Mei перевод на французский
694 параллельный перевод
Oh, Mei Loo, seni ancak tanıdım.
Je vous reconnais à peine.
Elimizden geleni yapacağız, Mei Loo.
Nous ferons notre possible.
Sydney, Mei-Lei ona göz kulak olsun.
Que Mei Li le surveille.
Mei-Lei, Bay Goldfinger'a iyi olup olmadığını sorar mısın?
Pouvez-vous entrer en contact avec M. Goldfinger?
Gidip Mei-niang'ge haber ver
Allons vite prévenir Mei-niang.
Mei-niang, Üstad Xiao burada
Mei-niang! Maître Xiao est là.
Mei-niang adında bir kızla takılır hep Xiao ona hep tatlım der Xiao'nın çok romantik olduğunu söylenir
Dans la Maison du Printemps, la jeune Mei-niang a un client qui porte ce nom, un jeune homme galant et distingué.
Hanginiz Mei-niang?
Qui est Mei-niang?
Yan odaya geç, Mei-niang
Mei-niang, va derrière.
Beni ne kadar sevdiğini bilmeme rağmen
Mei-niang, tu me traites dix fois mieux qu'elle.
Evi Mei-niang'a bırakıyorum...
Je laisse la maison à Mei-niang, je ne reviendrai plus ici.
Bu karım, Yumay ve bu da oğlum, Shaolong.
Voici ma femme, Yu-mei. Et mon fils, Xiao-rong.
Wen Ching, Shu Mei, Huei Ping, Li Ji...
Wen-qing, Shu-mei, Hui-ping, Li-zhi... Vite, aidez-moi!
Çok tatlı bir genç bayan olmuşsun.
Oncle, prends du thé. Chiao-mei, tu as grandi.
Chiao Mei, git ve biraz yemek ve şarap al.
J'ai déjà parlé au directeur. Demain, on ira le voir.
Chiao Mei, burada kal.
Chiao-mei, tu restes ici. Ne sors pas.
Chiao Mei!
Chiao-mei!
Adı Mei Ling.
Elle s'appelle Mei Ling.
Mei Ling.
Mei Ling.
Hiç duymadınız mı? ... benim bir huyum vardır.
Vous ne savez pas que le médecin Mei Er, c'est-à-dire moi, a ses habitudes?
Mei Bey, üstadı iyileştireceğinizi söylediniz
Dr Mei. Vous devez soignez mon maître.
Onu ne zaman tedavi ettiğimi bilseydin Bana da Mei Er demezlerdi...
Si je vous disais où j'ai mis l'antidote, je ne serais pas Mei Er.
Onu hemen tedavi edebilir miydiniz?
Dr Mei peut-il le soigner?
Mei Er den senin için biraz ilaç getirdim
Je t'apporte le médicament préparé par Mei Er.
Henüz Şimdi haber aldık Üstad Xinmei yakında varacak.
Le maître Xin-mei va bientôt arriver.
Buraya üstad Xinmei den önce gelip Li Xunhuan'ı öldürürse Şaolin tapınağına ne deriz sonra?
S'il devance maître Xin-mei et tue le lettré Li, que dira-t-on au Vénérable?
Üstad Xinmei... bu gece varacakmış.
Maître Xin-mei arrive ce soir.
Üstad Xinmei
Maître Xin-mei.
Sizce... Üstad Xinmei'ye ben mi zarar verdim?
Vous me soupçonnez d'avoir blessé maître Xin-mei?
Üstad Xinmei'nin kendisi
Maître Xin-mei lui-même.
Biz yemekteyken Üstad Xinmei'yi öldürdün ve şimdi inkar mı ediyorsun?
Pendant le dîner, tu as tué maître Xin-mei. Ne fais pas l'innocent!
Neler oluyor?
Pourquoi a-t-on tué maître Xin-mei?
Yazıtı çalan hakkında, Üstad Xinmei ;.. Şüphelinin isminin defterinin son sayfasında..
En chemin, maître Xin-mei m'a dit qu'il soupçonnait déjà quelqu'un.
Üstad Xinmei'nin öldürüldüğünü duydum
On dit que maître Xin-mei a été assassiné.
Çünkü üstad Xinmei bana yazıt hırsızlarının sizler olduğunu söyledi
En chemin, le maître Xin-mei m'a confié que le voleur était parmi vous.
Üstad Xinmei bana, yazıtları çalanın... içerden birisi olabileceğini söylemişti
Le maître Xin-mei pensait depuis longtemps que le voleur était un moine.
Üstad Xinmei'ye yazıt hırsızını... yakalayacağıma söz verdim
J'ai promis à maître Xin-mei d'arrêter le voleur de livres.
Bak...
- La taoïste Ku-mei. - Tu en es sûr?
Yanlış görmüş olabilir misin? Hayır, olmam.
Ku-mei s'est retirée du monde.
Kendi kimliğini hatırlayamayan... beyaz giysili usta bir dövüşçü ve... gizemli beyaz saçlı bir oğlan!
l'homme au visage jeune et aux cheveux blancs, et pour couronner le tout, le retour de Ku-mei et sa disparition.
Dövüş dünyasında bişeyler dönüyor olmalı.
Au secours! Wu-mei, ça va aller.
Wumin, N'apıyorsun?
Wu-mei, qu'as-tu fait?
Dövüşte ve ayrıca bilimde yetenekli. ve cömert bir karakteri var. Dövüş dünyası derki...
N'est-ce pas à cause de lui que la taoïste Ku-mei, après lui avoir donné deux fils, s'est retirée du monde?
Kalp durdurma darbesi! Doğru, Usta ölmeden önce hepsini öldürdü. Kim bu kızlar?
Pour envoyer des tueurs contre la taoïste Ku-mei, le commanditaire doit être quelqu'un de très puissant.
Ama sen 3 kuşaktır gelen tek oğulsun burada ölemezsin.
Rentrons! Wu-mei.
Sen de kimsin?
TaoÏste Ku-mei.
Suiyun, Hayatıma kastedeni biliyor musun? Suiyun
Taoïste Ku-mei, je vous croyais morte.
Yarın müdürle konuşacağım.
Chiao-mei, ne pleure pas.
tanıştığımıza memnun oldum.
Mon épouse, Liu Wu-mei.
Yemek hazır.
La taoïste Ku-mei. C'est étrange.
Hadi, gelebilirsiniz.
Wu-mei.