerinden biri.
Nazim Malek est un des suspects qu'on détenait sans inculpation.
E - posta Malek'in Londra'da gerçekleşecek başka bir saldırıyı koordine ettiği bilgisini içeriyor.
L'email indique que Malek coordonnerait une autre attaque à Londres.
Nasıl oluyor da Male hapishanedeyken bir operasyona dahil olabiliyor?
Comment Malek pourrait-il opérer depuis la prison?
Fakat öyle görünüyor ki 2003'teki operasyonu yeniden canlandırıyor olabilir.
Il semblerait que Malek fasse revivre l'opération de 2003.
Malek'in Liberasyon'daki avukatı, onun salıverilmesi üzerinden politik sermaye elde etmeye çalışıyor.
Les avocats de Malek tentent de faire fructifier sa libération.
Malek'i hapiste tutmak uluslar arası kanunu ve İnsan Hakları Bildirgesi'ni ihlal etmek demekti.
Maintenir Malek en détention était contraire au droit international.
Malek'in salıverilmesiyle, biz savaşabiliriz.
Avec la libération de Malek, c'est possible.
Malek'in halden anlayan muhabirlerle görüşme yapmasını ayarlayabilirim.
Je peux obtenir des interviews, mettre sur pied...
- Nazim'i dahil edemem.
Je ne veux pas impliquer Malek.
Malek?
Malek?
- Malek.
- Malek.
- Malek serbest bırakıldı.
- Malek a été libéré.