Moda перевод на французский
3,760 параллельный перевод
Ölü bir adamın parmak izleri nasıl oluyor da moda editörünün düğmelerinde çıkıyor.
Donc, comment les empreintes d'un macabé ont fini sur les boutons d'une éditrice?
O işi hak ettiğini düşünüyordu ama üzgünüm Ashley moda editörüydü.
Elle pensait mériter le boulot mais je suis désolée, Ashley était la rédactrice de mode.
Ashley moda editörüydü.
Ashley était une rédactrice de mode
Eski moda ama işe yarıyor.
C'est vieux jeu, mais efficace.
Sana Justin Bieber biletlerini aldık, Dolayısıyla elde edebileceğin sadece ucuz, eski moda sürprizsiz bir parti.
Donc tu auras une bonne vieille fête prévue pas chère.
Şimdi moda buydu, değil mi?
C'est une tendance actuelle. J'ai raison?
Tahmin ediyorum ki geldiği yer Amiens'teki moda defilesi.
Je crois que c'est l'un des magasins les plus à la mode à Amiens.
Bana hergün enfes eski moda sığır kıyması, Amerikan peyniri ve aysberg marulu verin yeter.
Un bon vieux steak haché, du cheddar et de la laitue, ça me va.
Ayrıca arayanların hangisi eski moda şeyleri seviyor hangisi bebek bezi bağlayıp şaplak yemekten hoşlanıyor, asla bilemiyorsun.
Et on ne peut jamais savoir dont les visiteurs seront des romantiques à l'ancienne ceux qui aimeront porter des couches et recevoir la fessée.
Moda okulu için para biriktiriyorum.
J'économise pour l'école de stylisme.
- Yeni moda bu.
- C'est le look.
Durov'a orada moda sektöründe birlikte çalıştığımızı ve birkaç günlüğüne kalacak yer aradığımı söyle.
On va dire à Durov que nous avons travaillé dans la mode ensemble et que j'ai besoin d'un endroit où rester quelques jours.
Bunlar son moda laboratuvar ekipmanı.
C'est la pointe de l'équipement scientifique haute technologie.
Şimdi moda bu Ron.
C'est la mode.
" Moda sektöründe mi çalışıyorsun? Ben de müzikte.
" toi, c'est la mode, moi, la musique.
Yeni "moda."
C'est le nouveau "super"
Ayrıca tüm düğün boyunca moda gösterisi sunarak, bütün konukların dikkatini toplayacak.
Et elle pourait faire un défilé de mode qui accompagne le public jusqu'au bout de la nuit de noces.
Moda hayalimi ona çalışmak için adadım Gray Chandler Murray.
J'ai atteint mon rêve dans la mode en travaillant pour elle, Gray Chandler Murray.
Ve şimdi, lisede ve moda dünyasındaki işlerim arasında mekik dokuyorum.
Maintenant je jongle entre deux vies secrètes, une au lycée et une autre dans la haute couture.
Küçücük bir moda takıntım olabilir.
J'ai une petite obsession avec le vintage.
Sonra beni moda polisi aracılığıyla mahvetmeyeceksin değil mi?
Tu ne vas pas me casser, plus tard dans la Fashion Police?
Moda anlayışına hitap etmediğim için üzgünüm. Mr.Blackwell
Désolé de ne pas avoir ta classe, M. Blackwell.
Afedersin. Kulübem son moda işlerin için yeteri kadar süslü değil mi?
Désolée, ma hutte n'est pas assez chic pour votre petite sauterie?
En moda yerlerden.
Un de ces endroits haut-de-gamme.
Hayatımdaki moda hayalimi ona çalışmak için adadım.
J'ai atteint le travail de mes rêves dans la mode en travaillant pour elle,
Ve şimdi, lise ve moda dünyasındaki işlerim arasında mekik dokuyorum.
Maintenant, je jongle entre deux vies secrètes, une au lycée et une dans la haute couture.
