Matan перевод на французский
40 параллельный перевод
Eşim ve iki kızımla birlikte... bir Filistin köyünün ötesindeki... güvenlik hattının yakınında yaşıyorum. Matan ve Habla bir duvarla ayrılıyor.
J'habite avec ma femme et mes deux filles à Matan, sur la ligne de couture, près d'un village palestinien.
Matan, hatırladın mı?
Matan, vous vous souvenez?
İyi deneme, Matan.
Bien essayé, Matan.
Polisin delil kararttığını ima ediyor. Kapa çeneni, Matan!
Elle induit une corruption de la police.
Haklı mı?
Taisez-vous, Matan! A-t-elle raison?
- Hayır, Matan'nin.
- Cary?
Alicia yeni bir avukat ve savcılık bürosu o etraftayken doğru düzgün düşünemiyor.
- Non, Matan. C'est une associée junior, et le bureau du procureur ne sait pas comment agir avec elle.
- Sayı Hâkim. - Kapa çeneni Matan.
Taisez-vous, Matan.
Sayın Hâkim, eyalet savcılık bürosundan Matan Brody.
Votre Honneur, Matan Brody du bureau du procureur.
Matan'ın gidişini görmek için.
{ \ pos ( 192,240 ) } Pour voir partir Matan?
Ancak Matan ifade verdiğinde anlarız.
On en saura plus quand Matan témoignera.
- Matan, kendini savunanın davası ne durumda?
Matan, quoi de neuf au pro se?
Matan sana davayı anlatır, tamam mı?
{ \ pos ( 192,220 ) } - Matan va vous mettre au courant.
Matan üzerinden seni terfi ettirdi.
Tu es promu à la place de Matan.
Savcı Yardımcısı Matan Brody ve Savcı Vekili Cary Agos tarafından.
Matan Brody et Cary Agos
Matan Brody hazırdı. Ben hazırdım.
Matan Brody l'était, moi aussi.
Bunu sen de biliyorsun Matan.
Vous le savez, Matan.
Ne var ne yok Matan?
Qu'est-ce qu'il se passe, Matan?
Şey, Matan yeni avukatlara karşı sert olabiliyor.
Matan peut être dur avec les nouveaux.
Matan kullanabileceği bir açık olduğunu düşünüyor.
Matan pense avoir trouvé une faille à exploiter.
Matan 6 yıl önce kaybettin.
Tu as perdu il y a 6 ans.
Matan elinde ne var?
Qu'avez-vous Matan?
Matan, eğer mahkemeye gidersek tanığınızı çağırabilirsiniz ve Bayan Florrick de. İki kez olduğu gibi sanığı suçlayabilirsiniz - Sayın Yargıç,
Matan, je vous invite à appeler votre témoin à témoigner si nous allons au procès, et, Mme Florrick, je vous invite à douter de lui, comme vous l'avez déjà fait.
- Bırak söylesin Matan.
- Laissez Matan.
Matan bu yüzden 2009daki duruşmada Evan'ı kürsüye çıkarmadı.
Ça explique pourquoi Matan n'a pas laissé Evan témoigner en 2009.
Matan sizde istediğiniz gibi tirazınızı yaptınız.
Matan, vous avez fait part de votre dégoût, ce qui est ce vous vouliez.
Teşekkürler Matan Haklı olabilirsin ancak müfettişinize ne kadar güvenebileceğimden emin değilim
- Nous n'en savons rien. Merci Matan. Vous avez peut-être raison mais je ne fais pas confiance à votre inspecteur
- Matan, yeter.
- ou envoyés en prison.
- Hayır, Matan.
- Non, Matan.
- Lyndquist? - Peki, Matan,
Lyndquist?
- Kahretsin Matan!
- Bon sang, Matan!
Lanet olsun Matan, eğer senin uyuşturucuda bir parmağın yoksa?
Bon sang, Matan, si vous n'avez pas le dossier sur le DUI...
Erkek, 118 numara.
- Détenu numéro 118. - Matan...
Anlaşmayı yumuşat, Matan.
Revoyez votre demande, Matan.
Çok acele ediyorsun Matan.
Vous allez vite en besogne, Matan.
- Yargıç! - Kendine sakla Matan.
- Monsieur le juge!
- Davayı Matan yönetmişti.
Matan a plaidé.
- Bayan 62.
J'ai besoin de 30 secondes avec Matan.
- Bu konuda Matan'la 30 saniye konuşmam gerek. - 20 saniyeniz var.
Vous en avez 20.
- Bu doğru değil Matan.
- C'est faux.