Okulda перевод на французский
7,150 параллельный перевод
- Okulda mı öğrendin bunu? - Yok.
- As-tu appris ça à l'école?
Cidden bekleyemiyorum, okulda görüşürüz.
Je ne peux pas vraiment attendre alors que je te verrai à l'école.
Okulda ünlü olduğumuza göre özel hayatları ortada olan ünlüler gibi davranmalıyız.
On est célèbres à l'école, donc on doit agir comme les couples célèbres qui ont gracieusement rompu devant tout le monde.
Şu okulda konuşulacak başka bir şey olmalı.
Il doit bien y avoir autre chose sur quoi le lycée peut se concentrer!
- Hadi be? Okulda falan da mı yapmadın?
Même pas quand tu es partie à l'école?
- Hayır. Okulda yaptığım tek şey çalışmaktı.
Je n'ai fait qu'étudier.
Sadece düşünüyordum ki Glee kulübünün kapatılmış olması okulda müzik olmayacağı anlamına gelmez değil mi?
Je pensais juste que, tu sais, ce n'est pas parce que le Glee Club est fermé que cela signifie qu'il ne peut plus y avoir de musique au lycée, non?
Yani biliyorsun bu okulda başka bir sürü kulüp var. Belki onların içine... -... biraz müzik katabiliriz.
Tu vois, il y a plein d'autres clubs dans ce lycée.
Baban bu okulda ki herkesin hayata bir sandalyeden bakmanın nasıl bir şey olduğunu anlamasını sağladı ve beni sandalyeye rağmen istediğim her şeyi yapabileceğime ikna etti.
Ton père à fait en sorte que tout le monde dans cette école comprenne ce que c'était de voir le monde de cette chaise, et il m'a aidé à voir tout ce que je pouvais être même si je l'étais déjà
Barry ile okulda tanıştığımız doğruydu.
Barry et moi, on s'est vraiment rencontrés à la fac.
- Yarın okulda.
Demain à l'école.
Ben okulda atıldım.
J'ai été exclu de l'école de médecine.
Bu kesinlikle imkansız. Torunun hâlâ okulda çünkü.
C'est-c'est complètement impossible, parce que ta petite-fille est à l'école en ce moment.
Henry'nin okulda bir sürü arkadaşı vardı. Benim de hayatımda biri vardı.
Henry avait des tonnes d'amis à l'école, et j'avais quelqu'un.
Hala okulda mısın?
Toujours à l'école?
Carl'ın okulda başı dertte ve ona yardım edemiyorum.
Carl a des ennuis à l'école et je ne peux pas l'aider.
- Okulda işleri yoluna koyarsan, bunların hepsi senin olabilir.
Et si tu commences à mieux t'en sortir à l'école? Tout ça pourrait être à toi.
Bay Gallagher, açıkçası oğlunuzun davranış şekli okulda gördüğüm en korkunç davranışların arasındaydı ve ben epey uzun süredir buradayım.
Très franchement, M. Gallagher, le comportement de votre fils Fait parti des plus flagrants J'ai vu dans cette école, et je suis là depuis longtemps.
- Okulda kültür tarihi dersinde öğrendik.
On l'a appris dans notre cours d'histoire culturelle à l'école.
- Okulda olanları duydum.
J'ai entendu ce qui s'est passé aujourd'hui.
Okulda yazarlık dersi almalısın.
Tu devrais suivre un cours à l'école.
Bakalım şimdi kim okulda benimle alay ediyormuş.
Voyons qui va se moquer de moi à l'école maintenant.
Lily okulda bitlenmiş de.
Lily les a eu à l'école.
Okulda hayatta kalmanın tek yolu arkaplanla bütünleşmektir.
Survivre à l'université c'est... rester en arrière-plan.
Okulda Finn'in yanında olmalıydım, kaygılarıma yardımı olsun diye değil başının etrafında bir akbaba sürüsü dolaşmaya başladığı için.
