Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ M ] / Mettre

Mettre перевод на французский

55,397 параллельный перевод
Kapıyı yok edelim, esir halkımızı kurtaralım ve tehlikeyi hemen ortadan kaldıralım.
Détruire la porte, libérer les nôtres, et mettre fin à cette menace immédiate.
Ben daha rahat bir seyler giyeyim.
Je vais mettre une tenue plus confortable.
Onları güvence altına almanız gerekir.
Vous pourriez les mettre en sûreté.
Paltonu bırakabilirsin.
Tu peux mettre ton manteau au vestiaire.
Bunu harekete geçirmek için kim bu tür bir güce sahip?
Qui a le pouvoir de mettre ça en branle?
Deodorant kullanmayı mı unuttun?
Tu as oublié de mettre du désodorisant?
Başta nereye oturacağını bilemedi ve şey gibiydi...
Au début, il savait pas où se mettre, et c'était...
Sonunda futbol topunu eline geçirmek için öyle heyecanlıydın ki orta sahada olduğumuzu unuttun ve sonra o koca götlü linebacker...
T'étais tellement content de mettre la main sur un ballon que t'as oublié qu'on était en milieu de terrain, puis le... Puis le... le gros linebacker...
Leroy ellerini kullanmayı biliyordu.
Il savait où mettre les mains.
Renzo, 200 dolar versem Teddy'nin odasına bir fahişe yollar mısın?
Renzo, je te donne 200 $, trouve-moi une pute à mettre dans sa chambre.
Dur biraz. Baban neden bunu takmana engel olmadı?
Pourquoi ton père ne t'a pas empêché de le mettre?
Bölgede olan her polis onu arayacak, Karla.
Tous les policiers de Parish vons se mettre à sa recherche.
- Hayır, onu okulda giyemezsin.
Oh, non, tu ne vas pas mettre ça à l'école.
- Acaba onlarla...
- Pour voir si je peux les mettre sans...
O zaman başlasak iyi olacak.
Il vaut mieux s'y mettre alors.
Arka koltuğa koyuyorum, tamam mı?
Je vais le mettre sur le siège arrière.
Onu arabaya ben taşıdım.
J'ai dû le mettre dans la voiture.
Silahın yoksa, boğazına dayadığın bıçağı nereden buldun?
Où as-tu trouvé le couteau à lui mettre sous la gorge?
Ne istiyorum sanıyorsun?
Où tu crois te mettre?
Bu noktada Bedivere, çok sinirleneceksin ve şöyle bir şeyler söyleyeceksin.
A ce moment, Bedivere, vous allez vous mettre en colère. Vous allez me dire :
- Üstüne buz koysan iyi olur. - Evet.
- Tu devrais mettre de la glace là-dessus.
Pişmekte olan yeni bir pastamız var.
On a une nouvelle casserole à mettre au feu.
4 saat içinde kokaini ele geçirmezsek, tatilini kısa kesip eve dönüyormuş.
Si on n'a pas la coke d'ici quatre heures, il va mettre fin à ses vacances et rentrer.
Cesetlerden aldığınız kanıtlarla dolu bir çantayla evime geldin. Cesetleri bulmuşsunuz ve üstüme mi yıkmaya çalışıyorsun?
Tu viens chez moi avec un sac de preuves, preuves que t'as trouvées sur les corps, parce que tu y avais accès, et tu veux me mettre ça sur le dos?
Evleri bu tarafa kurarız. Kurumsal binaları nehrin ötesine kurarız.
On pourrait mettre les maisons là-bas, le complexe municipal près de la rivière.
- Tennessee durman gerek.
Tennessee, tu dois mettre fin à ça.
Sizi Gargamel konusunda uyarmaya geldim.
On est venu vous mettre en garde contre Gargamel.
Sizi korkunç büyücü Gargamel konusunda uyarmaya geldik.
On est venu pour vous mettre en garde contre le sorcier maléfique, Gargamel.
Hayvan severlerin peşine düşmesini istemezsin.
Tu ne voudrais pas te mettre la S.P.A. sur le dos.
O öldü ve ben tüm riski üzerime alıyorum o yüzden bu işi yapıyor muyuz yoksa biraz araya mı ihtiyacınız var?
Il est mort, et j'accepte les risques. On peut s'y mettre, ou il faut vous mettre au coin?
Bizi doğru yöne sevk edeceğine eminim.
Je sais que tu peux nous mettre sur la bonne voie.
Kendinize özel bir plan yapmalısınız.
Vous devez mettre au point un plan adapté à vous.
Genç bir kızla bir adam arıyor olacaklar.
Ils vont se mettre à la recherche d'une jeune fille et d'un homme.
Profilini güncellemeyi seç.
Choisis de mettre à jour ton profil.
Twitter'a koyarım.
Je vais le mettre sur Twitter.
Hemen kaçmamız lazım!
On doit se mettre à l'abri!
Bunu bulabileceğin bir yere koymak isteyebilirsin.
Tu devrais mettre ça quelque part où tu peux la trouver.
O botta asla ayağa kalkmamalıydım.
Je n'aurais jamais dû me mettre debout sur ce canot.
Mutlaka bana bir sıfat takmak gerekiyorsa, evet, ben bir şairim.
Oui, je suis un poète, si vous voulez me mettre une étiquette.
İki yıl önce daha kuvvetli bir yapıştırıcı kullanılması için uğraştım.
J'ai plaidé pour mettre de la colle plus forte il y a deux ans.
Güzel. Romantik bir karta 25 sentler koymak istiyorsun.
Mettre des pièces dans une carte romantique?
Gazozla sulayabilirim onları.
Je peux les mettre dans du soda.
- Nereye koyacağımı biliyorum.
- Je sais où la mettre!
Ama benim yeni bir yöntemim var. Yine de birinin bize nereye gideceğimizi göstermesi gerek.
J'ai de nouveaux outils à mettre en oeuvre, mais j'ai besoin de quelqu'un qui nous montrera le chemin.
Öyle böyle değil.
Il veut se mettre à son compte.
Ruhu, Hasmukh Bhai'yi serbest bırak dese bile yazılı olarak tebliğ edeceğim.
Mon père s'appelait Ambalal. Si son fantôme me disait de libérer Hasmukh-bhai, je lui demanderai de le mettre par écrit.
Bakalım bu geçit törenini durdurabilecek kadar adam mı!
Il faudrait être un homme pour se mettre sur le chemin de Pasha-Bhai! Qui en aura le courage? - Qui en aura le courage?
Ben biraz değiştim, Bay Majmurdar.
Vous ne pouvez plus me mettre sur écoute.
Aradığın şeyi yazılı olarak veremem Majmudar.
Je ne peux pas vous mettre ça par écrit, Majmudar
Şunları yere bırakacağım.
Il va juste mettre ça.
- Hazır mısınız? - Evet, hazırız!
Il faudrait être un homme pour oser se mettre sur notre chemin!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]