Nayan перевод на французский
68 параллельный перевод
Bakışların sizi etkilemesine izin vermeyin genç nayan
Ne vous fiez pas aux apparences.
Tepkilerini sınayan bir test.
C'est un test qui évalue tes réflexes et tes réactions.
Teminatları sınayan ilahî bir denetçiymişçesine birdenbire gürleyip çakmaya başladığı zaman tam teminatlı mucizevî şimşek çubuklarımdan yalnızca bir düzine satmıştım.
J'avais à peine vendu une douzaine de mes remêdes-miracles garantis quand tout d'un coup, il y a eu un orage et des éclairs, comme si un inspecteur divin venait vérifier les garanties.
Versay Antlaşması'nı kınayan Naziler... Alman milliyetçiliğiyle ilgili coşkulu açıklamalar yapıyor...
Dénonçant le Traité de Versailles... les nazis font appel au patriotisme des Allemands...
"Adi suç müfettişlerini kınayan..." "... uysal, paranoyak satranç oyuncuları. "
Agents spéciaux enquêtant sur des infractions dénoncées par des joueurs d'échecs paranoïdes...
Bizi sınayan inanç, Bizi üzen inanç.
La foi qui prouve, la foi qui fait souffrir.
Birilerinin de daha önce dediği gibi "bunlar insanın ruhunu sınayan zamanlardı."
Cette époque met l'âme des hommes à rude épreuve.
Erken gidip, sona kalanlara kınayan bakışlar atmam lazım.
Je dois arriver en avance pour manifester ma désapprobation aux traînards.
Hepimzi sınayan bir baskı var.
C'est la pression. On est tous à cran.
Ya da dilerseniz kafesteki fare. Çünkü bu, insan karakterini sınayan en büyük deneydir.
Des cobayes, si vous préférez, car ceci est le test de caractère ultime.
"Bu, İbrahim'in inancını sınayan bir testti. " İbrahim oğlunu seviyordu, ancak Tanrı'nın gücüne olan inancından dolayı, kendisine söyleneni yapmakta bir an olsun tereddüt etmedi. "
Abraham adorait son fils, mais il accomplit la volonté de Dieu car sa foi était infinie.
Belki de bu inancımızı sınayan bir sınavdır.
Sans doute est-ce là une épreuve que nous devons surmonter.
O ilk ve zor yaz döneminde annesi ve babası balık avlanmak için var güçleriyle çalışıp denizden eve gidip gelirken Mumble kendine küçük bir yaramazın, kendi gibi davranabileceği onu kınayan gözlerden uzak bir yer buldu.
Pendant ce premier été difficile, alors que ses parents faisaient des heures sup à la pêche maritime, Mumble trouva un endroit loin des regards désapprobateurs où un drôle de petit gars pouvait être lui-même.
Geçen sefer, meydan okuyanın değerini sınayan bir testti.
Ce qu'il y a, c'est que la dernière fois, c'était un test conçu pour mesurer la valeur du candidat.
"Bizi zorlayan " ve karakterimizi sınayan bu sıkıntılı günlerde " Mode'un bir aile olduğunu hatırlıyorum.
" En cette période difficile qui nous met à l'épreuve et teste notre force de caractère, tout me rappelle que Mode est une famille.
Siz de, etrafta dolanan ve aramızdan birinin konuşup konuşmayacağını sınayan şu aptal Birleşmiş Milletler görevlilerine benziyorsunuz.
Tu es comme ces imbéciles de l'ONU qui viennent fouiller par ici, voir si quelqu'un va dire quelque chose.
Hepsi Irak'taki mezhep şiddetini kınayan fetvalar yayınlayacaktı.
Tous se préparaient à proclamer des fatwas condamnant la violence sectaire en Irak.
Yeni tesisin yapılmasını şiddetle kınayan protestoculardan biri.
Il est l'un de ces défenseurs protestant contre la construction du nouveau centre de recherche.
Kolombiya hükümeti Amerikan ordusunu... ... kınayan bir beyanname yayınladı... ve tüm Amerikan kuvvetlerinin bölgeyi terk etmesini istedi.
Un communiqué du gouvernement colombien condamne les actions de l'armée américaine, et exige le retrait immédiat de ses troupes dans la région.
"Pakistan Askeri Kuvvetleri Komutanı Jaffar Hasni'nin dün bir trafik kazası neticesindeki beklenmedik ölümünü takiben, onun yerine geçen General Azim Ali, Müslüman hedeflere düzenlenen... saldırıları kınayan konuşmasında..."
Après la mort inattendue du chef des armées pakistanais, Jaffar Hasni, dans un accident de la route hier, son successeur, le Général Azim Ali, a déjà clairement condamné les attentats contre des musulmans...
FKÖ saldırıyı kınayan bir açıklama yaptı.
