Ocak перевод на французский
1,737 параллельный перевод
"21 Ocak, Musashino, Tokyo"
21 JANVIER MUSAHINO, TOKYO
Ocak'ta mı?
En janvier?
Oh, bu arada sen ve Lois 18 Ocak akşamı müsait olacak mısınız?
Dis-moi, seriez-vous libres le 18 janvier au soir, toi et Loïs?
Ocak ayı sonunda serbest kalıyor.
Il sera remis en liberté a L.A. A la fin janvier.
OCAK 1993
JANVIER 1993
- Ocak ayının sonuna geldik.
- Andy, c'est fin janvier.
Eylül'de doğum yapacak ve 3 ay izin alabileceğini sanıyor. Sonra Noel tatiline çıkacak ve 1 Ocak'ta da çalışmaya başlayacak.
Elle accouche en septembre, veut prendre trois mois de congé, enchaîner sur Noël et reprendre après le nouvel an.
Jerska yedi yıllık çalışma yasağının ardından bu sene 5 Ocak'ta canına kıydı.
Interdit de travailler depuis 7 ans, Jerska s'est suicidé le 5 janvier dernier.
Kimberley, Güney Afrika Ocak, 2000 oranın halkına aittir.
Les ressources d'un pays appartiennent à son peuple.
Ocak 2003'te, kırk ülke, çatışma elmaslarının akışını durdurma girişimi olan "Kimberley Process" i imzaladı.
En janvier 2003, 40 nations ont adopté le "Processus de Kimberley" dans le but d'endiguer l'écoulement des diamants de guerre.
Evi kilitliyoruz... ocak demirimiz, kayak sopalarımız var ve önümüzdeki iki saat birbirimizin gözünün önünden kaybolmayalım.
On verrouille la maison, on prend l'extincteur, un bâton de ski ou autre et pendant les 2 prochaines heures on ne se quitte pas des yeux.
Ocak hâlâ sıcak.
Le foyer est encore chaud.
Altı. Daha doğrusu, Ocak'ta yedi oluyor.
6 ans. 7 en janvier.
Son gün 15 Ocak.
A rendre le 15 janvier...
Henüz çok erken olmasına rağmen, gelecek sene 5 Ocak'ta Singapur'da açılacak olan genel merkezimize hepinizi davet ediyorum.
Je vais anticiper un peu et vous inviter tous à l'inauguration de nos nouveaux bureaux de Singapour le 5 janvier prochain.
Geçmişi düşün! 9 Ocak, Belcourt Kuleleri?
Rappelez-vous le 9 janvier, tour Bilco.
Ağustos'un 1'i ya da Ocak'ın 8'i olabilir.
Au lieu du 1er août, ça peut être le 8 janvier. Peu importe.
Ağustos'ta da Ocak'ta da İngiltere'deydim.
En janvier et en août, j'étais en Angleterre. Je peux prouver que j'étais en Angleterre.
Ocak ya da Ağustos'ta hala yargılanıyordum ve davalara gidip geliyordum. Kefaletle tahliye olmuştum.
En janvier comme en août, j'étais couvert j'avais passé l'année entre les tribunaux et la police.
Tom, 20 Ocak geldiğinde Beyaz Saray senin olacak.
Tom, le 20 janvier, tu seras le maître de la Maison-Blanche.
Yani Bayan Andersson'ın taşınmak için ocak ayını beklemesi gerekecek.
Mme Andersson devra attendre janvier.
Bay Andersson buraya karısı için geldi. Bayan Andersson bize ocak ayında katılacak.
Mme Andersson, l'épouse de monsieur, arrivera en janvier.
31 Ocak 2002'de başlayan 35 günlük bir müddette bu buz tabakası tamamen yok oldu.
A partir du 31 janvier 2002, et en seulement 35 jours, cette barrière de glace a totalement disparu.
# Mutlu yıllar sana # 6 Ocak 2000
Joyeux anniversaire
Saatinizi ocak ayına ayarlayın.
Réglez votre montre sur janvier.
Şey, yani, sonraki ocak için herzaman üniversiteye başvurabilirsin.
Tu peux toujours t'inscrire à la fac pour janvier prochain.
Ocak ayında mı?
En janvier?
Bay Sacrimoni, yaklaşık olarak 1 Ocak 1996'dan bugüne kadar devam eden süreçte, La Cosa Nostra Suç çetesi ve ya Organize Suç Ailesi ile, ortalık veya üyelik ilişkiniz bulunmakta mı?
