Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ N ] / Nikah

Nikah перевод на французский

910 параллельный перевод
Genç aşık çiftlerin, ilk içkilerini bu nikah kupasından içmeleri Altın Tekboynuz Hanı'nda bir geleneğimizdir ve sizin aşık olduğunuz da yüzünüzden hemen fark ediliyor.
"C'est une tradition ici que les jeunes couples prennent leur premier verre à la" Licorne d'Or "dans la coupe nuptiale et on lit sur vos visages que vous êtes amoureux."
Nikahımız bir şaka mıydı?
Notre mariage... une plaisanterie?
Gorillerini yollayıp beni yaka paça nikah dairesinden... kaçırtmak da mı taktikti ha?
C'était aussi de la stratégie de m'envoyer ces gorilles pour me kidnapper à la mairie?
Nikahı iptal ettirme tehdidiniz bunu açıkça gösterdi.
Vous avez été éloquent avec vos menaces d'annulation.
Şahsen ben bu nikahı iptal etmem.
De mon côté, il n'y aura pas d'annulation.
Boşver. Ya sana şunu söylesem? Ellen Andrews nikahını iptal ettirecek.
Quoiqu'il en soit, si je te disais qu'Ellen Andrews va annuler son mariage?
Bu durumda nikahı iptal etsek daha iyi olmaz mı?
Ne crois-tu pas qu'on ferait mieux de tout annuler?
Nikahın iptal edilmesine itirazda bulunmaman çok akıllıcaydı Westley.
Oui, tu as eu la brillante idée de ne pas contester l'annulation.
" Hey kaplumbağa, nikahın iptali niye bu kadar uzun sürdü?
" Qu'est-ce qui retient l'annulation, escargot.
Özür diler bayan Adams, kendi nikahıma geç kalacağımdan korkuyorum.
Je crains d'être en retard à mon propre mariage.
Yapımcı ve Yıldızın Gizli Nikahı
Ziegfeld épouse Billie Burke.
Nikah sırasında ve otelde geçireceğiniz altı saat boyunca... seni hiç yalnız bırakmayacağım.
Une cérémonie, six heures dans une suite d'hôtel, je ne te quitterai pas un instant.
Bak hele, "Ann Brandon 21, Jerrold Hunter 29", bu sabah Castone Hall Nikah Salonunda evlendiler. "
Eh bien... "Ann Brandon, 21 ans, et Jerrold Hunter, 29 ans, " se sont mariés civilement ce matin. "
Bilmiyorum bu çörek mi? Yoksa nikah pastası mı?
Est-ce un beignet ou une pièce montée?
Bu hisselerden ayrılacağıma, sevgili büyükannemin işlemeli şalından ya da nikah yüzüğünden ayrılmayı tercih ederim.
- Vraiment, hein? Je préférerais me séparer du châle à motif cachemire de ma grand-mère... ou de son alliance plutôt que de me séparer de ces titres.
Teminat olarak, en sevdiğim halamın nikah yüzüğünü verebilirim.
Je vous donnerai même l'alliance de ma tante préférée en gage.
"... nikahımız başlamadan önce, bana tam bir açıklama isteme hakkı veriyor. "
"... me donne droit à une explication... "dont dépend notre mariage."
Bu nedenle, nikah töreninden sonra doğruca Catskills dağlarına gittik.
Et après le mariage, nous sommes allés dans les Catskills.
Bronwyn ve Ivor'un nikahını yeni vaiz, Bay Gruffydd kıyacaktı. Cardiff'teki üniversiteden geliyordu.
Bronwyn et Ivor devaient être mariés par le nouveau pasteur, M. Gruffydd, qui était arrivé de l'université de Cardiff.
Nikahımızı kıyacak vali ve buraya gelecek tüm o insanlar ne olacak- -
Le gouverneur qui nous marie, la foule.
Şova askeri bir nikah koymamın bir sebebi var.
J'ai placé un numéro de mariage militaire.
Evet, nikahı kılan adam gerçek bir sulh hakimiydi.
L'homme qui a célébré le mariage était un vrai juge.
Bugün nişan, yarın nikah. Hayır, teşekkürler.
Fiancée aujourd'hui et mariée demain...
Evlenmenin nedeni, doğru zamanda, nikah yüzüğüyle çıkıp gelmiş olması.
Nick a dû passer au bon moment... muni d'une alliance.
- Nikah mı?
- Un mariage?
- Olay Perşembe günü olmuştu. - Yani nikah günü.
Vous avez été blessé le jour du mariage.
Bu yıllarca sürdü. O ölümün geçmişte kaldığına kendimi inandırmaya çalıştım. Sonra nikah günümüzde, ağabeyi, o minyon adam...
Au fil du temps je croyais que le passé était vraiment mort mais le jour de notre mariage il a réapparu.
Nikah günü Rankin'in evindeydiniz, değil mi?
Vous étiez chez Rankin le jour de votre mariage. - Où?
Sevgilim, nikah cüzdanımızı almaya gittiğimizde bunu görmüşsündür diye düşünmüştüm.
Tu as dû le voir au moment du mariage.
# Nikah yüzüğü gibi?
Comme une alliance?
Mesela, nikah yüzüğünüzün içinde şu yazar :
Dans votre alliance sont gravés les mots :
- Nikah kıyıyor musunuz?
- Vous faites les mariages? - Oui.
Nikah yüzüğü hiç yoktu aklımda
Je ne songeais guère au mariage
Tanıştıktan iki ay sonra nikah masasındaymışlar.
Rencontrée en 1943, épousée deux mois plus tard.
Nikah memurunu görmek isteriz, değil mi?
On devrait passer chez le juge de paix, non?
- Saat 2 : 30'da nikahımız var.
On doit se marier à 2 h 1 / 2.
- Nikahı iptal ediyoruz.
- On annule le mariage.
- Dışarıda yürüyordur belki. Tüm kızlar nikah günü gergin olurlar. Ben de yürüyüşe çıkmamış mıydım?
- Je me demande ce que dit l'horloge de la cuisine.
Kendi nikahına geç kalmazsın umarım.
J'espérais que vous seriez à l'heure pour votre mariage.
Eminim nikah da kıymamıştır.
Il l'a même pas épousée.
Buraya yolculuğumuz sırasında nikahımızı kaptan kiydi.
Julia Marsin. Le commandant nous a maries pendant le voyage.
Buraya nikah kıymaya geldim Ethan.
Je suis la pour un mariage.
Şimdi temizlenip paklanın da, nikah törenine devam edelim.
Nettoyez-vous et on celebrera le mariage.
Nikah falan olmayacak.
Il n'y aura pas de mariage.
- Nikah hakkında bir şeyler anlatır mısınız?
- Euh, voudriez-vous dire quelques mots du mariage?
- Ne nikahı?
- Quel mariage?
- Nikah iki saat önce gerçekleşti... - Öyle mi?
- Le mariage a eu lieu il y a deux heures.
Nikah ayrıntılarını kararlaştırır kararlaştırmaz...
Et dès nous aurons réglé les détails du mariage...
Buraya bir nikah kıymak için çağrıldım belki de buradakileri.
Peut-être...?
Bu bir nikah. Ne?
Quoi?
Portresi ona nikah hediyem olacak.
Comme cadeau de mariage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]