Namib перевод на французский
30 параллельный перевод
Böylece Oğlak Dönencesi üzerinde, Güneybatı Afrika'da bulunan ve bu dünyaya ait değilmiş gibi görünen Kızıl Namibya Çölü'nde kimileri ölür, kimileri hayatta kalır.
Certains meurent et d'autres survivent au cœur du désert du Namib rouge... dans l'Afrique du sud-ouest, au niveau du tropique du Capricorne.
Ve Kızıl Namib'in kıyılarında gerçek bir çöl mucizesi yaşar, Afrika antilopu.
A la périphérie du Namib rouge... vit le vrai miracle du désert :
Namib'in haşin güzelliği halen kimse tarafından bozulmamıştır çünkü insanlar bu bölgeyi öyle korkutucu bulurlar ki, buraya hemen hemen hiç gelmezler.
La beauté austère du Namib est intacte... parce que l'homme trouve la région trop intimidante pour s'y aventurer.
Fakat Afrika antilopu ve Namib'in minik yaratıkları için bu susuz, çetin çöl cennettir.
Mais pour les oryx et les petites créatures du Namib... ce désert hostile et sans eau est paradisiaque.
Beyaz Namibya Çölü, ay yüzeyi gibi engebeli arazilerin ve sonu olmayan manzaraların diyarı.
Le Namib blanc : un paysage lunaire et rocailleux à perte de vue.
Beyaz Namib'de ağaçlar çok seyrek bulunur bu yüzden dokumacı kuşlar paylaşmayı ve işbirliğini öğrenmişlerdir.
Les arbres sont très rares dans le Namib blanc... alors les petits tisserins ont appris à partager.
Engin Beyaz Namib, devasa Afrika kıtasının haritası üzerinde dar bir şerit gibidir fakat gittikçe daha derinlere, iç kısımlara doğru, bodur bitki örtüsünden ve az miktarda ottan ibaret bir bölge yaratarak genişlemektedir :
Le vaste Namib blanc n'est qu'une bande de terre... sur la carte de l'immense continent africain... mais il gagne progressivement l'intérieur des terres... créant ainsi une région broussailleuse avec peu de verdure.
Zarif, keseli antilopların gezindiği Pre-Namib.
Le Pré-Namib où vivent les délicats springboks.
Burası bir zamanlar verimli bir otlaktı, ancak Pre-Namib 10bin yıldır yavaşça, öylece kuraklaşmakta, ve burada yaşayan hayvan ve bitkiler yağış miktarının yıllar geçtikçe gitgide azaldığı bir iklime uyum sağlamak zorunda kalmaktadır.
Jadis c'était de belles prairies mais depuis 10000 ans... le Pré-Namib s'est lentement asséché et la faune et la flore... ont dû s'adapter à un climat où les précipitations... sont de plus en plus rares d'année en année.
Yağmurun bu yıl mı yoksa gelecek yıl mı yağacağından hiç emin olamadığınız Pre-Namib'de yaşamanın zorluklarına katlanmayı, inanılmaz değişik türde hayvan kabul etmiştir.
Une grande variété d'animaux... a choisi de vivre dans le Pré-Namib... où on ne sait pas s'il pleuvra cette année ou l'an prochain.
Geniş ve susuz Pre-Namib, hayvan yaşamı açısından tam bir hazine evidir.
C'est une vraie mine d'animaux qui vit... sur les terres vastes et desséchées du Pré-Namib.
Bu tam zamanlı bir iş, çünkü her bir yumurta, yemek demek ve Namib'de çok beleşçi var.
C'est un travail à plein temps car chaque œuf est un repas potentiel... et il y a beaucoup de pique-assiettes dans le Namib.
Bunlar evleri olan Pre-Namib'de yaşayan hayvanlardan bazıları.
Ce ne sont que quelques-unes des espèces vivant dans le Pré-Namib.
Pre-Namib'in güney kısmında, çöl zemininin tozu içinde yıllardır bekleyen milyarlarca tohum bulunur.
Dans le sud du Pré-Namib, des milliards de graines... restent pendant des années dans le sol poussiéreux.
Birkaç hafta boyunca, Pre-Namib, geçmişte buraları cennetken sahip olduğu ihtişamı tekrar elde etmeye çalışır.
Pendant quelques semaines le Pré-Namib retrouve sa splendeur passée... à l'époque où c'était un paradis.
Pre-Namib'de yıl boyunca cennet olan tek bir yer vardır çünkü tropik kuşaktan gelen Kubango nehri buraya akar.
Il y a un endroit dans le Pré-Namib où c'est le paradis toute l'année... parce que la rivière Cubango vient droit des tropiques.
Buradaki dokumacı kuşları Beyaz Namib'dekiler gibi apartmanlar inşa etmezler.
Ici les tisserins ne construisent pas d'ensembles comme ceux du Namib blanc.
Bu cömert habitatın, Pre-Namib'in devasa hiçliği içinde yüzen küçük, yeşil bir dünya olduğundan habersizler.
Ils ne savent pas que leur environnement... fertile n'est qu'un point perdu... dans l'immensité du Pré-Namib.
Pre-Namib, oğlak dönencesindeki komşusu olan Kalahari'nin gölgesinde kalmıştır.
Le Pré-Namib est éclipsé par son voisin, le Kalahari.
Namib'teki kuzenlerinin aksine suda eğlenen Afrika antilobu.
Les oryx qui, contrairement à leurs cousins du Namib, se délectent.
Namibya Çölü.
Le désert du Namib.
Bu Güney Afrika Namibya'daki Namib Çölü.
Voici le désert de Namibie, dans le sud-ouest de l'Afrique.
Bunlar Namib çölünün kum tepecikleri.
Voici les dunes du désert Namibien.
Ve burda Namib Çölü'nde olmamızın sebebi, Mars'ın yüzeyiyle olan muazzam benzerliği.
Et la raison pour laquelle je suis ici dans le désert Namibien est qu'il y a une grande analogie avec la surface martienne.
Namib'de minik bir arının yaşaması böyle zorken, bir dev ne yapar?
Si une petite guêpe peine à survivre dans le désert du Namib, comment un énorme animal peut-il y arriver?
Namibya'nın doğusunda kavrulmuş düzlükler uzanır.
A l'est du désert du Namib s'étend le royaume des plaines desséchées.
Güneybatı Afrika'daki Namib Çölü.
Le Namib dans le sud-ouest de l'Afrique.
Namib'in kum tepelerinde şafak vakti ve büyülü bir şeyler oluyor.
Aube dans les dunes du Namib, et quelque chose de magique se passe.
Namib'in bazı kum tepeleri 300 metre yükseklikleriyle dünyanın en uzun kum tepeleri.
Certains des dunes du Namib sont 1000 pieds de haut, le plus grand dans le monde.
Namib.
Le désert du Namib.