M. Sacrimoni, pendant la période allant du 1er janvier 1996 à aujourd'hui, avez-vous été employé par ou associé avec la branche new-yorkaise de La Cosa Nostra?
Bu sene ancak Ocak'ın üçüncü haftasına kadar dayanabildim.
Et cette année j'ai tenu jusqu'à la 3ème semaine de janvier.
Ve evet biliyorum şu an Ocak, o kadar da aptal değilim.
Oui je sais que nous sommes en Janvier. Je ne suis pas idiot.
Ama düşünün bir kere, bahar temizliğini Ocak'da yaparsanız.. .. baharda ne yapmanıza gerek kalır?
Mais si vous faites le ménage de printemps en janvier, qu'est-ce que vous n'avez pas à faire au printemps?
Ocak ayında olduğumuzu biliyorum, efendim ama artık mısır şekerler sadece Cadılar bayramı için değil.
Je sais qu'on est en janvier, monsieur, mais les sucreries ne sont plus juste destinées à Halloween.
Ahbaplar, burada elinde ocak süngüsü olan biri var!
Grands dieux, il y a une fille ici avec un tisonnier!
Kızım kilerde bir canavar olduğunu düşünüyor. Sen elinde ocak süngüsüyle içeri giriyorsun ve çocuk dinlerken vurma sesleri çıkarıyorsun. ve sonunda herşey yoluna giriyor.
Ma fille se met dans la tête qu'il y a un monstre à la cave, vous y allez avec un tisonnier et vous faites des bruits de bagarre alors que la gamine écoute, et tout rentre dans l'ordre.
Wallace kuzeybatı da Ocak 1990'dan Ağustos'92 ye kadar çalıştı.
Wallace a travaillé à Northwest de janvier 1990 à août'92.
21 Ocak 1941 sabahı Yüzbaşı Jack Harkness'in görevde kaybolduğu rapor edilmiş.
Le matin du 21 Janvier 1941, le Capt. Jack Harkness ne s'est pas présenté.
Kamyoncuları ve Elektrik Şirketlerini dolandırmayı seviyordu. - --ELEKTRİK ŞİRKETİ SON UYARI-- - - --KESİLME TARİHİ 1 OCAK 2000-- -
Les routiers et la Compagnie d'électricité.
Ama maalesef, bir sonraki gün koca mağaza 2 Ocak İndirimli Satışları için hazırdı.
Malheureusement, le lendemain nous a amené des clients prêts à tirer profit d'une seconde démarque au Bazar du Coin.
Jo Jo'nun ocak başından mı?
Jo Jo s Smoke Shack?
Beni ocak ayındaki mezunlar toplantısına bile davet ettiler.
On se voit même à votre réunion en janvier.
İşte bunlar Ocak'dan.. Mart'a kalan olan kısmı.
Ceci... couvre la période de janvier à mars de cette année.
Ocak ayında hala ceset buluyor olmak istemiyorum.
Je ne veux plus trouver de corps après le mois de janvier.
14 Ocak 1984
Le 14 janvier 1984.
Ocak bozuk.
La cuisinière est en panne.
Arka odada su sızıntısı var, kurutma makinesi zor çalışıyor, araba bitmek üzere ve şimdi de ocak bozuldu.
Il y a une fuite derrière, le sèche-linge marche une fois sur deux, Ia voiture n'a plus de batterie, et la cuisinière est en panne.
Ocak 2006'da, seçimler yapıldı ve Filistinliler hükümeti kurması için Hamas'a gerekli sayıda koltuk vererek, FKÖ hükümetine kapıyı gösterdiler.
En janvier 2006, des élections eurent lieu. Les Palestiniens votèrent pour le Hamas, qui obtînt le nombre nécessaire de sièges pour former un gouvernement, qui jusqu'ici était dirigé par l'OLP.
Ve 9 Ocak'ta, yani üç gün sonra da ölmüş.
3 jours plus tard, le 1er septembre, il meurt.
Laboratuvar teknisyeni Ocak'tan beri paravan bir şirketten ayda 10.000 dolar danışmanlık ücreti alıyormuş. Firmanın izini sürünce ucundan Opulence Filmcilik çıkıyor.
Chef, depuis janvier, le laborantin a perçu des honoraires de consultant de 10 000 $ par mois d'une société à actif nominal que j'ai pu lier à Opulence Films.
Ocak ayının başında öderim.
Je te les rends début janvier.
Bu ocak!
C'est la cuisinière!
IL ocak ayı.
L IL c'est pour "janvier",