Naboo перевод на французский
80 параллельный перевод
İstihbarata göre Naboo uydu gezegenlerindeki baharatçılar.
On soupçonne des mineurs d'épices, sur les lunes de Naboo.
Naboo'dan gelen Senatör.
La sénatrice de Naboo.
Anakin, Senatörü kendi gezegeni Naboo'ya geri götür.
Anakin... Raccompagne la sénatrice sur Naboo.
Naboo Senatörü ne olacak?
Et la sénatrice de Naboo?
Belki Naboo'da Anakin'e ulaşabiliriz.
Contacter Anakin sur Naboo, peut-être.
O Naboo'da değil Arfour.
Il n'est pas sur Naboo.
Naboo'da kal demiştim ona.
Je lui ai dit de rester sur Naboo.
Senatör Amidala'ya Naboo yolunda eşlik ediyor.
Il est parti pour Naboo raccompagner la sénatrice Amidala.
Eski Naboo Kraliçesi Senatör Amidala..... Galaktik Senatoya dönüyor. Bunalan Jedi'lara yardımcı olacak Cumhuriyet Ordusunun..... kurulması amacıyla yapılacak kritik oylamaya katılacak.
La sénatrice Amidala, ancienne reine de Naboo, revient au Sénat Galactique participer à un vote crucial sur la création d'une ARMÉE DE LA RÉPUBLIQUE pour aider les Jedi débordés
Bu kasetleri Naboo'dan aldım.
J'ai eu ces vidéos par Naboo.
- Gerginsin! Ve bugünkü maçın hakemi, Naboo.
Et l'arbitre aujourd'hui est Naboo, le chamane et vendeur de journaux.
Çocuğumuzu Naboo'da doğurmak istiyorum.
Je veux que notre bébé naisse sur Naboo.
Naboo'da yürürlüğe koyduğunuz yeni güvenlik tedbirlerini tartışıyordunuz.
Des nouvelles mesures de sécurité que vous avez instaurées sur Naboo.
Bir Naboo gemisine benziyor.
On dirait un vaisseau Naboo.
- Naboo Kruvazörü, kendinizi tanıtın.
- Vaisseau Naboo, identifiez-vous.
Naboo'ya yakın.
Près de Naboo.
Naboo ile iletişime geçtim.
J'ai contacté les Naboo.
- Naboo temsilcisi...
- En tant que représentant de Nab...
Naboo'daki dostların gibi olduklarını sanmıyorum.
Je doute qu'ils soient comme vos amis sur Naboo.
Naboo kırlarını düşün, orada âşık olmuştun.
Oh, rappelle-toi les champs de Naboo, où tu es tombé amoureux.
Öyleyse, beni arayın, Bob Goldstein, Naboo-5-SUE-JEDI.
Si c'est le cas, appelez-moi, Bob Goldstein, au Naboo-5-PROCES-JEDl.
Naboo'da yemek yedik ve hotele çekildik.
On a déjeuné chez Nobu, puis chambre d'hôtel.
Savaş Droidleri Naboo'da.
Des droïdes sur Naboo.
Naboo'da bir kez daha alarm verildi.
Naboo est de nouveau en alerte.
Yurtlarının tekrar istila edilmesi korkusuyla yüzleşen Senator Amidala ve Temsilci Binks... durumu değerlendirmek üzere Naboo'ya doğru hızla yol almaktalar.
Craignant que leur monde soit à nouveau envahi, la sénatrice Amidala et le représentant Binks arrivent sur Naboo pour évaluer la situation.
Maalesef, Düşmanla karşılaşan Naboo Güvenlik güçleri ilk önce ateş açmayı sonra bilgi almayı tercih eder.
Malheureusement, la garde Naboo qui les a trouvés a préféré tirer avant de récupérer les données.
- Naboo'daki görevinden dolayı.
- Pour votre mission sur Naboo.
Naboo bilemez.
Naboo ne doit pas savoir.
Naboo'da gizli bir laboratuvar mı var?
Un laboratoire secret sur Naboo?
Naboo'ya bir saldırı planlıyorlar, Tek açıklaması bu.
Ils comptent attaquer Naboo. C'est la seule explication.
Ben Naboo Senatörü Padme Amidala.
Padmé Amidala. Sénatrice de Naboo.
Eğer virüs serbest kalsaydı, Naboo'daki herkes şimdiye kadar ölmüş olurdu.
Si ce virus avait été répandu, tout le monde serait mort sur Naboo.
Evet, beni şimdi öldürün ve bu yaşlı kemikleri Mavi Gölge'nin kucağına bırakın, Çünkü tek bir droid....... o laboratuvardan dışarı çıktığında... tüm Naboo mahvolmuş demektir!
Oui, tuez-moi et épargnez à ces vieux os l'étreinte mortelle du Sombre-Bleu, car quand le premier droïde sortira de ce laboratoire, la planète Naboo sera condamnée!
Naboo bir kirlenmeye karşı güven altında.
Naboo sera épargnée par la contamination.
Naboo güvende.
Naboo sera épargnée.
R2, Naboo'ya bir rota ayarla.
R2, calcule un cap pour Naboo.
Naboo.
Naboo.
Gitmen gerekiyor Naboo'ya.
Sur Naboo, tu dois aller.
Kayıtlar Naboo'ya inmeden önce silinmiş.
Il l'a effacé avant d'arriver sur Naboo.
Glee Anselm, Rodia, Mustafar, - Naboo.
Glee Anselm, Rodia, Mustafar,
- Durun.
- Naboo. - Attendez. Mustafar?
Naboo Büyükelçisi bana bir tarif verdi.
L'ambassadeur de Naboo m'a donné quelque chose.
Naboo'daki yetkililerle temasa geçtim.
J'ai contacté les autorités de Naboo.
Naboo Senatörü takdim ediliyor.
La présidence accorde la parole à la sénatrice de Naboo.
Hey, Gizli Tehlike *... Naboo * ile ambargo pazarlığı nasıl gidiyor?
La Menace Fantôme, où en est l'embargo des naboos?
Sadece 23 yaşındayım ve şimdiden hayallerimdeki evi yaptım, tam da Naboo sahilinde.
Je n'ai que 23 ans et je construis déjà la maison de mes rêves sur la plage de Naboo.
# Tatooine'li bir çocuğu doğru yoldan saptır # # bir Gunganı kandır ve Naboo'nun kraliçesini öldür # # bir Kalamar'ı tuzağa düşür Hoth'ta Tauntaun safarisi yap #
Poignarder un contrebandier dans la jugulaire et le regarder crever. Corrompre un ado de Tatooine. Manipuler un Gungan et tuer la reine de Naboo.
Naboo'da yaşıyorsun.
Oh, tu vis sur Naboo.
Naboo'da büyürken akıl hocamdı.
Mon mentor, lorsque j'ai grandi sur Naboo.
Hey, Naboo.
Tu dois m'aider.
Sarıl bana. Naboo'da, göl kenarında sarıldığın gibi. Uzun zaman oldu.
Prends-moi dans tes bras comme au bord du lac, sur Naboo... il y a si longtemps, quand il n'y avait que notre amour pas de politique, ni intrigues ni guerre.