Je devais être près de Finn à l'université, pas juste pour aider mes anxiétés, mais aussi parce qu'un cercle de vautours se rassemblait au-dessus de sa tête.
Okulda onun yanında olamazdım.
Je ne peux pas être près de lui à l'université.
Belki okulda Finn'in yanında olmaya hazır değildim ama dışarıda görüşmeliydik.
Alors peut-être que je n'étais pas prête à être proche de Finn au lycée, mais je devais le voir à l'extérieur.
Yarın okulda eğlenceli pijama günü var ve ben yeşil ve pembe benekli pijamalarımı giymek istiyorum ama bizim evdeler. ve bu gece babamın evinde uyumalıyım.
Demain il y a une journée pyjama génial a l'école, et je veux porter mon pyjama avec les pois vert et rose, mais il est à la maison, et je suis supposée dormir chez papa ce soir.
Bizimle okulda çalışmak ister misiniz diye sormak istiyorduk.
On vient vous demander si vous dirigeriez cette école.
Pekala, okulda birileri sana bir şeyler söyleyebilir, tamam mı?
Quelqu'un t'en parlera peut-être à l'école, d'accord?
Bunu okulda öğrendik.
On l'a appris à l'école
Küçük Niles'ın okulda ilk yılı.
La première année de Nile. Si mignon.
"Okulda nasılsın?"
Comment ça va à l'école?
Okulda değilsin.
Tu n'es pas à l'école.
Pekala, basın açıklaması okulda olacak.
Conférence de presse à l'école.
Senin de şu an okulda olman gerekirdi.
Tu vas à l'école a cette heure ci habituellement.
Birkaç gün daha okulda olacaktı.
Il est encore à l'école pour quelques jours.
Okulda kaldığım zaman umursamıyorsun da neden Donahuelarda kaldığım zaman umursuyorsun?
Ça te dérange pas que je reste à la Fac, alors en quoi ça te dérange si je reste chez les Donahue?
Beni eve çağırdığında okulda internetten tanıştığım arkadaşlarım hakkında uzun bir hikaye anlatmamı beklememeyi deneyebilirsin.
Et quand j'appelle à la maison tu pourrais essayer de ne pas me raconter une histoire à rallonge à propos d'un gamin avec qui j'étais à la maternelle qui a monté un site web.
Elvis, okulda sana sataşan birileri mi var?
Dis, Elvis, est-ce que quelqu'un t'a ramené de l'école?
Hayır ve bunu okulda konuşmak istemiyorum.
Non, je ne veux pas parler de ça au lycée,
Bu okulda kimseyi ayıplamak yok.
Il n'y aura pas d'humiliation de ce genre dans cette école.
Küçükken, okulda sorun çıkaran bir çocukmuş.
Problèmes à l'école quand il était gamin.
Dr. Arthur Strauss, Joe'nun New Hampshire'da gittiği yatılı okulda danışmanlık yapıyordu.
Précédemment... Le Dr Strauss, conseiller au pensionnat où Joe est allé.
Onları okulda satacağız.
Nous les échangeons à l'école.
Okulda tanışmışlar.
Mh hmm. Ils se sont rencontré à l'école de climatisation.
Okulda sürekli bir kitaba gömülmüş haldeki insanları hiç gördünüz mü?
Lundi 30 septembre 1996.
Ama ben yangın alarmını çalıştıran deli kızdım. Benim için, ve birkaç başka kişi için, bu okulda yer yoktu.
Si tu veux être populaire, cool et attirer l'attention des garçons, il y a une place pour toi.
Ben okulda veririm sana.
Oh, d'accord alors.
Cuma günü okulda koro şeysi var.
Il y a un spectacle de chant à l'école, vendredi.
Ama kardeşiyle aynı okulda olmak için müdürden izin aldı.
Mais il a demandé au principal de venir dans la même que son frère aîné.