Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ M ] / Mımm

Mımm перевод на французский

1,436 параллельный перевод
Şey hissediyorum, mm... - Açım.
- faim?
Belki de milkshake'le durmam gerekirdi. Mm-hmm.
Mais j'aurais peut-être dû m'arrêter au milk-shake.
Hımm, daha büyük kurabiye lazım.
Faut plus de chocolat.
İhtiyacım olan her şeye sahiptim şeye kadar, mm...
J'avais tout ce dont j'avais besoin, jusqu'à...
Babası bana numarayı ve şifreyi verdi, ama, mm...
Son père m'a donné le numéro et le code, Mais, euh..
Mm. Buna hiçbir zaman alışamayacağım.
Je ne m'habituerais jamais à ça.
Gitmem lazım. Mm-hmm.
- Je dois y aller.
Bir daha öldürmeye çalışmalarından önce onu şehir dışına çıkarmalıyım, yani...
- Mm-hmm. Il faut que je le sorte de la ville, avant qu'ils ne tentent autre chose...
Maymun Kafalar mı dedin?
Vous avez dit les "Têtes de Singes"? Mm-hmm.
Bana danışmadan havuzu üç metre kaydırmaya karar vermişler. Çünkü kazı ekibinin malzemeleri için daha fazla yer lazımmış.
Sans me consulter, ils ont décidé de bouger la piscine de 3 m pour pouvoir entreposer tout leur matériel.
Şu nişancı kadının O'nunla bir bağlantısı var mı? Öldüğü alanda araştırma yapmıştık.
La femme qui a tiré avait un quelconque lien avec lui? Mm... elle travaillait à l'endroit où il est mort.
Her anımı son anımmış gibi yaşamak istiyorum.
Je veux vivre comme si chaque instant était le dernier.
Demek istediğim, neden bana yardımmışım gibi davranıyorsun?
Pourquoi tu me traites comme une employée?
Hımm... B-Bana mı veriyorsun?
Tu me le donnes?
Hımm, işlerin yoluna koymak istediğinde de yardımına koşuyor demek,
On s'est vite compris!
- Hey, orada mısın?
- Hey, t'es là? Mm-hmm.
Belki de şaraplarımızı kutulara koymalıyız... böylece şişelerden kar ederiz.
Mm, on devrait peut-être mettre notre vin dans des boîtes, économiser de l'argent sur les bouteilles?
Sakın söyleme.
mm, m'en parle pas.
- Mm-hmm?
Merci de m'avoir soutenu.
Limonlu pasta mı alıyorsun?
- Tu prends une barre de citron? - Mm-hm.
"Las Vegas Evsizlere Yardım Merkezi".
Mm. "association des logements des sans-abri de Las Vegas."
Aman Allah'ım, durdurun şunu, aman Allah'ımm!
Oh mon Dieu! Oh mon Dieu!
Hımm, bakalım.
Voyons voir.
Yumuşacık dudakların hastasıyım.
Mm, j'adore les lèvres pulpeuses.
Ve bana öylece 1 milyon dolar mı verecek?
- Mm-hmm. Et il va me donner 1 million de dollars?
Vietnamlılara yel değirmeni mi lazımmış? N.A.R.M...
Quels rapports avec des moulins?
Avlanalım o zaman.
- Mm-hmm. - Alors chassons.
Ben olsaydım o kaseyi avuç avuç kucaklardım. Malımmış gibi kavrardım.
Si j'étais à ta place, j'attraperais ce cul comme s'il m'appartenait.
Babam öldükten sonra, 12 mm silahı bana kaldı.
Mon grand-père m'a laissé son calibre 12 en mourant.
- Bu kadar mı? - Mm-hmm.
C'est ici?
Söylemeye çalıştığım şey, mm...
Ce que je voulais te dire c'est...
Ama gerçekten, mutfakta öylece tek başına karanlıkta otururken arkadaşımmış gibi sigaraya sığındığımı düşünürsek...
Rien que de m'imaginer assise seule dans la cuisine, dans le noir... tirant sur ma cigarette solitaire...
Kötü adamlardan bir adım önde olmak için yeni bir yüz lazımmış.
Il m'a dit qu'il avait besoin d'un visage neuf pour les vilains.
Öbür kredici adam mı?
- L'autre type de la banque? - Mm-hmm.
Hımm anladım Bunun hakkında hiç böyle düşünmemiştim
Moi, je n'aurais pas à y penser.
Gerçek kardeşlerimin burada sizler olduğunu anladım. Mm-hm.
Les seuls frères que je n'ai jamais eus sont ici même.
Hımm, bu pis kokuşmuş şehiri sevdiğimden veya hayatımı aydınlattğı için değil
II est là!
- Bekle, burada mı? - Mm-hmm.
Attends, elle est là?
Lütfen dikkat, sayın yolcularımız, ben kaptanınız Scott.
Mmes et MM., ici le commandant Scott.
Onunla dün otelde karşılaştım O beni aldı - büyük bir araziye götürdü. - Mm-hmm.
- Elle m'a rencontré à l'hôtel hier et là, elle m'a emmené dans une méchante propriété!
Ardından 9 mm'lik otomatik bir silahla adamı mıhlamışlar.
Et il a été plombé au 9mm automatique.
Fişek de lâzım mı? - Evet, 8.4 mm'lik olsun.
Il vous faut des cartouches?
İzin falan almak lazımmış. Burada olmak için devletten izin alıyorsun, ben almamıştım.
Ça prend un permis, un papier du gouvernement, pour être ici, et je n'en ai pas.
Mm-hmm, dökülen bir kahveyi temizlemesi için bir genç kadına yardım ettin.
Vous aidiez une jeune femme à nettoyer du café.
Peki, eğer danışmanım olursan, bankayı gezebilir miyiz?
Mm-hmm. Eh bien, si vous faites mon mentor, pourrais-je obtenir une visite?
Nate ile ikinci randevuyu bu sayede koparttım.
Mm, c'est ce que J'ai fait avec Nate, et j'ai eu une deuxième Date de sortie.
Dee bu gece biraz olsun uyumayı denesen olmaz mı?
Mm. Dee... ce soir... tu vas essayer et dormir un peu?
Nate ile ikinci randevuyu bu sayede koparttım.
Mm, c'est ce que j'ai fait avec Nate, et j'ai eu une deuxième date en dehors de ça.
Sorunuzu zaten cevapladım.
- J'ai déjà répondu à votre question. - Mm-mm.
Buraya mı?
Juste ici? Mm.
Tek başına mı?
- Tout seul? - Mm-hmm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]