Eminim ki moda dünyasındaki herkes bunu duymuştur.
Je suis sûre que tout le monde de la mode est au courant maintenant.
Sen bir moda harikasısın.
Tu es un prodigue de la mode.
Şu aralar moda galiba.
Je pense que c'est branché maintenant.
Paris'te son moda bu mu?
Est-ce la dernière mode de Paris?
Şimdi de kızgın moda geçtin. Vay canına.
Maintenant t'es en colère.
Hayatımın moda hayalini ona çalışmak için adadım.
j'ai atteint le job de mes rêves en travaillant pour elle,
Ve şimdi, lise ve moda dünyasındaki işlerim arasında mekik dokuyorum.
Maintenant je jongle entre deux vies secrètes, Une au lycée, et une en haute couture
Marie Claire'de moda müdürü.
Directrice de mode à Marie Claire. Oui.
- Nesin sen, moda eleştirmeni mi?
Qu'est-ce que t'es, un critique de mode?
Ona göre moda bir normal ayakkabı bir de kullanışsız ayakkabı giymek.
Son opinion sur la mode est de porter une chaussure normale et une plus grosse
Hayatımdaki moda hayalimi ona çalışmak için adadım Gray Chandler Murray.
J'ai le travail de mes rêves dans la mode et je travaille pour elle, Gray Chandler Murray.
Ve şimdi, lise ve moda dünyasındaki işlerim arasında mekik dokuyorum.
Maintenant, je jongle avec deux vies, une au lycée, et une en haute couture.
Kırmızı Halı Özeti'ne tekrardan hoş geldiniz. Şimdi, Halk Seçimiyle Belirlenen dün akşamki moda kazanan ve kaybedenlerini konuşmaya devam edeceğiz.
De retour dans Red Carpet Roundup pour continuer notre tour d'horizon des adeptes et des ratés de la mode aux People's Choice Awards.
Hollywood stüdyomuzdaki Paulita Maya ve diğer moda uzmanlarına dönüyoruz.
Retournons à notre studio de Hollywood, avec Paulita Maya et son équipe d'experts de la mode.
Ona karşı olan kanıtlar aslında eski moda stereotipten başka bir..... şey değildir.
Un meurtre, dans lequel la soi-disant preuve contre elle n'est rien d'autre que de vieux clichés.
Olayın ana kısmı, uçak seyir irtifasına ulaştığında Kanack Hibrit Motoru tam hibrit moda geçiyor.
Le truc, c'est qu'une fois que l'avion atteint son altitude de croisière, le moteur kanack passe en mode hybride complet
Beyninde, eski moda bir şehir var.
Tu as une vieille ville toute entière dans ta tête.
Clooney'in, Ocean's 13 galasında giydiği takım elbiseden giyiyorum. Moda o zaten.
Je porte un costume que Clooney a porté à la première d'Ocean's 13.
Biliyorum her zaman anlatırsın ama, Moda efsanesi sanmıştım.
T'en parlais tout le temps, mais je pensais que c'était une légende.
Hayatımdaki moda hayalimi ona çalışmak için adadım.
J'ai le travail de mes rêves dans la mode et je travaille pour elle,
Ve şimdi, lise ve moda dünyasındaki işlerim arasında mekik dokuyorum.
Maintenant je jongle avec deux vies secrètes, une au lycée et l'autre dans la haute couture.
Tanrım, şu an moda bunlar değildir umarım.
Mon Dieu, j'espère que ce n'est pas ce qui est à la mode en ce moment.
Böyle bi gözle, moda tasarımcısı olmayı düşünmelisin belkide.
[raclements de gorges ] Avec un œil comme le vôtre, vous auriez peut-être du penser [ gloussements] à la mode.
Moda dünyasına taşındığını söylemeyi unuttun.
Tu as oublié de prévenir Vanity fair. Que tu t'es déplacé
- Yeni moda seksiliğe dönüştürelim bunu.
- Rendons ça sexy à nouveau.