Nefret ederim перевод на французский
3,905 параллельный перевод
İnglilzlerden nefret ederim.
J'ai horreur des Britanniques.
Cidden. Lezblyenlerden nefret ederim ama söylemelisinlz.
J'ai horreur des lesbiennes.
Ki bundan nefret ederim!
Je déteste ça!
Sosyal sınıf savaşlarında araya girmekten nefret ederim ama kim bu Kasap George?
- Qui est George le Boucher?
- Sürprizlerden nefret ederim.
- Je déteste les surprises.
Bir de cumhuriyetçilerden nefret ederim.
Et je déteste les républicains.
Bitkilerden nefret ederim.
Je déteste les plantes.
Baytardan nefret ederim!
- Je hais le véto!
Tek ayakkabı mı? Öylesinden nefret ederim.
Une chaussure seule?
Ama bu yüzden senden nefret ederim.
Mais je vais t'en vouloir.
Avukatlardan nefret ederim Eddie, şirketlerden de, hatta dürüst emekçilerin haklarını çiğnemelerinden nefret ediyorum.
Je déteste les avocats, Eddie, et.. et.. et les sociétés et la façon dont ils entubent les gens honnêtes, qui travaillent dur.
Barbeküden nefret ederim.
Je déteste les barbecues.
Yardımdan nefret ederim.
Je déteste qu'on m'aide.
O senin arkadaşın! Ondan nefret ederim. Yalan mı Rider?
Je le déteste, pas vrai, Rider?
Kötü yatırımlardan nefret ederim.
J'ai horreur des mauvais investissements.
- Köpeklerden nefret ederim!
- Je hais les chiens
Morinadan nefret ederim.
Je déteste ça.
Sam, ben mahkemelerden nefret ederim, hele ki duruşmalardan...
Sam, je déteste les tribunaux et je déteste vraiment les procès.
İş konuşmaktan nefret ederim.
Ugh, je déteste parler business.
Bunun bir arkadaşa olmasını görmekten nefret ederim.
Je détesterais voir ça arriver à une amie.
- İlk adımlardan nefret ederim. - Biliyorum.
Je déteste les débuts.
Tiyatrodan, politikadan ve feminizm hareketlerinden nefret ederim ama gene de Hope'un küçük takım elbisesiyle dans etmesini görmek isterdim.
Je hais le théâtre et les politiciennes, mais je voulais voir Hope danser en tailleur.
Laflarımın bana tekrar satılmasından nefret ederim.
Je déteste qu'on me cite contre moi-même.
O tarz kadınlardan biri olmaktan nefret ederim, "2 numara".
Je détesterais être une de ces femmes qui passe à un autre mec alors qu'elle en aime toujours un autre!
O fare deliğinden nefret ederim.
Je déteste ce taudis.
Bu işten nefret ederim.
Je déteste ce travail.
Kariyer danışmanlığını bölmekten nefret ederim ama teslim alıcı nerede? Şu sarı atın dibindeki USB'ye kayıt edili.
mais où se fait la livraison? collée sous le cheval jaune.
Hemşirelerden nefret ederim, arsız hemşirelere bayılırım.
Hais les infirmières, aime les infirmières sexy.
Zorbalardan nefret ederim.
Vous aviez raison. Je hais les brutes.
Tanrım, bloglardan nefret ederim.
Bon sang, je déteste les blogs.
Akıllı adamlardan da benim kızımı kesen serseriler kadar nefret ederim.
J'exècre autant les petits malins que les minables qui matent ma nana.
At kuyruklarından nefret ederim.
Je déteste les queues de rats.
- Hızlı konuşmaktan nefret ederim.
- Je déteste parler vite.
Ben böyle şeylerden nefret ederim.
je déteste ces choses la.
Herkesin içinde öpüşmekten nefret ederim.
Je hais les baisers en public.
Onları toparladım çünkü dağınıklıktan nefret ederim.
Je les ai ramassées parce que je déteste les ordures qui trainent.
Şapırdatma seslerinden nefret ederim.
Je déteste les bruits de bouche.
Sinema yıldızlarının peşinden koşmaktan nefret ederim.
Je déteste courir après les vedettes de cinéma.
Coşkudan nefret ederim biliyorsunuz
Tu sais Je déteste l'enthousiasme
İş birliğinden nefret ederim.
Je déteste la collaboration, ok?
Cheddar'dan nefret ederim ve İsviçre peyniri berbat.
Je déteste le cheddar, et le suisse c'est pire.
- İkincisi, Hint yemeklerinden nefret ederim.
je déteste la cuisine indienne.
Bir çok "senden nefret ederim" lafı duyuyorsun. Önemli değerleri ona vermek adına eğlenceli vakitlerden vazgeçmen gerekiyor.
Tu dois renoncer aux jeux pour renforcer les valeurs qui te paraissent importantes.
Negatif reklamlardan nefret ederim ve milyon yılda bir kere bile yapmam.
Je déteste les pubs qui dénigrent. Jamais je ne ferais ça.
Projelerden nefret ederim.
Je déteste ça.
Uyuşturuculardan nefret ederim.
Non, non, non.
Evet, dramadan nefret ederim.
Merci. Ouais, je déteste le drama.
Sürprizlerden nefret ederim. Hep etmişimdir.
J'ai toujours détesté les surprises.
Japon balığından nefret. ederim.
Je déteste les pois sons rouges.
Max, çantanı hazırladın mı? - Tanrım, yemin ederim haftanın sonundaki tatillerden nefret ediyorum.
Franchement, je déteste la semaine qui suit les fêtes.
Ben kurallardan, kurallarla yaşamaktan nefret ederim Pete ama haklıydın.
Je déteste ces règles, mais tu avais raison.