L'OLP a officiellement condamné l'opération.
Bu modeli destekleyen bir topluluk, problem çözme ile hiç işi olmayan bilinçlilik hallerini kınayan bir topluluk olacaktır.
Afin de permettre aux gens d'avoir un bref "repos" du système matérialiste. Une société qui souscrit à un tel modèle est une société qui condamne les états de conscience, et cela n'a rien à voir avec la mentalité de résolution des problèmes.
Beni sınayan pisliklerin halt ettiğini gösterdi.
D'en faire voir aux cons qui m'ont testé.
Hayal gücünüzü sınayan bir sınav bu.
Le moment est venu d'évaluer tes capacités.
Bu adam, parayla insanları sınayan şeytanın teki!
C'est le diable qui teste les gens avec de l'argent!
Sen parayla insanları sınayan şeytanın tekisin.
Tu es un démon qui teste les gens avec de l'argent.
"Bunlar, insanların ruhlarını sınayan zamanlardır."
"Voici le temps où les âmes sont éprouvées."
" sınayan büyük bir iç savaş içindeyiz.
" ou une autre ainsi conçue, peut durer.
Seni bürona götüreceğiz. Orada resmi antetli bir kağıda İran'daki kadınlara davranışı kınayan bir mektup yazacaksın sonra panzehirini alırsın.
- 0K, nous allons vous conduire à votre bureau, où vous allez rédiger une lettre sur papier à en-tête officiel dénonçant le traitement fait aux femmes en Iran, et là vous aurez votre antidote.
California'dan Brody, bu sabah oylama süreci... -... başladığında Todd Akin'i kınayan bir açıklama yaptı.
Brody en Californie à l'ouverture des votes, a déclaré condamner Todd Akin.
En azından Kree İmparatorluğu'ndan onun eylemlerini kınayan bir açıklama.
Une déclaration de l'Empire Kree condamnant ses actions.
Kaidu, Nayan, çoğunun tahtımda gözü var.
Kaidu, Nayan... Nombreux sont ceux qui croient que mon trône leur revient.
Uçaktan indiğinde, hareketi kınayan fakat adamı kınamayan bir açıklama yapacak.
Quand il descendra de l'avion il fera une déclaration condamnant le comportement mais pas l'homme.
Resmî olarak S.H.I.E.L.D.'ı destekleyen, Hydra'yı kınayan bir beyanda mı bulunayım?
Passer à l'antenne et défendre le S.H.I.E.L.D., condamner HYDRA?
Çok sayıda farklı testler yaptık. Ama en etkilisi de, geleceği görme yeteneklerini sınayan Zener kartlarıydı.
On faisait toutes sortes de tests, mais le plus efficace pour évaluer la clairvoyance était celui des cartes Zener.
Mançurya Prensi Nayan, bu tatlı bayanın adı Ling. Eski Çin İmparatoru Duzhong'un kızı.
Prince Nayan de Mandchourie, cette adorable créature est Ling, fille de l'ancien empereur Duzhong de Chine.
Nayan'ın burada olamaması ne fena.
Quel dommage que Nayan n'ait pu être ici.
Bu hafta Nayan'ın eksikliğinden endişelisiniz.
Vous vous inquiétez de l'absence de Nayan à nos côtés.
Nayan'ın ordusu ve ittifakı muazzam.
L'armée et coalition de soutien de Nayan est trop importante.
Prens Nayan.
Le prince Nayan.
- Nayan seninle olmayı ret mi etti?
Nayan a refusé de venir à toi?
- Nayan'a ihtiyacın var.
Tu as besoin de Nayan.
İnancım var Nayan.
J'ai la foi, Nayan.
Güvenli yolculuklar, Prens Nayan.
Bon voyage, prince Nayan.
Son 16 gündür, bu şehir hepimizi sınayan bir kriz tarafından, kırıIma noktasına doğru sürükleniyor.
Lors des 16 derniers jours, cette ville a été conduite au bord de l'éclatement par une crise qui nous met tous à l'épreuve.
Sessizlik iyilesmeme yardimci olur. Nayan'i bul.
Le calme me permettra de récupérer.
Nayan üc hafta sonra buraya geliyor.
Nayan sera ici dans trois semaines.
İkimiz de Nayan'in Kaydu'ya bagimlilik yemini etmeyecegini biliyoruz.
Nous le savons tous deux, Nayan ne prêtera pas allégeance à Kaidu.
Adi suç müfettişlerini kınayan paranoyak satranç oyuncuları.
Agents spéciaux enquêtant sur des...
Dışişleri Bakanı gelecek hafta BM'de kınayan bir dava dilekçesi vermeyi önerdi.
Le ministre veut déposer une motion de censure à l'ONU.
Anlayışını sınayan merhametin. Senin inancın...
Votre foi...