Noter перевод на французский
1,372 параллельный перевод
Milliyetleri ve aile yapıları farklılık gösterse de ilginç olan şey, kızların hepsi dövüş sporlarında ya da spor alanında çok başarılı.
Même si leur nationalité et leur milieu varient, il est intéressant de noter que toutes ces filles... excellent dans les arts martiaux, ou dans le sport, en général.
Tamam. O öldü. Konu şu ki sende fark etmişsindir, ben onu unutmakta biraz sorun yaşıyorum.
OK, elle est morte, mais, le fait est, tu as dû le noter, que j'ai du mal à la laisser partir.
Tamam, soru... hiç bir erkeğin numarasını yazıyormuş gibi yaptın mı?
T'as déjà fait semblant de noter le numéro d'un mec?
Kalemin var mı?
- Je devrais le noter. Vous avez un stylo? Vous avez un stylo?
Hastanın sağlık geçmişini..
Ne pas noter l'historique tant que...
Genellikle böyle şeyleri koluma yazarım!
J'aurais dû noter ça sur mon bras.
Bütün albümlerini ve onlara kaç puan verdiğini yazmana gerek var mı?
- comme David Bowie - Il doit y avoir Bowie Mais es-tu obligée de citer tous ses albums et de les noter de 1 à 10?
- El bilgisayarıma not alırım.
- Je vais le noter dans mon palm
Dolaşmak için gelip, yolları kapayan ve kirli elleriyle dokunup hiçbir şey almayan, ve 80 % indirim isteyen kişiler için kapalıyız.
Je vais noter tout cela. - De 10 h à 18 h. 10 h du matin? - Oui.
Bütün yıl çıkarsak mı?
Je voulais les noter.
- Tamam. Marcia, numarayı alayım.
Je vais le noter.
Trev, bir daha başına gelebilme ihtimaline karşı not almak isteyebilirsin :
Vous devriez noter ça au cas où la situation se représenterait.
Bunu imzalaması gereken noter, 4 Ekim'de Karayipler'de bir gezideymiş.
Le notaire censé avoir signé ce document... était en croisière aux Caraibes le 4 octobre.
Bunu not etmeliyim.
Je devrais noter ça.
Elvis, bu binayı terk etmeden önce, istediğin zaman bunları yazabilirsin.
Elvis, c'est quand tu veux, pour noter tout ça.
Onu da yazmayı unutma.
N'oubliez pas de le noter.
- Pekala, Perth Amboy'la yapacağın toplantı Bir kağıtla kalem al.
Prends de quoi noter.
Chicago işinde noter olmamın faydaları.
Une chance que j'aie joué au notaire lors de l'arnaque de Chicago.
Indiana'daki konuşmandan hepsinin sana tanıdık geldiğini düşünmekten kendimi alamadım.
Dis, à propos de ça, là-bas dans l'Indiana, j'ai été bien forcé de noter que tout ça t'était plutôt familier.
Hayır. Sadece ben onu takip edecektim, alışkanlıklarını izleyecektim. Bu tür şeyler.
J'étais seulement censé la suivre pour noter ses habitudes.
Yazacak mısınız?
Vous allez le noter?
Onu yazacağım.
Je vais le noter.
Sadece küçük bir karışıklık.
Vous pourriez la noter celle là?
Gördüğünüz ve duyduğunuz her şeyi kaydetmelisiniz. Her kelime ve her detayı...
Vous devez tout noter, chaque phrase, chaque détail.
Bundan sonra aldığın her şeyi not edeceksin.
À partir de maintenant, tu me feras le plaisir de tout noter dans ce cahier!
Not alayım.
Laisse-moi noter ça.
Filmdeki en heyecan verici oyunculuğu Tupac Shakur sergiliyor.
Il faut noter la magnifique prestation de Tupac Shakur.
İlk engelim, ki istersen hemen not alabilirsin Hiç bir plan 12 kareden uzun olmayacak.
Ma première obstruction, que tu peux noter tout de suite, c'est... qu'aucun plan ne peut faire plus de 12 images.
Not etmeye hazır mısın?
T'as de quoi noter?
Nereye gittiğini yazmış olsa gerek.
Oui, elle a dû noter où ils sont allés.
Haftaya benim büroyu ara. Öğle yemeğine çıkalım.
Ah... pourquoi n'appellez-vous pas mon bureau la semaine prochaine, pour noter un déjeuner sur votre agenda?
O zaman akşam yemeği yeriz.
Alors pour noter un dîner.
Ah, evet, kalem olacak ki, sağ vanquishing şeytanlar arasında ve ebe olmak için eğitim.
Je vais noter ça. Entre deux démons à détruire et mon rôle de sage-femme.
Sınavları okuyorum, Joy.
Je dois noter des copies, Joy.
İsimlerini falan öğrenmemiz gerekiyor.
- On devrait noter leurs noms. - Pourquoi?
- Bunları yazmam gerekir mi?
- Je devrais noter, peut-être.
Ama rotasyonu tekrarlayacakları için onları bırakmak da kötü fikir.
Mal les noter est une mauvaise idée. Ils devraient refaire leur stage.
Üç saat önce not defterine bunu yazdığını görmüştüm.
Je vous ai vue noter ça il y a trois heures.
Müşteriler alt kata bornozlarıyla ineceklerse daha kalın bornozlar almalıyız.
À votre santé. À noter :
Ayrıca Dr. Troy, şunu da yazın.
Dr Troy, veuillez noter.
Şunu yazmayı isteyebilirsin, sadece güçsüzlerin yardıma ihtiyacı vardır.
D'ailleurs, et tu devrais le noter, seuls les faibles ont besoin d'aide.
Eğer ırkçılığa maruz kalırsam kibar olmamı, memura saygılı davranmamı ama rozet numarasını almamı söyledi.
Quand ça arrive, faut rester poli, respectueux, mais bien noter le matricule.
Şimdi, Dr Hibbert, hissettiğin kaygı düzeyini 1 ila 10 arasındaki bir ölçekte belirtmeni söyledi.
Bon, le Dr Hibbert a dit que tu dois noter l'angoisse que tu ressens, sur une échelle de 1 à 10.
Her öğrenciye kendi notunu kendin ver diyorum.
Je laisse tous les étudiants se noter seuls.
Duş başlığını o fayansa doğrultmamayı not almalıyım.
Je devrais noter de ne pas diriger le jet d'eau à cet endroit.
Neyi, neden yaptığımı bilmiyorum ama eminim, midillileri seçmek için değildir. - Sadece aldığını söyle.
Je ne sais pas pourquoi j'entends ces voix, mais c'est pas pour noter des noms de chevaux.
İşlediğin cinayetler için bir skor tabelası tutmalısın.
C'est un gros carnet qui te faut pour noter ceux que t'as liquidés.
Bana bir iyilik yapın.
Faîtes noter mon devoir par un de vos assistants d'étude, s'il vous plaît.
Tamam. Hemen not yazacağım.
Je vais noter tout ça, t'es sûr de ne pas changer d'avis cette fois?
Bunu yazma :
Il faut le noter dans votre rapport.
[Çocuklar Ürünleri Değişik Yollarla İster]
On leur a demandé de noter la date, le lieu et la raison.